Hidrojen traducir portugués
558 traducción paralela
- Hidrojen, bataryalardaki
Hidrogênio das baterias...
- Yüzde 13 hidrojen?
13 por cento abaixo. ... 13 por cento de hidrogênio? ... fala baixo.
Onu ve içindekileri elde etmek için çok şey feda edeceklerinden eminim. Patlayıcı jelatinler, oksijen ve hidrojen tüpleri... bu gemide Almanların işine yarayacak yığınlarca şey var hanımefendi.
Fariam tudo para por as mãos nela, e no que está nela... explosivo plástico, cilindros de oxigênio, e hidrogênio, montões... de coisas que poderiam usar.
En yakın gezegen olan Jüpiter de ise dev buz ve lav tepeleri bulunuyordu ve bunların üzerleri de hidrojen kaplıydı.
O mundo mais próximo era Júpiter, com vastas falésias de lava e gelo, com hidrogénio a arder nos cumes.
Hatta bir hidrojen bombası patlamasının onu bulunduğu çevreden çıkardığı tahmininde bulunabilirim.
Eu acho que uma explosão atómica pode tê-lo feito sair do seu habitat.
Atom ve hidrojen bombalarımız daireleri imha eder mi?
As nossas armas atómicas e de hidrogénio funcionam contra discos?
Hidrojen bombası herkesi tehdit ediyor.
Com a bomba de hidrogénio, a segurança não existe.
Ardından hidrojen bombası, neredeyse atmosferi yok ediyordu.
Então a bomba de hidrogênio onde você explode o próprio ar de fato.
... ve bir de kendilerini camcı gıcırtısı ve umudun hidrojen bombasıyla karıştıran Transilvanyalı kahramanlar.
E os herois da Transylvania misturando-se com os vidrados e a bomba de hidrogenio de esperança.
Baylar, bu öyle bir şey olabilir ki, hidrojen bombası... bunun yanında sıradan bir silah olarak kalabilir.
Senhores, acho que estamos no rasto de algo tão grande, que a bomba H se tornará uma arma convencional.
Amberly, Hidrojen Silahları.
Amberly, Armas de Hidrogênío.
Sturka, Hidrojen Silahları.
Sturka, Armas de Hidrogênîo.
Biyolojik silahlar, hidrojen bombaları, gaz ve o tür şeyler.
Bombas biológicas, bombas de hidrogênio, gás e coisas deste tipo.
Evet, geçen pazartesi, karaciğerlerinden örnek alınmadan 2 gün önce, bayan Stern güzelleşme kürüne girmiş ve... hidrojen peroksit terapisi yaptırmış.
Segunda-feira passada, dois dias antes da remoção das manchas de fígado, Mrs. Stern estava envolta... terapia de água oxigenada.
Bayan Loakes de hidrojen peroksit terapisi yaptırmış...
Mrs. Loakes, também fez uma terapia de água oxigenada.
" Hidrojen peroksit tedavisi :
" Terapia de água oxigenada :
Ben hidrojen peroksit bulacağım.
Vou buscar a água oxigenada.
Hidrojen peroksit yüzdesini yüzde 7'ye çıkartıyorum.
Aumentando a concentração de água oxigenada para 7 %.
İki hastasına çok fazla dozda hidrojen peroksik enjekte etmiş.
Ele injectou uma quantidade letal de água oxigenada em seus dois pacientes.
Evet, madem gündeme getirdiniz, söyleyeyim, katkı maddesi 3 parça karbon, 5 parça hidrojen, 1 parça nitrojen, 3 parça da oksijendendi.
Sim, já que fala nisso, lembro-me. O aditivo tinha 12 partes : Três de carbono, cinco de hidrogénio, uma de azoto e três de oxigénio.
"Hidrojen ise patlayıcı olup, tahrip gücü atomunkinden de fazladır."
A de hidrogénio, mais explosiva e devastadora do que a atómica.
3 numaralı görgü tanığı : atom ve hidrojen bombası üzerine çalışmaları olan, yaşayan en zeki, Nobel ödülü sahibi, Amerikalı fizikçi, Dr. Boden.
Testemunha número 3! Dr. Boden, físico americano, prémio Nobel... trabalhou na bomba atómica e na bomba H. O mais brilhante cientista do nosso tempo.
Ama şu makine Paul, hidrojen gücü mü üretiyor?
Mas aquela máquina, Paul, é movida a hidrogénio?
Hidrojen bombası.
A bomba de hidrogénio.
Eğer 50 tane hidrojen bombasını alır kobalt chlorium G ile kaplarsanız patladığı zaman, mahşer günü etkisi yapacaktır.
Se pegar em 50 bombas H e as cobrir com cloro de cobalto G quando explodirem, produzirão uma nuvem apocalíptica.
