English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Gram

Gram traducir portugués

1,392 traducción paralela
Onda tam 680 kalori var. 35 gram fazlan olacak.
Tens aí mais de 680 calorias... já para não falar de 35 gramas de gordura saturada.
Her kurşunda tam olarak kaç gram gümüş olmalı?
A quantidade exacta de prata em cada bala?
Her zamanki gibi 950 gram.
34 onças, como sempre usei.
- Suzan'ın Lee ve Gram'i - Ve Huey'in, Lindon'ı.
Lee e Grant da Susan, e Lyndon do Huey.
Evde bir gram yemek yok.
Não há comida em casa.
Şu anda tüm isteğim sadece 150 gram barut.
Neste instante tudo o que quero é 150 gramas de pólvora.
- 150 gram eroin taşıyordu.
Tráfico. 150 gramas de heroína.
150 gram eroin sana gerçekten kötü bir şaka gibi mi geliyor?
150 gramas de heroína parece realmente um jogo sujo para ti?
"20 gram meni kaybının, 1 kilo kana eşdeğer olduğu söylenmektedir."
"Dizem que perder 30 ml de fluido seminal é igual a perder 1 litro de sangue"
50 orkideden 28 gram kimyasal madde elde ediliyor.
Cinquenta orquídeas darão cerca de 30 gramas de produto químico.
Eğer taze havuç bulursan, bana 400 gram kadar alıver.
Se houver cenouras novas, compre uma libra delas.
- Hayır anlamıyorsun! Sen 10 gram kilo alınca, ölmek istiyorsun! Ben aptal değilim!
- Percebes é coisa nenhuma, dizes que me percebes mas mal engordas 12 gramas e por pouco não te suicidas!
Eğer bir kilodan az ya da çok kesersen... İsterse bir kilodan bir gram az olsun veya bir kilodan bir gramın yirmide biri kadar fazla olsun farketmez. Çünkü terazi bir saç telini bile tartabilir.
Se cortares menos ou mais que uma libra exata... que seja tanto mais pesado ou mais leve... ainda que apenas a substância da vigésima parte de um mísero grama... mais ainda, se a balança se mover o equivalente a um fio de cabelo... morrerás... e todos os teus bens serão confiscados.
300 gram pasta.
300 gramas de massa de tarte.
- 12 gram palladyum koyuyorum.
- Estou pondo quatro onças de paladio.
Şey, eğer birkaç gram palladyumun varsa almayacağım.
A não ser que tenhas umas poucas gramas de paladio por aí.
77 gram olarak ölçtüm.
Pesa 77 gramas.
- Yağ oldukça, 2500 kalori, - günde 8 gram yağ olacak.
Quanto às gorduras, em 2.500 calorias, vai querer cerca de 80 gramas de gordura total por dia.
- ama yine de 36 gram şeker ver bunda.
Mas ainda existem aqui 36 gramas de acúcar.
Kıyafetinle dövüşebilirisin. Fakat bir gram ağır gel seni eleyeceğim
Sabes o que fazer?
950 gram ağırlığında doğmuşum.
Nasci com um quilo e meio.
Pardon, bir Happy Meal menü ve 3.5 gram kokain, teşekkürler.
"Uh, dê-me um Happy Meal e uma bola 8, obrigado."
Evet. Şimdi bir bakalım, 1 gramı 50 euro dan 20 kilo.
50 mocas a grama, vezes 50 kilos...
Ofisime götür, bağla ve 2 gram eroin ver. Bu onu sakinleştirir.
Leva-a para o escritório e dá-lhe 2 g para a acalmar.
Adamın büyük bir kalbi varmış. 550 gram. Ama onun haricinde sağlam.
Ele tinha um coração grande, 550 gramas mas fora isso tudo saudável.
Ne seviyedeydi? Neredeyse 140 gram?
Quase 150 ml.
Her gün tutuklama yapıyorduk ama gram ilerleyemiyorduk.
Detínhamos gente todos os dias. Quase não fazia diferença.
Gram onu ​ ​ ikna için burada.
É para isso que a avó cá vem.
Biz Gram çağrıldı sonra şey bugün oldu.
Aconteceu uma coisa hoje depois de convocarmos a avó.
Neden gram çağırmak mı?
Para que é que convocaram a avó?
Gram, emin olan bu doğru büyü?
Avó, tens a certeza de que era este o feitiço certo?
Gitmek Yolu, gram.
Muito bem, avó.
Iblis Wyatt ısırır Gram sonra geldi.
O demónio apareceu depois de a avó ter ralhado com o Wyatt.
Gram?
Avó?
Biliyor musun, Gram kızdırmak için bir şey.
Sabes, qualquer coisa para chatear a avó.
Ve daha Gram onu kontrol etmeye çalıştı, daha o asi oldu.
E quanto mais a avó a tentava controlar, mais rebelde ela ficava.
Sadece gram gibi.
Tal como a vossa avó.
Penny, "Gram" Penny gibi?
Penny, tipo a avó "Penny"?
L bu gram hiç bu sıcak bir şey giydi inkar etti.
Recuso-me a acreditar que a avó alguma vez usou algo tão sexy.
o Gram'bir çift çizme koymak sonra lt tür oldu.
Aconteceu depois de ela ter calçado um par de botas da avó.
O gençken gram elbiselerini üzerinde büyü.
A avó lançou feitiços na roupa dela quando era nova.
O gençken Dur, Gram biliyordu?
Espera, conhecias a avó quando ela era nova?
Bu gram olduğunu.
É a avó.
Hepimizin bildiği gram değil bu.
Não é esta a avó que todos conhecemos.
Gram biz gece kocası ölü bulundu biliyorum.
A avó que conhecemos encontrou o marido dela morto esta noite.
Sadece gram canlı tutmak gerekir, ve ne yazık ki, bizim güçleri yok.
Só precisamos de manter a avó viva, e, infelizmente, não temos os nossos poderes.
Benim Gram bana öğretti ilk şey iblisler ile nedeni değildi.
A primeira coisa que a avó me ensinou foi para não argumentar com demónios.
O Büyükbaba ölü olarak bulan gram bir öfke uçtu.
A avó ficou enraivecida quando encontrou o avô morto.
- Ben senin gram?
- Eu sou vossa avó?
- Hayır, korkmuyorum, gram.
- Não, receio bem que não, avó.
250 gram C-4 alıp üzerine ufak bir saat takarsın...
Arranja-se meio quilo de C-4 ponha-se um relógio...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]