English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Gittin

Gittin traducir portugués

7,206 traducción paralela
Hapisane kapanırsa diye sana tavsiyede bulunuyorum çünkü Albany'e kaçmadan önce bizi dolandırıp gittin ben de bölgenizdeki seçmenleri kocanın yalancı, yolsuzluk yapan ibnenin biri olduğuna dair bilgilendirme eğiliminde olabilirim.
Só estou a sugerir que se a prisão tem que fechar, basicamente porque nos espoliaste antes de fugires para Albany, eu possa estar inclinado a informar os votantes do vosso distrito, de que o teu marido é um aldrabão, um ladrão maricas.
- Woodstock'a mı gittin?
Esteve em Woodstock?
Sen Vassar'a gittin!
Andaste na Vassar!
Yunanlı'ya gittin değil mi!
Encontraste o grego?
Gittin ölülerin arasından bir haham mı bulup geldin?
Andaste à procura de um rabino para os mortos?
- O zaman neden gittin?
- Então, porque partiste?
- New York'a gittin mi hiç?
- Alguma vez foi a Nova Iorque?
Gittin sandım.
Pensei que já tinham ido.
- Gittin.
- Saíste.
- Nereye gittin demin?
Onde é que foste?
- Abraham'ı görmeye mi gittin?
Foste ver o Abraham? Fui.
Sonra sen tek başına ambarın oraya gittin birden.
Foste sozinho ao celeiro.
Çocuklarından birini kapının önünde bırakıp uyuşturucu kullanmaya gittin mi dün gece?
Deixaste alguma delas na varanda de noite, enquanto te drogavas?
- Hiç gittin mi?
Já lá estiveste?
- Dorne'a daha önce gittin mi? - Hayır.
- Alguma vez estivestes em Dorne?
Sonra biraz daha kumar oynamak için gittin çaldın. - Evet,
E, depois, roubaste para poderes apostar mais.
- Havaalanına bir daha mı gittin?
Voltaste ao aeroporto?
Neden onun dairesine gittin ki?
O que fazia no apartamento dela?
Sattın gittin beni!
Patrick. Traíste-me, porra!
Seni son gördüğümde kanlar içinde o kemerde bileklerinden asılmış bitkin hâldeydin ve sonra da öldüğünü düşündürerek veya belki bir daha dönmemek üzere bırakıp gittin ve şimdi eve böyle mi dönüyorsun?
Da última vez que te vi estavas ensanguentado e ferido, preso pelos pulsos naquela arcada, e depois fizeste-me pensar que estavas morto, ou que certamente nunca retornarias, - e é assim que chegas em casa?
Kliniğe kendi başına gittin.
- Como? Foste à clínica sozinha.
- Çok ileri gittin.
- Foi longe demais. - Fiz o meu trabalho.
Kumandan, neden evden gittin?
Comandante, porque saíste de casa?
Basıp gittin, beni öylece bıraktın.
Desapareceste e deixaste-me lá.
- Havaalanına bir daha mı gittin?
- Voltaste ao aeroporto? - Sim.
Oraya hiç gittin mi?
Já alguma vez foste lá?
Bugün ifade vermeye gittin biliyorum... umarım... umarım günün güzel geçiyordur.
Sei que hoje tens o teu depoimento, eu espero... espero que o dia esteja a correr-te bem.
Hem konuşana bak, gittin evlendin mi sen?
E olha quem está a falar. - Casaste-te?
Gittin.
Foste-te embora.
Eve sorunsuz gittin mi?
Chegaste bem a casa?
- Siber Joe'ya gittin Çünkü ordan Talia'nın bu videosunu kimse öğrenmeden gönderebilirdin.
- Foste até ao Cyber Joe's porque querias postar o vídeo da Talia sem ninguém saber.
- Alışverişe mi gittin?
- Foste às compras?
Beni tehdit ettin. Sonra da gittin.
Ameaçaste-me e foste embora.
- Bakmak için gittin. - Ne?
- E foste lá fora ver...
Tamam, başka bir yere gittin çünkü başka bir şey istedin.
bem, foste para outro lugar, porque querias outra coisa.
O cehenneme gittin, öyle mi?
Correu assim tão bem? - Onde está o teu irmão?
- Gittin evlendin mi sen?
- Casaste-te?
Aşçılık okuluna falan mı gittin?
Não andaste numa escola de cozinha?
- Fazla ileri gittin.
- Foste longe demais!
- Gerhardtları mı görmeye gittin?
Foste ver os Gerhardt?
El Jefe'ye gittin.
Foste ter com O Chefe.
Sürgün yediğimize kızgındım. Aileme kızgındım. Sen gittin diye kızgındım.
Estava zangado por estarmos exilados, estava zangado com os meus pais, zangado por teres ido embora.
Gittin diyelim.
Por isso sais.
Hiç Montana'ya gittin mi?
Já foste ao Montana?
Gittin mi?
Tu... tu foste?
Dolambaçlı yoldan mı gittin?
Fizeste um desvio?
- Yani sen Lowry'ye gittin, Lowry sana gelmedi.
Então, foste ter com o Lowry, não foi ele que veio ter contigo.
Kampa gideceğini söyledin ve iki aşüfteyle çıplak yüzmeye gittin.
Disseste, que ias acampar, e depois saíste para nadar nu com as duas taradas.
Evine gittin sanıyordum. Ne yapıyorsun burada?
Pensei que tinhas ido para casa.
Harvey'i görmeye gittin.
Sei que foste ver o Harvey.
Of, John işemeye mi gittin?
Caramba, John, estás aflito?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]