Ayrıca, her uçak düşman hedeflerini yok etmek için... 20 megaton gücünde hidrojen bombası taşıyor.
Além disso, cada avião transporta duas bombas de hidrogénio... prontas a detonar sobre alvos inimigos.
Hidrojen bombalarıyla mümkün değil.
Não com bombas de hidrogénio.
Bildiğimiz suyun aksine daha ağır hidrojen yapısı olan bir sıvı.
- É um liquido com uma estructura em hidrogenio superior, á água normal.
Büyük oranda Dr Radcliffe sayesinde hidrojen atomlarındaki füzyonun ve buna benzer dünyadaki bütün enerji kaynaklarının kontrolü kayda değer düzeyde her gün daha da yakınlaşıyor.
É especialmente graças ao Dr. Radcliffe que, o controlo da fusão dos átomos de hidrogénio, e tudo o que isso representa em termos dos recursos energéticos mundiais, está cada dia que passa mais próximo..
Atmosfer, oksijen, hidrojen. Yeryüzü.
Atmosfera, oxigénio-nitrogénio.
Amonyum hidrosülfat, benzidin, hidrojen süperoksit,..
superóxido de hidrogénio.
Hidrojen bulutu gibi fakat kuvvetli bir itici elektrik gücü var.
É como uma nuvem de hidrogénio, mas com um forte impulso eléctrico.
Demir silikon bazlı, oksijen hidrojen atmosfer.
Base em ferro e silício, atmosfera oxigénio-hidrogénio.
Uzlaşma görüşmeleri devam ederken, Almanya hidrojen deneylerini tamamladı.
Enquanto as negociações de paz se prolongavam, a Alemanha completava as experiências de água pesada.
Hidrojen Bombası kıyamet günü makinesiydi.
XX, a bomba H era a máquina do Dia do Juízo Final.
- Hidrojen bulutu yansıması?
- Reflexo de uma nuvem de hidrogénio?
Bu hidrojen bulutu üzerinde inip çıkan bir enerji görüyorum.
Estou a detectar um valor de flutuação energética nesta nuvem de hidrogénio.
Samanlıkta iğne mi arayacağız çünkü hidrojen bulutu içinde bir farklılık buldunuz?
E ir à caça de gambozinos, só porque encontrou uma discrepância numa nuvem? !
Bombardıman uçağı, hidrojen bombaları, ışın silahları, ölümcül bakteriler, karşıt-madde dalgaları, kanserojen gazlar vb. üretiriz.
Produzimos bombardeiros, bombas de hidrogénio, pistolas de raios, bactérias letais, ondas de antimatéria, gases cancerígenos, etc.
Binlerce hidrojen bombasına eşdeğer bir enerji dalgası yaratıp, her yönde milyonlarca millik bir alana yayılıyor.
Produzindo uma onde de energia semelhante a mil bombas atómicas, que irradiam a milhões de quilómetros em todas as direcções.
- Atmosfer? Oksijen, nitrojen, soy gazlar, hidrojen.
- Oxigénio, nitrogénio, gases inertes, hidrogénio...
- Atmosfer,... Nitrojen, hidrojen, oksijen.
Atmosfera : nitrogénio, hidrogénio e oxigénio!
Deriden yayılan hidrojen sülfatı algılar.
Só detecta o sulfeto de hidrogênio da pele.
Astronomlara göre Satürn, hidrojen ve helyumdan oluşan, 50.000 km büyüklükteki buz toplarının oluşturduğu halkalarıyla, kocaman bir gezegendir.
Os astrónomos dizem que o planeta Saturno, é um imenso globo de hidrogénio e hélio, rodeado por anéis feitos de bolas de neve, com 50.000 quilómetros de largura, e que a grande mancha vermelha de Júpiter é uma violenta tempestade gigante,
Bunlar, büyük bir kısmı, hidrojen, helyum gibi gazlardan meydana gelen devasa gezegenlerdir.
São grandes mundos, compostos principalmente de gases, hidrogénio e hélio e alguma outra matéria também.
- Hidrojen seviyesi nasıl
... A menos que Hey, Campeão.... Hey.
Oksijen ve hidrojen tüpleri hanımefendi. - Bay Allnutt...
São cilindros de oxigênio e hidrogênio, Srta.
BİR HİDROJEN BOMBASI İSE 1.500 ATOM BOMBASINA EŞİT OLURSA...
E UMA BOMBA-H EQUIVALE A 1500 BOMBAS ATÓMICAS
BUGÜN DÜNYADA YAPILAN 40.000 ATOM VE HİDROJEN BOMBASI...
A QUANTO EQUIVALEM 40000 BOMBAS-H E BOMBAS-A
HİDROJEN BOMBASI HER ŞEYİ YOK EDEBİLİR
Bomba "H" capaz da destruição total.
Amonyak ve hidrojen boruları.
Tubos de amoniaco e hidrogenio.