Goremiyorum traducir portugués
6,822 traducción paralela
Bir odaya benziyor ama tam goremiyorum.
Talvez... seja algum tipo de quarto, mas, não consigo dizer.
Dönüyorum, fakat orada hiçkimseyi göremiyorum, ve bu çok ürkütücü.
Quando me viro, não há ninguém... Mete medo, sabe?
Ama göremiyorum.
Porquê? Porque está escuro.
Çünkü karanlık. Başka neyi göremiyorum biliyor musun?
Sabes o que mais não podemos ver?
Artık bu yanlarını pek göremiyorum.
Eu não consigo ver isso muito mais.
- Neyi göremiyorum?
Ver o quê?
Ama bu ne olduğunu göremiyorum. Bir şeyler eksik.
Mas isto...
Ziyaretçi listesinde adınızı göremiyorum.
Não encontro o seu nome aqui para visitas.
Artık Rose'u göremiyorum.
Bem, eu... eu não... vejo a Rose à muito tempo.
Ben hiçkimseyi göremiyorum, tatlım.
Não vejo ninguém, querida.
Bağlantı göremiyorum, Caterina.
Não estou a ver nenhuma ligação, Caterina.
Eee, burada göremiyorum.
- Não o vejo aqui.
Hayır, hiçbir şey göremiyorum.
Não, não consigo ver nada.
Cerrahi veya Nörolojide şu an bir açık göremiyorum ama Hasta Bakıcılık bölümüne bir kişi aradıklarını biliyorum.
Não vejo vagas em Cirurgia nem em Neurologia, mas sei que há uma vaga na equipa rotativa.
Eğer ateş edersek, muhbirimizi korumanın bir çıkar yolunu göremiyorum.
Se atacarmos, não se pode protegê-lo.
Hiç bir bok göremiyorum ben!
Não vejo um corno.
Göremiyorum.
Não consigo.
Hiçbir yerde onu göremiyorum.
Não o consigo ver em lado nenhum.
Polisin işine müdahale edip, eski yaraları yeniden açmakta ısrar etmek için bir neden göremiyorum.
Não vejo razão para interferir em assuntos da polícia e insistir em reabrir velhas feridas.
Neredeyse hiç göremiyorum.
Gémeos.
- Seni göremiyorum.
Já estou aqui. - Não estou a ver-te.
Evet, evet.Göremiyorum onu.
Sim, não vejo solução.
- Başka bir seçenek göremiyorum ben.
Não estou a ver outra alternativa.
Onu göremiyorum.
Não o vejo.
Ama S.H.I.E.L.D. hâlâ varken sizin Hydra'yı desteklediğinize dair bir kanıt göremiyorum.
Nada prova que apoiava a HYDRA enquanto a SHIELD ainda existia.
Göre... Göremiyorum.
Eu não consigo ver.
- Neden göremiyorum?
Porque é que não consigo ver?
Ali'yi hala göremiyorum.
Não vejo a Ali em lugar nenhum.
Hiçbir şey göremiyorum.
Não vejo nada.
Seni göremiyorum.
Não consigo ver-te.
- Ayağımın ucunu bile göremiyorum.
Nem consigo ver os pés.
Hiçbir şey göremiyorum!
Não consigo ver nada!
Vay. Üstüne yazılan bir şey göremiyorum.
No entanto, não vejo nenhuma gravação nele.
- Bir şey göremiyorum.
Não vejo nada aqui.
- Ateş hasarına rağmen morarma ya da laktik birikim göremiyorum. ... yani maktul, yangından en fazla 1-2 saat önce ölmüştür.
- Apesar do dano causado pelo fogo, nenhuma descoloração ou acúmulo láctico, por isso a vítima deve ter morrido não mais do que uma ou duas horas antes do fogo.
Onu niye göremiyorum?
Manny. Como é que eu não o vejo?
Burada yönetici işveren kısmında bir bilgi girişi göremiyorum.
Não vejo aqui qualquer referência a uma supervisão directa por parte do empregador.
- Bu isimde birini göremiyorum.
Não vejo ninguém com esse nome.
- Vakum lütfen, hiçbir şey göremiyorum.
Sucção. Quase não consigo ver o campo.
Başlamak için de bir sebep göremiyorum.
E não vejo qualquer motivo para começar.
Hiçbir şey göremiyorum.
Okay, Não consigo ver.
Bir şey göremiyorum!
Não consigo ver.
Artık hiçbir şey göremiyorum.
Agora não estou a ver nada.
Kensington at heykelimi de sen mi aldın? Göremiyorum.
Compraste a minha escultura do cavalo de Kensington?
- Onu göremiyorum, Ned.
- E não a consigo ver, Ned.
Yüzünü göremiyorum, kontrolü yapamadım!
Não vejo a cara dela, não posso verificar.
Bunun sebebini anlamaya çalışıyorum çünkü değer verecek bir şey göremiyorum.
E eu estou a tentar perceber o porquê, mas não vejo qualquer motivo para se preocupar.
Göremiyorum.
Não consigo ver.
Eğer davalı onaylıyorsa ve sizde mahkeme salonunda adam gibi davranacaksanız böyle devam etmememiz için hiç bir sebep göremiyorum. Harika.
Se o réu não se importa e se vocês conseguirem ser adultos no tribunal, não vejo motivo para não continuarmos.
Ama orada göremiyorum.
Está bem? - Mas não estou a vê-lo aqui.
Birkaç şey yüzünden onu bir süredir göremiyorum.
Que não vejo há um tempo devido às circunstâncias.