Gates traducir portugués
1,203 traducción paralela
Philadelphia polisi Gates'in arabasını bulmuş.
A polícia de Filadélfia encontrou o carro do Gates.
Merhaba Bay Gates.
Olá, Sr. Gates.
Bay Gates lütfen ellerinizi arkanıza koyup arabaya yaslanın.
Sr. Gates, encoste-se ao carro com as mãos atrás das costas.
- Gates seni bulmak zor oldu.
- Gates, você ê difícil de encontrar.
Gates güvertede.
- O Gates está na ponte de voo.
- Gözünüz Gates'te olsun.
- Fiquem de olho no Gates.
- Gates.
- Gates.
Gates'in mikrofonunda parazit var efendim.
Temos interferências no microfone do Gates.
Gates'i göremiyoruz.
Não vemos o Gates.
Gates?
Gates?
Gates'i kim aldı?
Quem tem o Gates?
Gates kimseyle konuştu mu?
- O Gates falou com alguém?
Gates'i takip edin!
Avancem para o Gates.
Gates suda mı?
Vê o Gates na água?
- Charles Carroll hikayeyi Thomas Gates'e anlatmadan önce götürmüş olabilirler.
- Até pode ter desaparecido antes do Charles Carroll ter contado a história ao Thomas Gates.
Bu keşfin şerefi tüm Gates ailesine verilecek tabii ki Riley Poole'un yardımlarıyla.
Quero que os créditos do achado vão para toda a família Gates, auxiliada pelo Sr. Riley Poole.
Ben Bill Gates'im, şu milyarder.
Eu sou Bill Gates, milionário.
Bill Gates dünyanın en zengin adamlarından biri, bir çocuğu var.
Bill Gates, um dos tipos mais ricos do mundo, só tem um filho.
- Hey, Doktor Henry Louis Gates olduğumu söylemiyorum ya da şu diğer adam.
- Não estou a dizer que... sou o Dr. Henry Louis Gates, ou o outro tipo...
Burada Oprah'tan bahsetmiyorum, burada Bill Gates'ten bahsediyorum, tamam?
Não estou a falar sobre a Oprah, estou a falar sobre o Bill Gates.
Eğer Bill Gates yarın sabah, Oprah'ın sahip olduğu kadar para ile uyansa hiç durmaz, pencereden atar kendini.
Se o Bill Gates acordasse amanhã com o dinheiro da Oprah ele saltava pela janela.
- Günaydın Bayan Gates.
- Bom dia, Sra. Gates.
- Çok cömertsiniz Bayan Gates.
Isso é incrivelmente generoso, Sra. Gates.
Karşısında Meredith Gates olduğunu bilmiyor mu? Değeri umurumda değil. Yüz binden fazla olmaz.
Eu não quero saber quanto é que ele acha que vale, ofereça 100,000 e nada mais.
Ama Gates koleksiyonu randevuyla gezilebilir.
É claro, a galeria Gates é geralmente visitada com hora marcada.
- Bu doğru. Meredith Gates ölümlüleri uzakta tutmayı sever.
A Meredith Gates gosta de manter os meros mortais a uma certa distância.
Meredith Gates.
Meredith Gates.
Gates'i bununla mı çekeceksin?
Então quer levar Meredith Gates até isso?
Siz önde gelen bir Mondrian koleksiyoncusuna sahte bir Mondrian satmak istiyorsunuz.
Quer vender um Mondrian falso à Meredith Gates, uma das maiores coleccionadoras de Mondrian.
- Hayır, Bayan Gates'in talimatı.
Instruções da Sra. Gates.
Bayan Gates'i arasam iyi olacak.
Veja, acho melhor ligar à Sra. Gates.
Meredith Gates'in ilgisini biliyordunuz değil mi?
Já sabia do interesse da Meredith Gates, não é?
Bugün Gates'le görüşecekti.
Ele vai ver a Sra. Gates hoje...
Arkamdan Meredith Gates'le buluşmaya gittin.
Então foste ver a Meredith Gates nas minhas costas?
- Bayan Gates.
- Bom dia, Sra. Gates.
Gates galerisinden bir Mondrian'ın çalındığını söyleyecek.
Vão dizer a polícia que um Mondrian foi roubado da Galeria Gates.
San Pedro girişine vardığımda, ne isterim, biliyor musun?
Quando eu chegar à Perly Gates, sabes o que vou pedir, não é?
Bill Gates mübarek.
- Ele é tipo o Bill Gates.
Genç, serseri bir kurşun.
O Gates disse que foi uma bala perdida.
Marcus Gates, siyah adamın oğlu.
Marcus Gates, filho do negro da praxe.
Marcus Gates için şunu öngörüyorum yirmi yıl içinde senatör olacaksın. - New Jersey eyaletinden.
Para o Marcus Gates, prevejo que daqui a vinte anos serás senador do grande estado de New Jersey.
Gates, dinle beni.
Gates, ouve-me!
Büyükbabam MacAllan'ı, Gates'e sorgulattı.
Sabes, o avô mandou o Gates interrogar o McCallum.
Biliyor musunuz, Bill Gates'in de gençken bir limonata tezgahı olduğunu okumuştum. - Bunu uyduruyorsun, bu gerçek değ...
Estive a ler que o Bill Gates quando era mais novo, vendia limonada.
Bill Gates gibi. Sıfırdan başladı ve şimdiki haline bak.
Como Bill Gates, que começou do zero e olha onde está agora.
Görünüşe göre dünyadaki en zengin adam benmişim çünkü sevecen bir eşim ve sevgi dolu bir ailem var.
Estou, Bill Gates? Sou o homem mais rico do mundo, pois tenho uma família adorável.
Megan'ın yasal ziyareti.. .. ile ilgili olarak burada değiliz, Bay Gates.
Não estamos aqui para aplicar a Lei de Megan, Sr. Gates.
Bayan Gates'i bulun.
Agora chame a Sra. Gates. Preciso de falar com ela duma vez por todas.
Gates neler olduğunu anlattı.
O Gates acabou de nos contar o que aconteceu.
Bill Gates'in kabusu.
Cabelo castanho, casaco azul. morreu?
Theodore Gates.
- Theodore Gates.