English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Hindistan

Hindistan traducir portugués

3,513 traducción paralela
İngiltere, Çin, ABD, Hindistan... Japonya ve Avrupa'nın çoğunu... alabilecek kadar geniş.
O Reino Unido, a China, os Estados Unidos da América, a Índia, o Japão e grande parte da Europa caberiam todos dentro das suas fronteiras.
Batıda, Hindistan büyüklüğünde bir yağmur ormanı...
- Cinco, cena um. A oeste as vastas florestas tropicais do tamanho da Índia.
Skipper, Gloria'nın tacı için 300 tane pembe Hindistan cevizine ihtiyacım var, derhal.
Skipper, preciso de 300 cocos cor-de-rosa para a tiara da Gloria, imediatamente.
O kalabalık ve etrafta gezinen garip garip tipler bana Hindistan'ı hatırlatıyor.
Não sei... Tem tanta gente e tantas personagens estranhas...
Babam Hindistan'da jinekologdur.
O meu pai é ginecologista na Índia.
Yardım etmeye gelmenize sevindim. Ta Hindistan'dan buraya.
Fico muito contente que tenham vindo da Índia para ajudar.
Jess, bu Ankita-ji. Shivrang'ın teyzesi. Ta Hindistan'dan geldi.
Jess, esta é Ankita-ji, a tia do Shivrang que veio da Índia.
Güney Hindistan'da bir kabile var, bir adam hayvanını, kendisinin bir parçası gibi hisseder.
Uma tribo no sul da Índia considera o animal de um homem parte dele.
Bir kez daha, Hindistan büyükannenin servetinin emperyalist şeytanlar tarafından nasıl soyulduğunu gözler önüne serdi.
Mais uma vez, a Índia tem o seu tesouro roubado pelos demónios imperialistas.
Ne yazık ki, banknotların çoğu, kurbanın yağlandığı Hindistan cevizi yağı ile yağlı vaziyette.
Infelizmente, a maioria das notas, foram passadas no mesmo óleo de coco que ele tinha no corpo.
Hindistan cevizli vanilyali krema da var.
Ponho-lhe natas de baunilha e coco.
Rusya, İngiltere, Çin ve Hindistan arasındaki iletişim fazlasıyla arttı.
Há comunicações nos níveis mais elevados entre a Rússia, a Grã Bretanha, a China, a Índia.
Hindistan cevizi mi?
É coco?
O kadar Hindistan cevizi yememeliydi.
Ele não devia ter comido aquilo de coco.
Zorbalar o kadar meşgul ki Hindistan'dan yardım alıyorlar.
Os rufias têm andado tão ocupados que transferiram esse trabalho para a Índia.
Ablam bir yaz Hindistan'a gitti.
A minha irmã fez uma viagem à Índia.
Bu Afrika'da, Güney Hindistan'da ve Güneydoğu Asya'da sivrisinekler ile yayılır.
É transmitido por mosquitos na África, sul da Índia e sudeste asiático.
Mia'nın ilişkisini öğrendiğinde Hindistan'ın yağmur ormanlarında ortasında olduğunu biliyoruz.
Sabemos que estava numa floresta indiana quando descobriu sobre o caso da Mia.
Hindistan'da oldukça yaygın, değil mi?
Muito comum na Índia.
Hindistan'dan bir çocuk.
- É um miúdo da Índia.
5, 6, 7, 8, Gece olunca Hindistan Kapısına gideriz
5, 6, 7, 8, à noite vamos ao India Gate
Geçen sene Hindistan turundayken beni Bombay'da ağırlamıştı.
Ele hospedou-me em Bombaim o ano passado quando visitei a Índia.
Lord Flintshire sayesinde Hindistan turu çok başarılı geçmiş.
A digressão pela Índia foi um êxito graças a Lorde Flintshire.
Kırmızı biber, kişniş, hindistan cevizi.
- Paprica... coentro e noz moscada.
- Hindistan'a gitmiştik.
Era uma espécie de... Fomos à Índia.
- Hindistan korkunçtu.
A Índia foi horrível.
İnsanlara Hindistan cevizi suyuyla iğne yapılıyor. Ne kadarda saf.
Injeta-se aos doentes água de coco, pura.
Ağır kelimesini Hindistan'da başka mı kullanıyorsunuz?
"Estranho" tem outro significado na Índia?
İlk defa burada yediğimi hatırlıyorum da, Hindistan'dan yeni dönmüştüm.
Lembro-me da primeira vez que comi aqui. Tinha acabado de voltar da Índia.
Vimana nedir? Hindistan'da bulunan antik yazma ve kitaplarda adı geçen bir çeşit uzay aracı.
Na Índia, eles descobriram textos antigos e documentos que descrevem uma nave a voar a que chamaram de Vimana.
Hindistan cevizi kokusu alıyorum.
Sinto o cheiro de coco.
Hindistan cevizini mi?
Da de chocolate?
Böbreğin iflas etmiş! Böbreklerin çikolata ve hindistan cevizi havuzunda boğuluyordur şimdi!
Os teus rins estão mergulhados num estufado de chocolate e coco!
Hindistan'ın en iyi rehberiyim ben.
Sou o melhor guia da India.
Hindistan'ı avucumun içi gibi bilirim.
Conheço a India como a palma da minha mão.
Bana bir yer sorun, Hindistan'da herhangi bir şey.
Pergunte-me onde alguma coisa está, qualquer coisa, na India.
Bay Nicholas. Neden Hindistan'a geldiniz?
Sr. Nicholas porque veio para a India?
Hindistan'daki sabıkana ne demeli peki?
E sobre o seu registo criminal na Índia?
Hindistan pasaportlu biri.
Um cidadão indiano?
Hindistan?
Índia? China?
Bu hindistan cevizinden nasıl bu kadar güzel kase yaptığını bilemiyorum.
Não sei que género de copo este coco era.
Aptal hindistan cevizli içecekler.
Bebidas estúpidas de coco.
Sabahın üçünde neden hindistan cevizi kesiyorsun ki?
Porque raio estás a abrir cocos às 3 : 00 da manhã?
- Hindistan cevizi suyu mu? - Evet.
- Isso é água de coco?
1755'ten kalma. Doğu Hindistan Şirketi'ne çalışan bir Grimm yazmış galiba.
É de um Grimm que trabalhava... na Companhia Britânica das Índias Orientais.
Avrupa'ya gittik, Hindistan'a gittik. Fas'a gittik.
Fomos para a Europa, Índia, fomos para Marrocos.
Dört şişe hindistan cevizi suyu içtim.
Eu já bebi quatro garrafas de água de côco.
Hindistan'dan saç önümüzdeki ay gelecekti.
Só recebemos cabelo da Índia no mês que vem.
Hindistan'dan değil bu.
Não é da Índia.
Tamam, öyle olsun. - Kayak maskesi ve Hindistan cevizi yağı?
Máscara de esqui e óleo de coco?
Hindistan cevizi o kadar da kötü- -
- O coco não é assim tão mau...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]