Girebilirsin traducir portugués
726 traducción paralela
- Evet, girebilirsin.
- Sim, passa.
Döndüğünde kendin girebilirsin.
Poderá entrar sozinho, quando voltar.
Şimdi girebilirsin, Scarlett.
Pode entrar, Scarlett.
Girebilirsin.
Está bem.
- Şimdi içeri girebilirsin sevgili kızım.
Boa tarde, Srta.
- Öyle olduğuna bahse girebilirsin.
- Você aposta que é.
İstediğin zaman girebilirsin.
Não trancarei a porta, entrem quando quiserem.
- İçeri girebilirsin.
- Pronto, pode entrar.
Trene saldıran bu grubu son adamına dek ortaya çıkaracaklarına iddiaya girebilirsin.
É certo que vão apanhar... todos os membros do grupo que atacou o comboio.
Hayatına bahse girebilirsin! Kalıyorum.
Podes apostar que vou ficar.
Artık girebilirsin.
Pode vir agora!
İçeri girebilirsin.
Já pode entrar, paizinho.
Three River'sa girebilirsin, çiftlik yaklaşık 30 km. ötede.
O rancho fica a uns 25 Km.
Evet, evet sen girebilirsin.
Sim, sim, você pode.
Bir işe girebilirsin.
Podias arranjar emprego.
Yendiğime iddiaya girebilirsin. Yedi uzun yılın her anında.
Pode crer que sim, venci-o sempre ao longo de sete anos.
Birkaç dolarlık kapkaç ya da milyon dolarlık bir soygun. İkisi içinde hapse girebilirsin.
Eles podem meter-nos dentro, tão rápido por um golpe de 10 dólares, como por um de um milhão.
Polonya'da evlenmen gereken kızı öğrenecekler. Hapse girebilirsin.
Eles vão descobrir sobre a polonesa com quem se casou. irá para a cadeia.
İstediğin şeye iddiasına girebilirsin ki bunu hemen iptal etmeyecekler.
Pode apostar que depois me buscarão por aqui, não agora.
Geç kaldın, ancak Mathews üzerine girebilirsin.
É tarde demais para isso, a menos que queira apostar no Mathews.
Bunun için hapse girebilirsin.
Podia ser presa por isto.
Yaptığından tatlı hayatın üzerine bahse girebilirsin.
Pode apostar a sua vida, que sim.
Şey, burada olduğuna göre, sanırım içeri kadar girebilirsin.
Bem, já que aqui está, é melhor entrar.
Bir izci çakısı olmadığına bahse girebilirsin.
Garanto que não era um canivete de escuteiro.
Girebilirsin.
Pode entrar.
İçeri girebilirsin.
Podes entrar.
Petrol işine bile girebilirsin.
Pode vender umas concessões de petróleo.
Şayet dinlersen, bir düzene girebilirsin.
Se ouvisses o que tenho para dizer, poderia ajudar-te...
Evet, oraya bir hemşire olarak çok rahat girebilirsin.
Com a sua aparencia agradável será uma enfermeira perfeita.
Şimdi girebilirsin Maria.
Podes entrar, Maria.
Girebilirsin, sevgilim.
Podes entrar, meu querido!
Girebilirsin, Sheriff.
Apresento-te o xerife.
Dışişlerinde kolaylıkla işe girebilirsin.
Podias facilmente trabalhar no MNE. Quem disse?
- Hayatın üzerine bahse girebilirsin.
- Pode apostar a vida que sim.
Hapse girebilirsin!
Sabes a que te arriscas?
- Bu konuda bahse girebilirsin ortak.
- Pode apostar que sim, companheiro.
Artık çekinmeden girebilirsin.
Já podes entrar sem medo. A doença já se foi.
Girebilirsin.
Podes entrar.
Elbette girebilirsin.
Claro que sim.
Onu buraya getir ve yukarıdaki büyük pencereye daya. Böylece üst kısımdan içeri girebilirsin...
Encoste-a à janela do quarto principal e assim entrará no andar superior.
- Bahse girebilirsin!
- Podes crer que sinto!
Girebilirsin. İçeri gir ve kapıyı kapat.
Entra e fecha a porta.
Her şeye iddiaya girebilirsin sanıyordum.
Nunca pensei que fosse contra a vossa religião - apostar fosse no que fosse.
İçeri girebilirsin, Tommy.
Podes entrar, Tommy. Não tenhas vergonha.
Çok hoş şekillere girebilirsin.
Aprende-se posições encantadoras.
Kıçın için bile iddiaya girebilirsin, evlat.
- Podes crer, rapaz.
Yüzme havuzumuz da var. Ne zaman istersen girebilirsin.
Também temos uma piscina, que pode usar quando quiser.
- Pekala Kimberly, girebilirsin.
- Quando quiseres, Kimberly.
Botlarına bahse girebilirsin.
Podes apostar as tuas botas nisso.
İçeri girebilirsin...
Posso levar a lista?
Son kuruşuna kadar bu konuda iddiaya girebilirsin!
Pode apostar nisso!