Hours traducir portugués
54 traducción paralela
On dakika "Dance of the Hours" çalalım olmaz mı?
Toquem "Dance of the Hours" durante 10 minutos, por favor.
Ama birlikte çaldığım çoğu insan buna izin vermiyordu. Mesela Midnight Hour'daki feedback.
A maior parte não me deixava tocar as minhas coisas, como Midnight Hours...
Once the symbiont is removed, the host usually dies within hours.
Quando o simbionte é removido, o anfitrião costuma morrer em poucas horas.
She'll be dead in a few hours.
Ela vai morrer dentro de poucas horas.
Geç saatlerde burası daha ilginç olur diyorlar.
Estes tipos sabem da cena after-hours.
# But his hours are flexible
Mas o seu horário é flexível
# But his hours are flexible
Mas o seu horário É flexível
I remembered lessons and hours of practice.
Eu lembro-me de lições e horas de práticas.
- 24 saat açık.
- 24 happy hours por dia.
O çılgın partide tanıştığı fıstıkla arasına mesafe koymaya çalışıyor.
Está a tentar afastar-se da rapariga que conheceu no After Hours.
Teşekkürler. David Zachery. Bir hip-hop kulübünde dövülmüş.
David Zachery, uma briga em um "after hours".
Güvenlik işi, film setleri, gece kulüpleri.
Serviços de segurança, em filmagens, em clubes after-hours.
Narkotikten aradılar, bir kulüpte arama yapılacakmış.
O Departamento de Narcóticos ligou e dizem que o querem para farejar um bar after-hours.
İlk 24 Saat " isimli belgeselini çekiyordu ve her iki binanın çökmesini de filme aldı.
The First 24 Hours " e captou ambos os colapsos em fita.
"Magic Hours" Ben Dark Chocolate.
É a Hora Mágica, com Chocolate Negro...
Benim sayemde bir seks suçlusunun, bütün zamanında genç kızların arasında çalışabileceği bir işi oldu.
I made sure that a sex offender could still spend all his working hours around young girls.
"Let's whale away the hours let's whale the evil night together"
Passemos em grande as horas Passemos em grande esta noite malévola juntos
- Bugün babamın doğum günü.
- Há um after-hours.
Bir de ben misafir listesini soracaktım. Albüm tanıtım partisinin... Girebilir miyiz?
Estamos a voltar de um after-hours e a tua festa de lançamento é esta noite.
Sonra 1 sene bekleriz, sonra da mahkemeye gideriz Kraliçe Nancy ve Kral Larry oluruz, özel bir tarih menüsü 48 saat araştırırız.
Esperamos um ano, depois vamos a tribunal, entramos na Nancy Grace e no Larry King, no Dateline, no 48 Hours.
Nicole Kidman, "The Hours".
Nicole Kidman em "As Horas".
Barlar, diskolar, gece açık mekanlar.
bares, discotecas, after-hours...
Kızım, tüm geceyi dışarıda geçirmeyi düşünmüyordum ama Warwick'ten sonra, bir partiye davet edildik Q-Tip DJ'lik yapıyordu ve daha sonra da kahvaltı yerine gittik ama bilirsin dışarıda yemek yemem, bu yüzden karnım zil çalıyor.
Não esperava ficar fora toda a noite, mas depois do Warrick fomos convidadas para um After Hours, conhecemos o DJ Fomos comer, e tu sabes que não como em publico Estou esfomeada.
- 3 saattir buradayız!
- Nós estamos aqui à 3 hours!
Bunu bir avukat olarak söylüyorum. Billable Hours *'u çok sıkı takip ederim.
Como teu advogado, estou sempre à procura de horas para cobrar.
48 Hours programına, Nightline programına çıkacağım.
Falarei com os media. Vou ao 48 Hours. Vou ao Nightline.
Oh, I will tell you four hours of sleep would be a luxury for me at this point.
4 horas de sono seriam um luxo para mim agora.
Çeviri ; maksimiliano.
TecSubs : compromisso com você, apresenta : The Listener S02E10 - Desperate Hours -
Kapa çeneni. Böyle bir zamanda nasıl indirim saatini düşünebilirsin?
- Cala-te, como podem pensar em happy hours numa hora destas?
JeanPhoenix369 İyi Seyirler Dilerim
- Diabolicamente Majestosas - Castle 5x08 After Hours
Tranquil Hours?
- Tranquil Hours?
- Yani Tranquil Hours Helen Jordan'ın servetinden milyonlar alıyor.
Então a Tranquil Hours está a receber milhões do espólio da Helen Jordan.
Tranquil, Jordan'ı bir tehdit olarak gördü.
A Tranquil Hours viu a Jordan como uma ameaça.
Jordan Lowell'ın yarı kız kardeşi Tranquil Hours'taydı.
A meia-irmã de Jordan Lowell estava na Tranquil Hours.
- Ancak DNA, onun..... Tranquil Hours'da bulduğu kadının kız kardeşi olmadığını kanıtlıyor.
- Mas o ADN prova que a mulher que ela encontrou em Tranquil Hours não é sua irmã.
Ve Tranquil Hours'da oymuş gibi davranan kadın kim?
E quem é a mulher a fingir ser ela na Tranquil Hours?
Şey, Tranquil Hours Jordan'ın vakfından her yıl milyonlarca dolar alıyor.
Bem, a Tranquil Hours recebe vários milhões de dólares por ano
Jordan sahte Helen'dan örnek aldı ve işte o zaman Tranquil Hours'ta bilirleri ürktü çünkü açığa çıkmak üzere olduklarını fark ettiler. Şimdi soru şu :
A Jordan obteve amostras da falsa Helen e foi quando alguém na Tranquil Hours se assustou, pois perceberam que estavam prestes a serem descobertos.
Tranquil Hours'dan aldığımız parmak izleri Marcia Forsthye'a ait çıktı.
As impressões digitais que obtivemos do quarto na Tranquil Hours remetem a uma Márcia Forsythe.
Adam onu Tranquil Hours'a yatırmış.
Ele colocou-a na Tranquil Hours.
Son iki gündür buraya gelen ikinci McGarrett'sın.
que tivemos aqui no prazo de 48 hours.
♪ Happy hours, golden showers ♪
Horas felizes, chuvas douradas
Ben yeni jenerasyon için "48 Hours" yapmaya çalışıyorum, anladın mı? - Evet.
Eu estou a tentar o 48 Horas para a nova geração, percebes?
Anlaşmaya beş saat kaldı.
The deal's going down in five hours.
- Merhaba. After Hours Management'in hesab sahibiyle mi görüşüyorum?
- Olá, este é o titular da conta da Gestão After Hours?
Finch, elinde After Hours Management'la ilgili bilgi var mı?
Finch, sabe de alguma coisa da Gestão After Hours?
36 hours, tanrım.
36 horas, caramba.
- Tuvaletten çıkmamıştı.
Passou o after hours todo na casa de banho.
Monica'dan 24 saattir haber alınamıyor.
A Monica está incomunicável há 24 hours.
You'll be turned over to the FBI in a few hours, at which time... - What?
- O quê?
24 hours Vali.
- 24 horas, Governador.