Gibi görünüyor traducir portugués
12,174 traducción paralela
Rus simsarlığı gibi görünüyor.
Parece espionagem Russa.
Saldırıdan bir saat önce gelmiş gibi görünüyor.
Entrou quase uma hora antes do tiroteio.
Sırları da onunla birlikte gitmiş gibi görünüyor.
Parece que os segredos dele morreram com ele.
Ama biri bana engel oluyormuş gibi görünüyor.
Mas parece que está alguém a bloquear-me. - Quem?
Harika, her şeyi getirmişsin gibi görünüyor.
Parece que dás conta do recado.
Kaçmış gibi görünüyor.
Parece que ele limpou tudo.
Oradaki pis yüzlü Joe senden hoşlanıyor gibi görünüyor.
Aquele tipo mal vestido ali parece estar interessado em ti.
Kapılarda iki kişilik ekipler görevlendirmişsin gibi görünüyor. Bu da ara sokaktan bir gedik açılmasına hassas olduğun anlamına gelir.
Parece que colocaste dois homens em cada porta, o que significa que estás vulnerável nos becos.
Yemeğin hazır olmasına daha var gibi görünüyor.
Parece que o jantar vai demorar.
Daldan sarkan olgun, sulu bir meyve gibi görünüyor.
É como uma peça de fruta madura e sumarenta a pender de um ramo baixo.
Bailey beni bir anlık hevesle işe almış gibi görünüyor ama ben hiçbir işimi anlık hevesle yapmam.
Olhe, pode parecer que a Bailey me contratou num impulso, mas eu não faço nada por impulso.
Sanki Sayısal'ı kazanmış ya da bir ödül almış falan gibi görünüyor.
Parece que ganhou a lotaria ou foi indicada para algum prémio.
- İçkiye ihtiyacın var gibi görünüyor.
Parece que uma bebida caía-te bem.
Hafif bir tehdit gibi görünüyor.
Parece vagamente intimidatório.
Zırhın sana azıcık dar gibi görünüyor asker.
A tua armadura parece estar um pouco apertada, soldado.
İhtiyacın var gibi görünüyor.
Acho que estás a precisar. Eu também vou tomar um.
Yeterince iyi fırlatmışsın gibi görünüyor Doktor.
O teu arremesso foi bom o suficiente, Doc.
Ancak Savcılık bu saydığım konularla ilgili değil de kimin neye, nereye, hangi araca erişiminin olduğuyla ilgili konuşan emniyet görevlilerine haddinden fazla zaman ayırıyor gibi görünüyor.
IRMÃO DE TERESA... no entanto, parece que o estado está a passar muito tempo, especialmente com os agentes, não a falar nisso, mas sobre quem teve acesso ao quê, que local, que veículo...
Önemli bir keşfin eşiğindeymişsin gibi görünüyor.
Parece-me que está à beira de uma grande descoberta.
Gitmiş gibi görünüyor.
Ele escapou!
Lakin ilmî ekipmanın büyük kısmı hızımızı kesiyor gibi görünüyor.
Contudo... Um horrível monte deste equipamento científico parece estar a atrasar-nos.
Ben çok iyi dans gibi görünüyor.
Ele até é um bailarino bastante bom.
Bu yanlış bir isim gibi görünüyor.
Isso soa a nome falso.
Sen Hercules ya da bir şey gibi görünüyor.
Pareces ou Hércules ou assim.
Will Smith, bir siyah ya da bir şey gibi görünüyor.
Pareces um Will Smith negro ou coisa assim.
Ama burada çok fazla kaynağınız var gibi görünüyor.
Mas parece ter aqui bastantes recursos.
Her an, yeni bir düşünce gibi görünüyor, sanki yeni bir gerçekleşme.
Tenho pensamentos novos a todos os momentos, como novas descobertas.
Arkadaşlarım bundan hoşlanmıyor gibi görünüyor ama bence orada iyi oluyor.
As minhas amigas não gostam, mas eu gosto da sensação dele lá dentro.
Evet. Onaya çok yakınız gibi görünüyor, Vera.
Sim, parece que estamos mesmo quase a ter aprovação, Vera.
Onun için zor bir maç olacak gibi görünüyor.
Na melhor das hipóteses, será um desafio difícil.
Onun başkasıyla olması beni geriyor ama sana çoktan alışmış gibi görünüyor.
Fico nervosa por ela ficar com outra pessoa, mas já parece estar à vontade contigo.
Senin ihtiyacımız olan şey olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.
Para ele talvez seja o que precisamos.
Gerçekten onlarla yapışmış gibi görünüyor ayrıntılar, Küçük otantik ayrıntılar.
O que elas na verdade parecem ter gravado são os detalhes, os pequenos e autênticos detalhes.
İnsanlar Frank Amca'ya oldukça iyi yanıt veriyor gibi görünüyor.
As pessoas parecem responder bem ao Tio Frank.
Buradan en kolay yol, muhtemelen içki reyonunun içinden geçen gibi görünüyor.
Daqui, o melhor caminho parece ser através do corredor das bebidas.
Yolu uzatıyor gibi görünüyor.
Parece ficar fora de mão.
Bu resmi seviyorum çünkü biraz fazla zorluyormuş gibi görünüyor.
Gosto porque parece que ele está a tentar demasiado. - O artista?
Felix orayı çok sevmiş gibi görünüyor.
O Felix parece gostar.
Şu anda, sırf Duran'i kızdırmak için düz basarak gard alıyor gibi görünüyor. Bastır!
Neste momento, ele parece desajeitado, ao tentar socar Durán na cabeça.
Acosta neden bahsettiğini biliyor gibi görünüyor ama...
O Acosta parece saber do que fala, mas...
Buradaki birkaç kişi aynı şeyi Hissediyor gibi görünüyor
Sabes, parece que há gente que se sente da mesma maneira.
Bu bir bölüm basınç halka etrafında sıkışıp gerçek basınç gibi görünüyor.
Há uma pressão de bolha... Em volta do preventivo... A pressão interpreta como pressão de perfuração...
32 kişi kurtulmuş gibi görünüyor efendim.
Parece haver 32 sobreviventes.
Felaket bir arıza gibi görünüyor.
Parece um fracasso catastrófico.
- İyi gibi görünüyor.
- Parece vazio.
Evet, bu sefer çok fena çuvalladım gibi görünüyor.
Desta vez, parece que estou lixado.
Kardeşlerim kayıp düşünmek gibi görünüyor.
Os meus irmãos parecem pensar que estás perdida.
Onlar o ağacın bazı düzenli kötülük üzerine yapmaya hazırız gibi görünüyor.
Parece que eles estão prontos para fazer algo de muito mal perto daquela árvore.
Yukarı kadar epey uzun bir yol varmış gibi görünüyor.
Parece uma grande subida até lá acima.
- Gereksiz bir risk gibi görünüyor.
Parece-me um risco desnecessário.
Bu, Başkonsolon Harold Richards'ı tanıtmanın en iyi zamanı gibi görünüyor.
Este parece o melhor momento para apresentar o Ten. Cor. Harold Richards.