Gloria traducir portugués
2,609 traducción paralela
Gloria'nın senden ihtiyacı olan şey ne?
- O que tens de que a Gloria precisa?
Gloria'nın sende ihtiyacı olan şey ne?
O que tens que a Gloria precisa?
Gloria iyi durumda, yani o da iyi durumda.
Sim. A Gloria está bem, assim como ele.
Gloria kontrol ediyor.
A Gloria vai verificar.
Adı Gloria Williams, şef. Çok uzaklaşmış olamaz.
Seu nome é Gloria Williams, chefe, e ela não poderia ter ido longe.
Ve kafama bir anda dank etti. Bu cinayetlerin işlendiği yerlerin hesaplanması moteldeki yangın bombası saldırısı Gloria Williams'ın iz bırakmadan ortadan kaybolmayı başarması.
E então ele me bateu - a maneira calculada em que esses assassinatos foram cometidos, o fogo-bomba emboscada no motel, o fato de que Gloria Williams conseguiu desaparecer sem deixar vestígios.
Eşim Gloria.
É a minha esposa Gloria.
- Evet, adam Gloria'ya asılıyor.
Sim, ele está a atirar-se a ela.
- Başkentte Gloria Steinem'le oturma eylemi düzenlediğimiz için yedi gece hapishanede kaldığımı unutma. Ya da 65'deki ayaklanmadan sonra nezarete atıldığımı.
Acho que te esqueceste que participei de uma manifestação com Gloria Steinem na capital da nossa nação e passei 7 noites na prisão, ou cadeia, depois do motim de Selma em 65...
Gloria Recinto adında yaşlı bir manita haricindeki kimse.
- de verdade. - Ninguém excepto uma mulher chamada Gloria Recinto.
Bir şey değişmezdi. Bir değişiklik yaratmak istiyor.
Gloria, não faria diferença.
- Gloria, lütfen.
- Gloria, por favor.
Gloria, daha kaç kez arabanı tamamen içeri al demem gerekiyor?
Gloria, quantas vezes tenho de te dizer para entrares com o carro todo?
Gloria'nın köpeğini aramak için yardım etmeye çıktım.
Estou a ajudar a Gloria a encontrar a cadela dela.
Gloria'nın köpeği kayıp ve çok üzgün bir durumda.
A Gloria perdeu a cadela e está com o coração partido.
Gloria, dizin başlamak üzere.
Gloria, a tua novela está prestes a começar.
Gloria sürekli birlikte daha çok şey yapmalıyız deyip durur.
A Gloria está sempre a dizer que devíamos fazer mais coisas juntos.
Gloria, izliyor musun bunu sen?
Gloria, estás a ver isto sequer?
Dur, Gloria.
Espera, Gloria.
Gloria, yapma ama.
Gloria, vá lá. Volta aqui.
Gloria, hangi süreçten geçiyorsa geçsin kendi halledecektir.
Gloria, esteja ele a fazer o que estiver, ele safa-se sozinho.
- Hadi, hadi!
- Vai! - Gloria.
- Gloria. İstemeyerek yapıyorum bunu, söyleyeyim.
Estou extremamente relutante em fazer isto.
- Gloria, gelebilirsin.
- Gloria, está tudo bem. Entra.
Düğünümüzdeki ilk dansta Gloria zarif ve muhteşemdi. Bense kalas gibiydim.
Na primeira dança do nosso casamento, a Gloria estava graciosa e linda e eu fui trapalhão.
Ama Gloria için bir seferlik istisna yaptım.
Mas pensei, só desta vez, para a Gloria.
Gloria aptalca bir şey söylediğinde arkasından masumca gülüyoruz işte.
Quando a Gloria diz um disparate, rimos inocentemente nas costas dela.
Gloria'yı severim.
Gosto da Gloria.
Gloria'yı annemin yerine koyuyorsun.
- Estás a tornar a Gloria na mãe.
Bak şimdi. Sadece sen Gloria'yla arkadaşlığımı çirkinleştirebilirdin zaten.
Só tu podias fazer da minha amizade com a Gloria uma coisa feia.
Mitchell, Gloria'yı anne yerine koymaya başladı.
O Mitchell está a fazer da Gloria a mãe.
Gloria'yı anne yerine koyan benim. Aynı yaşta olduğumuzu düşünürsek çok rahatsız edici.
Sou eu que estou a tornar a Gloria na mãe... o que é muito incomodativo, porque temos a mesma idade.
Gloria, Mitchell'la özel olarak konuşabilir miyim biraz?
Gloria, importas-te que eu fale com o Mitchell a sós por um minuto? Tudo bem.
Bugün Gloria'yla seni öyle kanka modunda görünce annem varken yaşadıklarım geldi aklıma.
Acho que ver-te amiguinho hoje com a Gloria... fez-me sentir como quando estavas com a mãe.
Kusura bakma, Gloria. Bu anne meselesi için özür dilerim.
Desculpa, Gloria, acerca daquela coisa de mãe.
Gloria, sizin tavan arasındaydı.
Gloria, está no teu sótão.
Luke, Gloria'ya yardım eder.
O Luke ajuda a Gloria. Ele não tem medo.
Fotoğraf makinem nerede? Gloria, şuna bak!
Gloria, tens de ver isto.
Casta! Gloria!
Casta, Gloria!
Gloria beni mide baypasımdan sonra görmedi.
A Gloria não me vê desde o meu bypass gástrico.
Gloria boşanmış ve şehre dönmeyi düşünüyormuş.
A Gloria divorciou-se e está a pensar em voltar para cá.
Gloria, Matthew McConaughey'ye benzediğimi düşünüyor.
A Gloria acha que pareço o Matthew McConaughey.
- Tamam, gitsem iyi olacak. Gloria onunla oyalanmam gerekirken oyalanmamı sevmiyor. Bilmem anlatabildim mi.
A Gloria não gosta que ande a vadear, quando devia vadear a "vadia" dela, se é que me entendes.
Lütfen Gloria'ya söyleme.
Por favor, não digas à Gloria.
Gloria'yla ilişiğimi kestim.
- Acabei com a Gloria.
Onun için bir parti vermiştin. Michael McDonald, Gloria Gaynor şarkı söylemişti.
Organizaram uma festa e eu recordo-me de ver o Michael McDonald e a Gloria Gaynor a cantar.
Gloria Gaynor tam şarkı söylerken Michael bana jöleli şeker attı, sonra şekerleri piyanoya atmaya başladı.
Enquanto a Gloria Gaynor cantava, o Michael atirou-me rebuçados, e depois decidiu começar a acertar no piano.
Gloria Gaynor'ın "Ne oluyor?" der gibi baktığını hatırlıyorum.
Lembro-me de a Gloria Gaynor ter ficado um bocado espantada e de eu ter dito :
Gloria gitmiş.
A Gloria desapareceu.
Hank denen adam ve Gloria arasında tuhaf bir şey sezdin mi?
Na Gloria?
Ben... Hayır, ben Abigail'im. Yeğeninim.
Eu... não, sou Abigail, a sua sobrinha... filha da Gloria?