Hiç duymadın mı traducir portugués
862 traducción paralela
- Kızım, sen nerede büyüdün? Karılarını öldüren Büyük Amcam Penruddock'u hiç duymadın mı?
Onde é que foi criada Nunca ouviu falar do meu Tio-Avô Penruddock
Kidd'in Kansas City'de çevirdiği dolapları hiç duymadın mı?
Nunca deve ter ouvido do arranjinho do Kidd em Kansas City.
Floyd Collins adını hiç duymadın mı?
Nunca ouviste falar no Floyd Collins? 1925.
Arlington Mezarlığı'nı hiç duymadın mı?
Nunca tinha ouvido falar do Cemitério de Arlington?
- Bu komployu hiç duymadın mı peki?
- E não ouviu falar do complot?
Kabuki tiyatrosunu hiç duymadın mı?
Nunca ouviu falar de teatro kabuki?
Köylülerin, büyük bir ateşin etrafında dans ettiği Yamana Ateş Festivali'ni hiç duymadın mı?
Não ouviu falar do festival de fogo dos Yamana, onde os aldeões... dançam ao redor de uma fogueira?
Hiç duymadın mı?
Bem você não ouviu falar?
Kitapla kodlamayı hiç duymadın mı?
Nunca ouviu falar de código de livro?
- Verirlerken hiç duymadın mı?
- Nunca ouviste falar deles?
Beethoven'in Beşinci Senfonisi'ni hiç duymadın mı?
Nunca ouviste a Quinta Sinfonia de Beethoven?
Hiç duymadın mı?
Não sabes?
- Adını hiç duymadım. Duyamazsın da, Kemp.
- Nunca ouvi falar disso.
Dünyanın en iyi filmini yapacağım. Hiç kimsenin daha önce görüp duymadığı bir film.
Ouça, eu vou fazer o melhor filme do mundo, algo que ninguém nunca viu ou ouviu falar.
- Hiç tanıdık bir kelime duymadın mı?
- Apanhou alguma palavra?
Hatırlıyor musunuz, hiç boğuşma sesi duymadığımı söyleyince şaşırmıştınız.
Lembra-se de dizer que era estranho não ter ouvido sons da luta?
Ve hiç duymadığım bir yığın hikaye.
Histórias como eu nunca ouvi.
Windy Miller'ı hiç duymadınız mı?
Nunca ouviram falar do Windy Miller?
Hiç de duymadım. Tabi karımın anlattığının dışında. Karım bunu bir filmde görmüş.
E nunca sei nada, excepto o que a minha mulher me conta que vê no cinema.
Hiç adını duymadım.
Não o conheço.
- Hiç böyle bir iş duymadım. - Demek duymadın.
- Nunca ouvi falar de um tal trabalho.
Adını hiç duymadım.
Nunca ouvi o seu nome.
Ayrıca siz hiç nefs-i müdafaa diye birşey duymadınız mı?
Além disso, nunca ouviram falar numa coisa chamada homicídio justificado?
Sen hiç daha iyi şeylere de uyulabileceğini duymadın mı?
Nunca ouviste falar de uma coisa melhor para seguir?
- Hiç duymadım. - Ama duyacaksınız.
Mas ouvirá.
Hakkımda, hiç zalimce dedikodu duymadın mı?
Não ouviste nenhuma bisbilhotice maldosa sobre mim?
Adını hiç duymadım.
Nunca ouvi falar dele.
İntikam ekibine bir kadının katıldığın hiç duymadım, Madam.
Nunca tinha ouvido de uma mulher em uma partida de castigo, senhora.
Adını hiç duymadım!
Nunca ouvi falar de ti!
Fakat hiç bir vakada böyle bir şey duymadım. Bozulmanın gerçekleşmesi yıllar alır.
Mas em todo o caso... a deformidade demora anos a aparecer.
Vince, "nezaket" diye bir kelime duymadın mı hiç?
Não conhece o significado da palavra "cortesia"?
Hiç rastlantı diye bir şey duymadın mı, Sam?
- Já ouviu falar em coincidências?
Adını hiç duymadım.
Nunca ouvi falar.
Sen hiç kimseye hayranlık duymadın mı?
Nunca admirou alguém?
Karımın buna başka bir şey dediğini hiç duymadım.
Nunca ouvi a minha mulher chamá-las de outro modo.
Adını hiç duymadım.
Nunca ouvi falar nele.
Adını hiç duymadım.
Nem sei quem é.
Aziz Rosalia'nın Ruhani Kızları. Hiç duymadım onu!
Nunca ouvi falar disso?
Bir yurttaşın suç işlenmesini önlemek için elinden geleni yapmasının... yasaya aykırı olduğunu ben hiç duymadım. Onun yaptığı tam da buydu.
Nunca ouvi que fosse contra a lei um cidadão... fazer o máximo possível para impedir que um crime fosse cometido... que foi exactamente o que ele fez.
Kuşkusuz Tanrı, kaptana verdiği ilhamlarla gemiyi korur. Ama tanrının, gemi mürettebatının maaşlarını düzenlediğini ya da mutemete görevini öğrettiğini hiç duymadım.
Deus proteje o navio inspirando o capitão... mas Ele não determina as ordens à tripulação.
Akşam duası vaktinde, kapıların sürgülü olması doğru mu? Böyle bir şeyi hiç duymadım.
Nunca soube de alguém fechar as portas nas vésperas.
Hiç duymadınız mı?
Nunca ouviu falar dele?
Hiç gizli mesaj diye birşey, duymadınız mı Bayan Vonbraun?
Nunca ouviu falar de mensagens secretas, Sra. Von Braun?
Hayatım, yatılı okul denen çok hoş bir şey duymadın mı hiç?
Querido, nunca ouviste falar numa coisa encantadora chamada "internato"?
- Hayır, adını hiç duymadım.
- Não, nunca ouvi falar dele.
Mayomu giymek istedim ama, popom havada,... karnımın üzerinde hareketsiz kaldım. Hiç sıkıntı duymadım, tamamen rahattım.
Eu queria correr e vestir-me, mas fiquei parada... com a minha barriga e o meu rabo para o ar, sem vergonha, totalmente calma.
Baron Bomburst'u daha önce hiç duymadınız mı?
Nunca ouviram falar do Barão Bomburst?
Böyle bir çalışmanın yapıldığını hiç duymadım.
Não sei de nenhum estudo sobre isso.
Umarım, o hiç duymadığınız emirleri denemek için benzer fırsatlar artık doğmaz.
Bom, oxalá não tenhamos oportunidades semelhantes para testar as ordens que nunca ouviram.
Ama "Hayır, hiç duymadım." derseniz ben de derim ki : "Zaten duyamazsınız."
Não, você diz : "Nunca ouvi".
Aziz Uyuklama Günü'nü hiç duymadınız mı?
¿ Não sabe que hoje é dia de San Abernathy?