Girdi traducir portugués
9,178 traducción paralela
15 dakika önce San Ysidro sınırından ABD'ye girdi.
Cruzou a fronteira de San Isidro para os Estados Unidos há 15 minutos.
J.C. Dekker için içine böyle girdi.
- Exacto. Então, aí entra o J.C. Dekker.
Wilson seninle beraber duşa mı girdi?
Então, a Wilson tomou duche contigo?
Hayır, benim yerime duşa girdi.
Não. Em vez de mim.
Kardeşim koşarak odaya girdi ve bağırdı...
Lembro-me dele vir a correr e a gritar
Yoksa Lola aranıza mı girdi?
Ou a Lola intrometeu-se entre vós?
Aniden susmandan anladığım kadarıyla ya felç geçirdin ya da Sarah içeri girdi.
Pela tua pausa abrupta, ou tiveste um AVC ou a Sarah entrou.
Her şey yoluna girdi mi?
Já está tudo bem?
Belki o zorla içeri girdi, yaşlı adamı öldürdü, eve tuzak döşedi.
Se calhar ele invadiu, matou o homem e armadilhou a casa.
Belki savaş sonrası depresyona girdi.
Achei que talvez fosse stresse pós-traumático.
Adam içeriye girdi.
Um homem acabou de entrar aqui.
Bir şey boğazımdan içeriye girdi.
Alguma coisa desceu pela minha garganta.
Kit'in Rick ile olan son görevinde bir kaza oldu ve bir şey Kit'in içine girdi.
Na última missão do Kit, quando foi com o Rick, houve um incidente... e algo entrou no Kit.
Bu herif bu oyuna nasıl girdi?
- Como é que ele entrou no jogo?
Arabaya girdi ve seninle dua etti.
Ele esteve no carro e rezou consigo.
Walt ve Cliff bu olaya nasıl girdi?
Como é que o Walt e o Cliff encaixam dentro disto?
Billy'in telefonu kablosuz sinyalini alıyordu. Andrew'un hayaletin Trini'nin içine girdi. Şu navigasyon programı.
O telemóvel do Billy devia estar a usar o sinal de Wi-Fi, e o Andrew deve ter usado a Trini, a aplicação de navegação.
Theo, kişisel bilgilerine girdi.
O Theo acedeu às tuas informações pessoais.
Babam annemi öldürme suçundan hapse girdi.
O meu pai foi parar à prisão pelo seu homicídio.
Paranızı bir yılda ikiye katlarsınız. Bir kez doğurganlık dönemine girdi mi dörde katlarsınız.
Ganharão o dobro daqui a um ano, e o quádruplo quando fôr fértil.
Ardından James Wilcox, Oval Ofis'e Ar Rissalah sembolü çizmek için izinsiz şekilde Beyaz Saray'a girdi.
- Depois, o James Wilcox entra na Casa Branca... - para colocar o símbolo da "Ar Rissalah" na Sala Oval.
Tüm bunları düşünürken başıma ağrılar girdi.
Dói-me a cabeça só de pensar em como tudo isso funciona
Kurbanları tanısa da tanımasa da havaya girdi ve sakinleşmeye vakit ayırmayacak.
Quer ele conheça as vítimas ou não, ele atingiu o seu auge e não vai tirar um tempo para descansar.
Kötü bir yazılım ağımıza girdi.
Vou ver o ficheiro de raiz. Um vírus atingiu a nossa rede.
Bir bankaya girdi.
Ele acabou de entrar num banco.
Karımı öldürdüğü için hapse girdi.
Matar a minha mulher foi o que o condenou.
Finch, Edwards içeri girdi.
Finch, o Edwards acabou de invadir o local.
İlk geldiği gün buraya oturup eşyalarını bıraktı çırılçıplak soyundu ve duşa girdi.
O primeiro dia. Ela entra aqui alegremente, deixa as suas coisas... despe-se completamente e vai para o chuveiro.
Kimse ondan sonra sorgu odasına girdi mi?
Alguém mais esteve na sala de interrogatório?
Onu yenemeyeceğime dair benimle bahse girdi.
Ele apostou que eu não poderia vencê-lo.
Yeniden başlatmaya çalıştığınızda program devreye girdi ve sizi oraya hapsetti.
No momento em que tentaram reiniciá-la, essa função foi activada, prendendo-vos lá dentro.
Tüm dehalar suçu yıkacak birini ararlar... -... Mikhail de burada devreye girdi.
Tudo o que os génios precisavam era de alguém para jogar as culpas, e é aí que o Mikhail entra em jogo.
Baksana, buradan görmek zor da, top deliğe girdi mi acaba?
Daqui de longe foi difícil de ver, mas, a bola entrou?
Uyarılara cevap vermiyor. Bitkisel hayata girdi.
- Está com uma desfibrilação ventricular.
Birileri hırsızlık için evine zorla girdi.
Uns homens entraram-lhe em casa para o roubar.
Dusty içeri girdi.
O Dusty entrou.
Hayır. Yer yarıldı içine girdi.
Não, não, é um mistério.
Bugün, iki umutlu aday daha yarışa girdi.
Hoje, mais dois candidatos lançaram-se para a contenda.
Evine gizlice girdi ve dosyayı buldu.
Ela arrombou o teu apartamento. Encontrou o ficheiro que tinhas sobre mim.
- Evet, sonra Dozerman içeri girdi ve öldü.
Depois, o Dozerman entrou e morreu. Em paz.
- Burada Hitchcock devreye girdi.
Foi aí que entrou o Hitchcock.
Holt cadıyı öttürünce Jake odaya girdi.
O Holt ativou a bruxa, trouxe o Jake para a sala.
- Boynuma girdi.
Está na minha nuca.
Şimdi de polis merkezine girdi ve muhtemelen serumları aldı.
Agora, ela invadiu a esquadra e, provavelmente, já deve ter o soro.
Şimdi içeri girdi.
Ela está aqui.
Polis merkezine girdi ve siz bana Liam denen adamdan şimdi...
Ela invadiu a esquadra, e agora dizes-me que esse tal Liam...
Daha haberim bile yoktu ki, ok doğrudan kalbine girdi.
Sem dar conta, a seta foi direita ao coração dele.
A bloğunda kişisel alarm devreye girdi ama erişemiyoruz.
Um alarme pessoal foi activado no bloco A, mas não conseguimos ter acesso.
Parmağım, bacağına girdi.
Meu dedo entrou na perna dela.
Belki hayatlarına böyle girdi.
Talvez essa seja a entrada dele.
O, buraya nasıl girdi?
Como é que ela chegou aqui?