Güzel mi traducir portugués
9,120 traducción paralela
Güzel mi?
Foi bom?
Köprü güzel mi? Evet, güzel.
- A ponte é fixe?
Güzel mi, Will?
É bonita, Will?
- Güzel mi?
- Ela é bonita?
Koca bir albüm mü? Güzel mi peki?
Um álbum completo?
Yüzü güzel mi?
Cara bonita?
Vikram güzel minibüsüyle bizi mi bekliyor?
O Vikram está lá fora com o seu belo mini bus?
Güzel mi?
Ficou bonito?
- Güzel mi?
Bonita?
Genelde yıllarını alırdı. Güzel mi bari?
Geralmente leva vários anos.
- Güzel mi?
- É bom?
- Haberler güzel mi?
- Boas notícias?
O zamanlarda gördüğün şeyler güzel şeylerdi değil mi?
O que estavas a ver, nesse preciso momento. Viste coisas muito bonitas, não viste?
Çok güzel, değil mi?
Nao e otima?
Duyduğun en güzel ses değil mi?
Não é a música mais bonita de sempre?
Çok güzel ama değil mi?
Até é fantástico, não é?
Peki bu çok güzel değil mi?
E isso não é maravilhoso?
Bu çok güzel değil mi?
Não é maravilhoso?
Çok güzel değil mi kardeşim?
E isso não é maravilhoso, irmão?
- Güzel, bence neden burda olduğumu biliyorum. - Öyle mi?
- Acho que sei por que estou aqui.
- Güzel, değil mi?
Fixe, não é?
- Hayal Diyarı'na bayıldım. - Ne güzel, değil mi?
- Adorei a Terra da Imaginação.
Güzel, değil mi?
É fixe.
- Sahi mi? Güzel işti.
Bem trabalhado.
Güzel göründüğü için mi?
Porque é linda?
Bunu çoktan o güzel kafanda hesapladın, değil mi?
Tu já calculaste isso na tua magnífica mente, não já?
Kendisi San Francisco manzarasına güzel bir katkıdır. Sence de öyle değil mi? - Köprü.
É uma linda adição ao horizonte de São Francisco, não achas?
Tamam, hey, herkes lanet cenesini kapatsın, Çok güzel bir oyun oynayacağız, değil mi, Ilya?
Okay, ei, calem-se todos, vamos jogar a um jogo muito fixe, não vamos ilya?
- Al sana benden bir hediye o zaman, güzel ama, değil mi?
Bem, aqui está um presente meu. É lindo, huh? Oh não.
Kraliçeler, o güzel değil mi?
Rainhas, ela não é bonita?
Sana bu güzel, süper mi süper, muhteşem kar küresini veriyorum!
Para ti, tenho este lindo, super moderno e incrível globo de neve!
- Güzel kız değil mi?
Ela até que é bonita, não é?
Güzel mi?
É bom?
KAPATILIYOR Gözlenmek güzel bir his değil, değil mi?
A sensação de se ser observado não é agradável, pois não?
Hava bugün ne güzel, değil mi?
- Este clima é uma bênção.
Elini vicdanınına koyduğunu duymak güzel. Değil mi?
Foi bom ouvir que o teu dedo está na pulso?
Yardımcı pilotum Jarvis Güzel bir duygu, değil mi?
Jarvis é o meu copiloto É bom, não é?
Güzel, değil mi?
Bonita, não?
David güzel bir şarap getirdi diye görmezden mi geleceğiz!
Estamos todos a ignorar isso porque o David trouxe um bom vinho!
Pequeño olduğumdan beri mi padre ile güzel bir gün geçirmenin yemeğimi paylaşmanın, Burro ile tanıştırmanın hayalini kurdum.
Desde que era pequeno que sonho passar um dia mágico com o meu pai, partilhar as refeições, apresentá-lo ao Burro.
Vay canına, ne güzel bir gece, değil mi?
Não está uma noite agradável?
Ne kadar güzel değil mi?
Não é linda?
Güzel, değil mi?
Ficou, não ficou?
Kız güzel değil mi?
Mas ela é boazona?
Güzel değil mi?
Não é bonito?
Güzel, değil mi?
É giro, não é?
Güzel şeyler yiyemiyorsun, değil mi?
Não pode viver da pureza, pois não?
Öyle mi? Biz de birkaç tane güzel fikir üzerinde çalışıyorduk.
Também temos estado a pensar em planos.
Her yerde dolaşıyor ve hapiste son buluyor. - Hapiste mi? Güzel!
Dá a volta toda e acaba na prisão.
- Yüzü güzel, değil mi?
Não tem?
Hayatta olmak için güzel bir gün, değil mi?
É um belo dia para estar vivo.