Grades traducir portugués
1,113 traducción paralela
Parmaklıklardan geriye doğru çekil.
Afaste-se das grades.
Parmaklıklar da yok.
As grades não estão aqui.
Bir gece rüyamda, iyi görünümlü siyah saçlı bir adam, beni izliyordu.
Uma noite, em sonhos... vi um formoso jovem moreno que me olhava atrás das grades.
Ratigan, inan bana seni parmaklıkların arkasında göreceğim!
Ratagão, ainda te verei atrás das grades!
Irene, Charlie'yle gidip biraz bira alır mısınız?
Irene, porque é que tu e o Charlie não nos vão buscar umas grades de cerveja?
Seni yakalayacaklar ve parmaklıkların arkasına koyacaklar!
Vão apanhar-te e vão por-te atrás das grades!
Gönlünü almak için ne yapabilirim? Biliyorum, gıcır gıcır yeni bir tasma nasıl olur?
E, assim que estivermos atrás das grades, vou matar-te.
O kadar zaman parmaklıkların arkasında olmak yeterli.
Estar atrás das grades todo este tempo foi suficiente.
Sana o altın kafesi istemediğimi söyledim.
Eu disse-te que não quero ficar naquela gaiola com grades de ouro. Quem é essa?
Bi yerlerde parmaklıkların arkasındadır.
Alem disso... está provavelmente atrás das grades em algum lado.
Belki burada, parmaklıkların arkasında olmanın sebebi budur.
Talvez seja por isso que está aqui, atrás de grades.
Barney, sen parmaklıklardan geçebiliyorsun!
Tu podes passar entre as grades!
Bunu hangi it yapmış olursa olsun, o kodese girmeden kimse oturmayacak.
Seja quem for que tiver feito isto, ninguém vai descansar até o termos atrás das grades.
Hatta önümüzdeki 15 yıl hapiste kalalım... ve çocukları parmaklıkların arasından mı görelim?
Para ficarmos presos durante os próximos 15 anos... e ver os miúdos do outro lado das grades?
Bodrum katın pencerelerinde parmaklıklar var.
Têm grades nas janelas da cave.
Bununla bodrum katının camından içeri bakacağım.
Vamos dar uma olhadela naquelas janelas da cave com grades.
Marty'e gelince... belki de bütün çocuklarının kardeşin Joey gibi... hapse düşmesini istersin.
E quanto ao Marty, talvez gostasses de ter todos os teus filhos atrás das grades, tal como o teu irmão Joey.
Evet, onların içeriye tıkılmasını istiyorum.
- Quer dar queixa? Quero dar queixa, sim. Quero que fiquem atrás das grades.
Çıkıp elde ederler. Edemezlerse de hapse girerler ve hücrede, kimseden yardım almadan bırakırlar.
Sou daqueles que vão arranjá-la, e se falham vão para a cadeia, e ficam a chuchar no dedo atrás das grades.
Kendisini penceresinin korkulukları doğru atmak istedi, onu zapt etmek zorundaydık.
Ele tentou atirar-se contra as grades da sua janela. Tivemos que o segurar.
Oğlum, Jessie'nin torunu şu anda Nassau County'de oturmuş 15 yıl yemeyi bekliyor... Parmaklıkların arkasında. Bir kafeste 15 yıl.
O meu filho, o neto do Jessie, está em Nassau County, e pode vir a passar 15 anos... atrás das grades, 15 anos numa jaula.
Parmaklıklardan uzak durun.
Estás bem? Afasta-te das grades! Levanta-te!
Bir kaşıkla tünel açmaya başlayacağım Sen de demirleri çiğnemeye başla.
Cavarei um túnel com uma colher... ... e tu róis as grades.
Ancak, bence burada olmak çok daha iyi... şey çünkü, hani nasıl derler, buradakiler iyi besleniyorlar, bazı hayvanlar vardır, günlerce yiyeceksiz kalırlar!
Entre grades... Porque, com eu já disse, eles ficam com fome e alguns animais ficam dias sem comer.
