Geldik mi traducir portugués
546 traducción paralela
- Geldik mi?
- Dizes que já atravessámos?
Geldik mi?
Chegamos?
- İşte geldik. - Geldik mi?
- Pronto, cheguei.
Florida'ya geldik mi?
Já é a Flórida?
- Oh, geldik mi?
- Já chegamos?
Geldik mi?
Já chegámos?
- Geldik mi?
- Já lá estamos?
- Geldik mi?
- Estamos lá?
Geldik mi?
Estamos lá?
Anne, Arizona'ya geldik mi?
Mãe, ainda estamos no Arizona?
Bu yolu birlikte geldik mi, gelmedik mi? " Ve bir karar verdim.
Percorremos a estrada juntos ou não percorremos? " " E tomei uma decisão.
- Nerede? Geldik mi?
Longe disso.
Penisin vajinaya girişene kadar geldik mi?
Bem, já tinha chegado à parte em que o pénis entra na vagina?
- Geldik mi?
- Já chegámos?
Geldik mi?
- Não, esperamos o heróico Almirante.
- Geldik mi?
- Nós chegámos lá?
Daha önce buraya geldik gibi görünüyor, değil mi, Jesse?
Parece que já estivemos aqui, Jesse.
Buraya bunun için geldik, değil mi?
Para que estamos aqui?
Geldik, değil mi?
Já chegámos, não é verdade?
Cepheye mi geldik?
Estamos já na frente?
Has...! İlk biz mi geldik?
Merda, somos os primeiros?
Onun için mi biraz önce isin sonuna geldik dedin?
Foi por isso que disseste há pouco, agora é para valer?
- Anne, bir yere mi geldik?
- Mamä, chegámos a algum sítio?
Yani tüm bu yolu boş yere mi geldik?
Quer dizer... Que viemos até aqui para nada?
- Neredeyse geldik değil mi?
Já estamos quase a chegar?
Yemek gösterisi için geldik yoksa yemek için mi geldik, demeliyim.
Vamos actuar para jantar. Melhor dizendo, ficar para jantar.
Kağıt oynamaya mı eski günleri yad etmeye mi geldik?
Viemos jogar às cartas ou falar dos velhos tempos?
Eve geldik mi?
Estamos em casa.
Bu an için milyonlarca metrikten geldik ve sen geri çekilmek mi istiyorsun?
Viajámos milhões de metrics por este momento! e tu queres que volte?
Şimdi bak... Londra'dan arabayla burada kalmaya geldik, değil mi?
Ouça, viemos de Londres para ficar hospedados aqui.
Buraya babamı aramaya geldik, değil mi?
Foi pelo o meu pai que nós viemos, à procura dele?
Biz buraya kendini dövdürmen için mi geldik,
Diz-me porque temos de vir a Cleveland para levares uma coça?
Geldik, değil mi?
- Estamos aqui, chefe, não é?
Bir bağlantı olabilir mi diye size geldik.
Viémos averiguar se sabia de alguma ligação.
Bu kez o adamların üstesinden geldik, değil mi?
Desta vez, vencemos aqueles tipos.
- Sizi eve götürmek için geldik. Ev mi?
- Para casa?
Bu harika değil mi? Albay Decker ile 6 kez burun buruna geldik ekibinin yarısını köprüde atlattık sonra sen gidip paslı çiviye bastın.
Somos apanhados quase seis vezes pelo Coronel Decker, escapamos a metade do seu pelotão naquela ponte e depois tu pisas um prego enferrujado.
Kazanmanıza yardım etmek için geldik! - Beni özledin mi?
Estamos aqui para vos ajudar a ganhar,
Bu kadar yolu geldik, değil mi?
Bom, chegámos até aqui, não foi?
- Arama emriyle mi geldik? - Hayır.
David Addison.
Buraya bazı şeyleri unutmak için geldik, di mi?
Viemos aqui para tentar esquecer certas coisas, está bem?
Bütün gün araba kullandım. Yeni geldik, iki saat sıradayız... Yeni mi geldin?
Passei o dia ao volante, acabámos de chegar e estou naquela bicha há duas horas...
Buraya manzara için mi geldik?
Viemos ver a vista? É formidável.
Pikniğe mi geldik sandın?
O que esperavas encontrar aqui? Um piquenique?
Biz buraya savaş çığırtakanı bir amirali takdim etmeye mi geldik?
Querem meter-nos no meio da tropa dos outros, como focas amestradas?
- Otele mi geldik?
- Estamos no hotel?
İlk sana geldik, değil mi? Jack Walsh arıyor.
Falamos contigo primeiro, não foi?
Bunca yol geldik geri mi döneceksin?
Andaste isto tudo e queres voltar? Dá-me a tua mão.
Ve kısa bir süre sonra da, biraraya geldik, değil mi?
E então, pouco tempo depois, conhecemo-nos todos, não foi?
- Onunla sohbet etmeye mi geldik?
- Vamos matá-la com conversa?
Geldik kafa karıştırıcı kısma ; vulkanize Macintosh siparişi söz konusuysa... yağmurluğun'y'sini mi, yoksa su geçirmezin's'sini mi kullanırız?
E vai ficando mais complicado. Se pediam um Machintosh vulcanizado então catalogava em "C" de casaco de chuva, ou em "I" de impermeável.