Gale traducir portugués
663 traducción paralela
- Sağolun Bn.
- Que bom, Mrs. Gale!
Gale. - Taze yaptım.
- Acabadinhas de fritar.
Bay Gale.
Mr. Gale.
Ben Kansas'lı, Dorothy Gale'im.
Sou a Dorothy Gale, do Kansas.
FBI, 1939'da bilinen bilinmeyen binlerce düşman casusu Amerika'yì isş gale başlayìnca, ajanlarìnìn ve çalìşanlarìnìn sayìsìnì 2. 000'den 1 5. 000'e çìkardì.
Em 1939, com milhares de agentes inimigos conhecidos e suspeitos a invadir as Américas, o FBI começou a construir a sua força de agentes especiais e empregados de dois mil para um máximo de 15 mil durante a guerra.
- Adım Gale.
- Sou a Gale.
- Bu muhteşem bir şaka, Gale.
- É uma piada espantosa, Gale.
Bu Gale, bu da Shirley.
Esta é a Gale e esta é a Shirley.
Gale!
Gale!
Son çarpışmalarda büyük başarı göstermiş olan... Tuğgeneral Charles Gale'in komutasındaki Piyade Alayı... günde bir şilin maaşla emekliye ayrılmayı hak eden... kıdemli askerlerinin yerini alacak adamlar arıyor.
O Regimento de Infantaria do Tenente-General Charles Gale... que se distinguiu em recentes acções... pretende preencher vagas de veteranos... que mereceram a reforma de um xelim por dia.
İyi akşamlar. Ben Teğmen Fakenham, Gale'in Piyade Alayından.
Tenente Fakenham do Regimento de Infantaria de Gale.
Marlene Gale'i görmeyi umuyorum.
Está louco para conhecer Marylin Gale. Não?
Marlene Gale, film yıldızı.
Marylin Gale, a estrela do cinema.
Ben Şu Marilyn Gale'i görmeğe geldim.
Vim ver Marilyn Gale.
Gale, hasta etme beni!
Gale, metes nojo!
Tatlım, seni Gale ve Evelle Snopes'la tanıştırayım.
Apresento-te o Gale e o Evelle Snopes.
Gale...
Gale...
- Gale?
- Gale?
Onu asla bırakmayacağımıza söz ver, Gale.
Jura que nunca o deixarás, Gale.
O artık bizim küçük Gale Junior'ımız.
É o nosso Gale Júnior.
- Gale Junior'ı ne yapacağız?
- E o Gale Júnior?
Emrettiğin gibi yerdeler, Gale.
Estão deitados no chão, como mandaste, Gale.
Salla, Gale. İyi becerdik.
Que pipa de massa.
Gale ve Evelle hapse dönmeye karar vermişlerdi. Doğrusu da buydu sanki.
Sonhei que Gale e Evelle tinham resolvido voltar para a prisão.
GALE'S MARKET
ARMAZÉM DE GALE'
Myra Gale, kendine gelirsen iyi edersin.
Vê se te comportas.
Uyku zamanı, Myra Gale.
Para a cama, Myra Gale.
- Myra Gale Brown.
- Myra Gale Brown.
Sen, Myra Gale Brown bu adamı, Jerry Lee Lewis'i kocan olarak, bugünden itibaren, ölüm sizi ayırana kadar seveceğine yemin ediyor musun?
Myra Gale Brown aceita Jerry Lee Lewis para seu esposo e jura amá-lo e honrá-lo até que a morte os separe?
1539 yilinda Malta Sövalyeleri, Ispanya IKrali Sarlken'e övgülerini sunmak için... gagasindan pençelerine kadar degerli taslarla bezenmis... altin bir sahin yolladilar. Ancak bu essiz hediyeyi tasiyan kadirga yolda korsanlarin eline geçti.
Em 1539, os Cavaleiros Templários de Malta, pagaram tributo a Carlos V de Espanha, mandando-lhe um Falcão em Ouro encrustado do bico às garras com as mais raras jóias--- - mas os piratas aprisionaram a galé que transportava este
30 cm. yüksekligindeki bu kus Imparator Sarlken'e... tarikat üyelerinden birinin kumandasindaki bir kadirgayla yollandi.
Mandaram uma ave em tamanho natural para Carlos em Espanha. Mandaram-no numa galé comandada por um membro da Ordem.
Meshur korsanlardan biri... sövalyelerin kadirgasini ve kusu ele geçirdi.
Um famoso almirante de piratas... tomou a galé dos Cavaleiros e o pássaro.
"İyi akşamlar" dedim hemen, serde çapkınlık var ya güya.
"Boa noite", disse-lhe eu, armado em grande galé.
- "Bu gece Filistin kadırgasıyla yola çıkarsın."
- "Partes hoje na galé da Palestina."
- Hafta sonu bir gemi kalkacak.
- Parte uma galé no final da semana.
Geminin kaptanı limana varır varmaz durumu bildirmiş.
O capitão da galé deve ter corrido a dizer-lhe assim que atracámos.
- Emrine bir kadırga verilecek.
- Porei uma galé à tua disposição.
Seni kırbaçlatır, kürek mahkumu olarak satarım.
Mando-te chicotear e vender para remador de galé.
Kıyıda bir gemisi varmış.
Tem uma galé à espera na costa.
Pelusium'dan bir gemi geldi, Roma'dan haberler var.
Chegou uma galé de Pelusium com notícias de Roma.
Bir Fas gemisi asla başaramaz.
Uma galé moura não chega lá.
- Mutfak kısmında kesinti var sanmıştım.
- Julgava que não havia energia na galé.
Size çok şey borçlu olduğumu biliyorum Galyalılar, kalbimin minnettarlığını... kazandınız, Sizi ülkemin bir kalyonu ile eve göndereceğim.
Eu sei quanto vos devo, Gauleses, e são merecedores de toda a minha gratidão. Sereis transportados para a Gália, na minha própria galé.
Söyler misiniz şu gemilerinizde yemek için domuz filan bulunur mu?
Diga-me, haverá alguns javalis na sua galé?
Şafak vakti geldiğinde o şişman rahip darağacında sallanıyor olacak.
O gorducho do Frei Tuck vai para a galé ao amanhecer.
- Kadırgayla.
- Na galé.
- Kadırgaya nasıl ulaşacağız?
Como chegamos à galé?
Efendi Toranaga, ikimizin kadırgaya gitmesini ve onlara haydutların saldırısına uğradığımızı söylememizi istiyor.
O Senhor Toranaga diz que nós os dois iremos à galé e diremos que fomos atacados por bandidos.
- Her durumda, kadırgaya gidiyoruz.
- Seja como for, temos de ir à galé.
Kadırgada Toranaga'nın bayrağı var.
A galé tem a bandeira de Toranaga.
Bu bir kalyon değil.
isto não é um navio de galé.