Halima traducir portugués
44 traducción paralela
Adım Halima.
Meu nome é Halima.
- Adın nedir?
Como se chama? Halima.
Halima nerede?
Onde está Halima?
Daha Halima'yı hasta edenin çorba olup olmadığını bilmiyoruz.
Não sabemos se a sopa causou isso.
Halima yiyeceklerini Pelma Cenaze Evi'nden alıyor.
Halima obtém seu alimento da funerária Pelway.
Zavallı Halima.
Pobre Halima.
- Aynen. Halima'ya yaptığınız son gönderi hakkında bilgiye ihtiyacımız var.
Precisamos saber sobre a última compra de Halima.
Biz de her şeyi Halima'ya gönderdik.
Assim, enviamos toda a remessa para Halima.
Halima gibi iç kanaması varsa ona trombosit verip, kanamayı yavaşlatmaya çalışabilirim.
Se ela estiver com sangramento interno, posso fazer uma transfusão para retardar.
Halima'nın gittikçe kötüleştiğini bilmen gerek.
Saiba que Halima está ficar pior.
Halima Nair, bu filmi kültürel zenginliklerimizi büyük milletinize tanıtmak için hazırladı.
Halima Nair fez esse filme ao apresentar os nossos tesouros culturais, para a sua grande nação.
Bu öğrencilerin hepsi Halima gibi Ma'anlı.
Como Halima, todos estes estudantes vêm de Ma'an.
Halima'yla telefonda konuştum.
Estava na entrada, a ligar para a Halima.
Halima Nair bu filmi kültürel hazinelerimizi büyük ulusunuza tanıtmak için hazırladı.
A Halima Nair filmou isto para mostrar os nossos tesouros culturais às vossas grandes nações.
Halima.
Halima.
Bundan daha zekisin Halima.
És mais esperta que isso, Halima.
Şu kız, Halima, Bana ne dediğini biliyor musun?
Aquela rapariga, Halima, sabes o que me chamou?
Halima'nın Abu Khalil ve "Red Hand" hikayeleriyle bile.
Mesmo com as histórias de Halima sobre o Abu Khalil e a Mão Vermelha.
Ma'an'da Halifeliğe karşı söz söylediği için tutuklanan Halima adında bir arkadaşım var.
Tenho uma amiga, a Halima, que foi presa em Ma'an por falar mal do Califado.
Bir arkadaşım var, adı Halima.
Eu tenho uma amiga, Halima.
- Halima, benim. - Geez.
- Halima, sou eu.
Halima'nın buluştuğu şu çocuk.
O jovem que a Halima foi conhecer.
Halima'ya söyle onu şehir dışına çıkarsın.
Diz à Halima para o tirar da cidade.
Bak, sen ve ben aynı şeyi istiyoruz.
Halima, nós queremos o mesmo.
- Bekle.
Halima, aonde...?
Sammy'yi bulmam lazım.
Halima, não podemos ficar aqui.
Deniyorum.
Estou a tentar. - Halima!
- Halima!
- Sammy.
Gitmemiz lazım.
Vamos, Halima. Vamos!
Biliyorum çok var. Ama eminim ki Halima kolay bir hoca olduğumdan bahsetmemiştir.
Eu sei, é muito, mas a Halima não lhe disse que sou um professor fácil.
Bir noktada görevli kız Halima, seni de tanıyormuş, başkanlık için benim aday olmamı önerdi.
A dada altura, uma jovem, Halima, que diz que te conhece, sugeriu que eu me devia candidatar à Presidência.
Halima'yı aramam gerek. - Neler olduğunu ona anlatmalıyım. - Tamam.
Tenho de ligar à Halima e contar-lhe o que se passa.
Halima sana bizimle ilgili ne anlattı bilmiyorum ama kiminle yatacağım konusunda senden izin alacak değilim.
- Não sei o que a Haima te disse sobre nós os dois, mas não preciso de autorização para dormir com alguém.
Halima Nair, Amerikan stili başkanımıza duyduğu Amerikan stili aşkla hipnozite olmuş.
Halima Nair foi hipnotizada pela paixoneta americana pelo nosso presidente americano.
Halima, ben...
Ouve, Halima, eu...
Bir yerden başlamak lazım. Bu şekilde olmaz Halima.
- Tem de começar nalgum lado.
- Halima.
Halima!
Halima!
Halima!
Halima!
Halima! Vem.
Halima?
Vamos.
Halima.
Halima?