English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Hemsire

Hemsire traducir portugués

5,011 traducción paralela
Hemşire.
Enfermeira!
Hemşire Dalrymple?
Enfermeira Dalrymple?
Haklısınız, hemşire.
Concordo, enfermeira.
Sadece iki hemşire görüyorum.
Só vejo duas enfermeiras.
- Teşekkürler hemşire hanım.
- Obrigado, enfermeira.
Seni hemşire- -
Eu pensei...
Hemşire, ambulans görevlisi, rahibe.
Enfermeira, paramédica, freira.
Ye bakalım hemşire.
Come tudo, irmã.
Hemşire Darby, sizi buraya hangi rüzgâr attı?
Enfermeira Darby, o que é que a traz aqui?
Sizi bilgilendireceğim hemşire Darby. Optimus Prime'ın ismini duymadan önce otuz yıldır ordu komandosu ve E birliğinde bir federal ajan olarak görev yapıyordum.
Para que saiba, enfermeira Darby, era um Ranger e Agente Federal há 3 décadas, antes mesmo de ouvir o nome Optimus Prime.
Hemşire Darby, bu sizi eski karımın bir adım önünde olmasını sağlar.
Enfermeira Darby, diria que isso a coloca à frente de minha ex.
! Hemşire Darby. June.
Enfermeira Darby, June.
Onu çaldım. Ama Hemşire Laurie'yi öldürmedim.
Mas, eu não matei a enfermeira Laurie.
Sonra Hemşire Laurie geldi.
Então, a enfermeira Laurie chegou.
Hemşire Laurie beni alırken gördü mü bilmiyorum, ama yatağımın altına saklarken görmüş olmalı ki o gece odama geldi... Ve geri aldı.
Não sei se a enfermeira me viu a roubá-lo, mas deve-me ter visto colocá-lo debaixo do colchão, porque, naquela noite, ela veio... e levou-o.
Erica, Hemşire Laurie'nin Dr. Poole'ye bir problem olduğunu söylediğini söyledin.
Erica, disseste que a enfermeira Laurie teve um problema com o Dr. Poole, naquela manhã.
Bak, hemşire açacağı geri alınca Erica sinirlendi, ve onu bıçakladı.
Até onde consigo perceber, a Erica irritou-se quando a enfermeira levou o abridor e, então, esfaqueou-a.
Gerçekten Erica'nın Hemşire Laurie'yi öldürdüğünü mü düşünüyorsun?
Achas mesmo que a Erica matou a enfermeira? - Zoey...
Hemşire Laurie'ye olanlar hariç.
Excepto a verdade sobre a morte da enfermeira Laurie.
Hemşire Laurie'ye olanlar korkunç.
O que aconteceu com a enfermeira Laurie foi horrível.
Sadece resmimi sabote ettin, yoksa başka bir anlamı mı vardı? Hemşire Rina'yı yap.
Estavas a sabotar o trabalho, ou tinha outro significado? Imita a enfermeira Reyna. Anthony, como te estás a sentir hoje?
Ama ya yaramaz bir hasta kendini öldürmeye çalışırken, Hemşire Laurie engellediyse?
Mas e se um paciente estivesse prestes a matar-se e a enfermeira Laurie interviesse?
Hemşire Laurie'de aynı şeyi söyledi.
Foi o que a enfermeira Laurie disse.
İşimi bitiremeden önce Hemşire Lauire içeri girdi.
A enfermeira Laurie apareceu antes de eu terminar o serviço.
Hemşire Laurie bunu anladı, ve bu yüzden öldürüldü.
A enfermeira descobriu e, depois, foi assassinada.
Görünüşe bakılırsa, Hemşire Rina örtbas etmesine yardım etmiş.
Aparentemente, a enfermeira Reyna o ajudou a encobrir tudo.
Şunu birkaç hemşire yap.
Paga a duas enfermeiras.
Hemşire, ipucunu not et.
Enfermeira, aponte essa pista.
Hemşire damar yolunuzu açmak için birazdan burada olur, Bay Başkan.
As enfermeiras irão em breve iniciar a sua endovenosa, Sr. Presidente.
İyi günler hemşire.
Boa tarde, irmã.
Baş hemşire 401'e. Baş hemşire 401'e.
Enfermeira administrativa, compareça ao 401.
Kamptaki tek hemşire benim.
Sou a única enfermeira aqui.
Hemşire olmak iyi fikir gibi ya da çoban.
Gosto da ideia de ser uma enfermeira... ou uma pastora.
Bence hemşire giysileri giymeyi bir kez daha gözden geçirmeliyiz.
Eu acho que devíamos ter voltado a vestir aqueles uniformes.
Evet. Hemşire söyledi.
- Sim, a enfermeira disse-me.
Hemşire dün akşam Mona'yı birinin görmeye çalıştığını söyledi. Sarışın bir genç dediği için ben sen olduğunu sanmıştım.
A enfermeira disse que ontem à noite alguém tentou ir visitar a Mona e quando descreveu uma jovem loira, pensei que fosses tu.
Kızınız burada yatarken tanıştığınız hemşire arkadaşlarınız vardır kesin.
Suponho que fez amizade com as enfermeiras quando a sua filha esteve aqui.
Öldürülen hemşire benim kız kardeşimdi.
A enfermeira que foi assassinada... era minha irmã.
Otto'nun boynunu deştiği hemşire.
A enfermeira que foi esfaqueada pelo Otto.
Hemşire konusunda.
Da enfermeira.
- Tasha Lem, Ulu Hemşire.
Tasha Lem, a Mãe Superior.
Ulu Hemşire'nin yüceliği karşısında saygılarımı gösteriyorum.
Venero a enaltecida Mãe Superior.
Ulu Hemşire, senden tek bir ricam var, bu gezegenin... adı ne?
Mãe Superior, só há uma coisa que preciso de ti... este planeta... como se chama?
Güvenlik batı kanadı hemşire istasyonuna.
Segurança para a ala oeste da estação das enfermeiras. Código cinzento.
Hemşire yaşıyor olduğuma inanamadığını söyledi. Hayatımı değiştirdi.
- Ela mudou a minha vida.
Annem orada hemşire.
A minha mãe é enfermeira lá.
Pekâlâ hemşire, 25 miligram diazepam, 70 miligram phenobarbital ve sakinleşmesini sağlamak için tepsiyi hazırda bekletin.
Enfermeira, traga-me 25 diazepam, 70 fenobarbital e vamos preparar a cortina de restrição.
İki doktor ve beş hemşire.
Dois médicos e cinco enfermeiras.
Hayatımın geri kalanında da neredeyse Başkan'ı öldürecek hemşire olacağım.
Para o resto da minha vida, serei a enfermeira que quase matou o presidente.
Hemşire buraya gelmeden önce bebeğini doğurduğunu söyledi.
A enfermeira disse que pariste antes de cá chegares.
İntihar eden hemşire.
A enfermeira que se suicidou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]