Gerer traducir portugués
50 traducción paralela
Her ayrılış insanı gerer ve korkutur.
Todas as partidas têm os seus medos e ansiedades.
Tükürük hokkasına 10 bin doları atan kişi beni gerer.
- Não sei. Mas qualquer um que atira 10 mil dólares numa escarradeira deixa-me nervoso.
Silahlar beni gerer.
As armas perturbam-me.
Ve her çeşit silah benzeri alet sinirlerimi gerer... o yüzden de, acaba siz...
Mas as armas de qualquer tipo tendem a enervar-me. Por isso, se fizesse o favor...
Sırtını gerer misin?
Podes arquear as costas?
Sonra da, bir ampulün altında gerer, daha sonra da, helanın dibinde içini deşer, bilahare hapur hupur yersiniz.
Depois estica-se debaixo de uma lâmpada quente, colocamo-nos a uma distância que dê para bater na latrina, e come-se logo de seguida.
Sinirlerini mutlaka biraz gerer... Çık!
É natural que te ponha nervosa.
- Bu seni gerer mi? - Germeli mi?
- Isso deixa-te nervosa?
Yönetim Kurulu sizi çarmıha gerer.
Será crucificado pelo conselho de administração.
Yumruklarını sallar, hepsine göğüs gerer, yine de yılmazdı.
Sabia socar depressa, sabia apanhar a valer e sabia continuar.
Ama artık kendi ayaklarım üzerinde durup gitmem gerekirse, küçük bacaklarımı gerer, giderim.
Mas, há alturas em que tenho de sair e esticar um pouco as pernas.
Jeff pek çok kadının sinirlerini gerer.
- Ainda estou a compôr-me. Só mais um pouco.
Ama takma kafana. Jeff pek çok kadının sinirlerini gerer.
Sim, mas não te preocupes, o Jeff deixa muitas mulheres nervosas.
Şimdi de hattı sıkıca gerer.
Daí ela puxa a linha para esticá-la.
- Polis mi? Polisler beni gerer.
Policias deixam-me nervoso.
Canavar deniz anası hain ağına Düşürür onları bu onları 10 metreden fazla Gerer.
Uma medusa monstruosa apanha-as numa teia venenosa que pode ir até aos 10 metros de amplitude.
Yapma, eski bilgisayarlar beni gerer.
Os computadores velhos deixam-me passado!
Babam neler yaptığımı farketse, beni çarmıha gerer.
O meu pai se descobrir o que eu já passei para cima, ele vai me crucificar.
Tıpkı davulun derisini gerer gibi.
Esticamos como que num tambor.
Ben, Büyük Reis Koşan Ayı, aşkı için her zorluğa göğüs gerer- -
Christian! Christian, mas que bela surpresa. Não sabia que vinhas cá.
Fırtınalara göğüs gerer, sarsılma nedir bilmez. "
"Que encara a tempestade com bravura."
Belki biraz gergindi. Polisler insanları gerer.
Os polícias deixam algumas pessoas nervosas.
Hayır, bu beni daha da gerer.
Não. Isso deixa-me nervosa.
Bu duyulacak olursa ülke bizi çarmıha gerer!
Seríamos crucificados se soubessem que isto poderia ter sido evitado.
Kaslarını gerer kalp atışlarını yavaşlatır eski şartlar sağlanır.
Enrija-lhes os músculos, abranda-lhes o ritmo cardíaco, e a marcha.
Öylece göğüs gerer ve bunu yapar. Çünkü o bir erkektir.
Simplesmente aguenta, e fá-lo... porque é um homem.
Kötü tarafı ise ilişkilerine baskı yapar ve aralarını gerer.
E o lado negativo? Coloca uma certa pressão e tensão no relacionamento deles.
Kendisi beni gerer de.
- Ela põe-me tenso.
Beni ve Büro'yu çarmıha gerer.
Vai sacrificar-me a mim e ao FBI.
Seyirciler beni gerer.
Ter público deixa-o nervoso.
Bu ilk resmi buluşmamız olduğu için çok mutluyum ama benim hakkımda bir şeyi bilmelisin sürprizler beni çok gerer.
Estou muito contente por este ser o nosso primeiro encontro oficial, mas há uma coisa que tens de saber : as surpresas põem-me nervosa.
Medya ve basın seni çarmıha gerer!
Os media? A imprensa? Eles vão te cruxificar.
Bu olay duyulursa piyasa bizi çarmıha gerer.
O mercado vai crucificar-nos, se isto vier a público.
Bunları baştan ele almazsak, Cumhuriyetçiler seni sahiden çarmıha gerer.
Temos de encarar isto de frente ou os Republicanos crucificam-te.
Küçük uçaklar hep gerer beni.
Os aviões pequenos deixam-me sempre nervosa.
Krallar seni çarmıha gerer bunun için evlat.
Os Kings vão crucificar-te, miúdo..
- Ruhsal şeyler beni gerer.
- Esses tênis põem-me nervosa.
Kalabalıklar... -... beni çok gerer.
Muita gente deixa-me nervoso.
Arabalar beni gerer çünkü geldiklerini göremiyorum.
Os carros deixam-me nervosa, pois não os vejo a chegar.
- Bu seni gerer mi?
- Isso deixa-te nervosa?
- Amerikalılar bizi çarmıha gerer.
- Os Americanos vão crucificar-nos.
- Masaj beni gerer.
As massagens deixam-me tensa.
Ve genelde böyle şeyler beni gerer.
E normalmente este género de coisa deixa-me nervosa.
Geçinmek için tenis raketinin tellerini gerer.
Ele repara cordas de raquetes de ténis como ganha-pão. É o melhor.
Bir barmenin öylece ortada durması insanları gerer.
Um empregado de bar parado enerva as pessoas.
Boşluklar insanı gerer.
Espaços em branco deixam as pessoas nervosas.
Bazıları da göğüs gerer hatta bundan zevk alır tıpkı senin gibi.
Outros aceitam-na e até gostam, como tu.
Şort giyecek, erkeklerin dizleri beni gerer, bilirsin.
Ele vai levar calções e sabes que sou esquisita com joelhos de homem.
Daha fazlası var ama bunu konuşmak beni daha da gerer.
Tenho mais coisas a chatear, mas falar sobre elas enerva-me.
- Ezikler beni gerer.
- Os malucos deixam-me nervoso.