"Doğum hemşiresi demir parmaklıklar ardında."
ENFERMEIRA ETERNAMENTE ATRÁS DAS GRADES'Mulher Dragão'detida nas recentes mortes de bebês
- Dört yıl önceydi. Beni hapisten çıkardı.
Porque há quatro anos atrás, ele tirou-me detrás das grades.
Demirlerin arasından benimle şey yapmak ister gibiydi.
Bem.. Ela agiu como se quisesse fazer amor comigo através das grades.
Beşiğin her yanımı sarmasını daha ilk günkü gibi gözümün önüne getirebiliyorum.
Vejo a cama de grades, tudo a minha volta, distintamente.
Hadi aşağı in tatlım.
Desce pelas grades, querida.
Onu demir parmaklıklar arkasına atabilecek, yaşayan tek kişi olduğunu biliyorsun...
Visto que és a única testemunha viva que o pode meter atrás das grades...
Kimse Big Boy Caprice'i barın arkasında bir masaya oturtmayacak ama!
Ninguém vai por o Big Boy Caprice atrás das grades sentado atrás duma secretária.
Eski filmlerden hatırladığınız kadarıyla, hapishane deyince aklınıza kürek çeken insanlar ve demir parmaklıklar gelir.
Quando se pensa na prisão, pensa-se naqueles filmes antigos, com filas e filas de tipos atrás das grades.
Bu yüzden yapacağım şey seni hapise tıkamak olacak.
Portanto, o que vou fazer é pôr-te atrás das grades.
Pencerelerde tel var ve bu gece Koontz nöbetçi. Ondan nefret ediyorum.
Há grades nas janelas e o Koontz está na portaria hoje.
İçeri girip kilit sesini duyduğumda öldüğümü anladım.
Sabes, quando lá entrei e ouvi o bater das grades, morri.
Parmaklıkların ardında çocuk büyütemeyiz değil mi?
Não posso começar uma familia atrás das grades.
Ya büyük jüriye Clay Bertrand'ın gerçek adını verirsin... ya da o şişko kıçınla kodesi boylarsın.
Ou dás a verdadeira identidade do Clay Bertrand ao Grande Júri ou meto-te esse cu gordo atrás das grades.
- Pencerelerde demir yok.
- Não tem grades nas janelas.
O katil şırfıntı ait olduğu yere, parmaklıkların arkasına atılmadan olmaz.
Não, até que essa assassina esteja atrás das grades, onde merece.
Ramu, bu boş şişe kasalarını servis yapan adama verin... ayrıca 4 kasa meşrubat getittir.
Ramu, devolve estes caixotes vazios ao homem que vem entregar os refrigerantes. Ele tem que entregar 4 grades de refrigerantes.
- Pencerede demir yok, alarm yok.. Milleti teşvik ediyor bunlar galiba..
Não tem grades, nem alarmes.
- Pencerede demir yok, alarm yok..
Nada de grades nem de alarmes.
- Pencerede demir yok, hırsız alarmı yok..
Nada de grades nem de alarmes...
- Pencerede demir yok, hırsız alarmı yok..
Sem grades, sem alarmes...
- Pencerede demir yok, hırsız alarmı yok, teşvik ediyor bunlar..
Sem grades, sem alarmes... Deviam ser processados por incitamento.
Aksi takdirde silahlı korumalar çağırılırken çelikle güçlendirilmiş bir kafesle yakalanırsın.
Caso contrário ficas entalado por grades... só até chamarem os guardas armados.
Her birimiz katilin yakalanmasını istiyoruz.
Todos nós temos interesse em ver o assassino atrás das grades.
Bu kapılar bana onun pantalon askılarını hatırlatıyor.
Até estas grades me fazem lembrar o seu aparelho.
Biraz kilo alıyorsun, öyle değil mi, Marce?
As grades das minhas janelas dão uma descarga de 50 mil volts.
Altın telleri olan bir kafes...
É uma gaiola com grades de ouro.
Sen.
Não vou descansar... enquanto um de nós não estiver atrás das grades, tu.