English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Hoşuna mı gitti

Hoşuna mı gitti traducir portugués

232 traducción paralela
- Müzik hoşuna mı gitti?
- Gostas daquela música?
Şarabım hoşuna mı gitti, Paco?
Gostas do meu vinho, Paco?
Vahşilerle yaşamak hoşuna mı gitti.
Gostas de viver com os selvagens?
Bu hoşuna mı gitti küçük hanım?
E isso agradou-lhe, menina?
- Hoşuna mı gitti?
- Como tu? - Cala-te!
Hoşuna mı gitti?
Gosta dele?
Hoşuna mı gitti?
Gostavas?
Geliyor musun, yoksa dışarısı hoşuna mı gitti?
Quer entrar ou prefere ficar aí fora?
O kız hoşuna mı gitti?
Gostas daquela rapariga?
Hoşuna mı gitti?
Isso faz-te sentir bem?
Hoşuna mı gitti?
É fácil, não é?
Hoşuna mı gitti?
Gostas?
- Bu hoşuna mı gitti?
- Isso deixa-te animado?
- Adam hoşuna mı gitti? - O benim kocam.
Bem, ele é meu marido!
Bu hoşuna mı gitti?
Gosta disto?
Tıraş losyonum hoşuna mı gitti?
Gostas do meu perfume?
Neden? Hoşuna mı gitti?
Por quê, estás interessada?
Orada olanlar hoşuna mı gitti?
Gostaste daquilo ali fora?
Hoşuna mı gitti?
Gostas? Estás a ver?
Hoşuna mı gitti?
Gostaste?
Yani Daphne'yle kavga etmek hoşuna mı gitti?
Você gostou de brigar com a Daphne?
- Hoşuna mı gitti?
- Gostaste?
Konuşmam hoşuna mı gitti?
Gostas disso? De ouvir-me falar?
Hoşuna mı gitti?
Vieste-te?
Hoşuna mı gitti?
Isto diverte-o?
Eskiden konyak şişem vardı, ama karımın hoşuna gitti ve kendi başına içti.
Costumava ter uma garrafa de conhaque. Mas a minha mulher, também gosta dele. Bebeu-o todo.
Nasıl, hoşuna gitti mi tatlım?
Agrada-te a ideia?
Hoşuna mı gitti yoksa?
Gostas assim tanto de olhar?
Sanırım onunla yatmak hoşuna gitti.
Talvez gostasses de estar com ele.
Sanırım en başta bu gerçekten hoşuna gitti.
No princípio, ele gostou.
O ilanı yazmana asla izin vermemeliydim. "Ayak Takımı Gelmesin" yazmak hoşuna gitti mi?
Não te devia ter deixado escrever o anúncio : "Não queremos gentalha."
Sanırım söylediğin çok hoşuna gitti, Vincent.
Talvez devesses ter sorrido quando disseste isso, Vincent.
Atımız hoşuna gitti mi?
Gosta do cavalo?
Sanırım bu hoşuna gitti.
Parece que estás a adorar isto.
Bu daha mı çok hoşuna gitti?
Então, gostas mais deste?
Hoşuna mı gitti?
E ela gostou?
Belki de başıma şapka takmalıyım. Hoşuna gitti mi?
Talvez devesse usar um achapéu cómico?
Sanırım çiçekler çok hoşuna gitti. - Evet.
Ela parece estar muito feliz com as flores.
- Oh, hoşuna mı gitti?
Gosta?
Değerli taşlarımız hoşuna gitti mi?
Terá oportunidade para ganhar mais.
Sanırım bu gece olanlar hoşuna gitti.
Acho que gostaste do que se passou hoje.
Tırnaklarım hoşuna gitti mi?
Gostas das minhas unhas?
Bir mağaza bulup, üstüne başına bir şeyler alalım. Sonra da bir şeyler yeriz. Hoşuna gitti mi?
Pensei irmos a uma loja, comprar-te roupa comprar-te algo para comeres.
Bir sloganım bile var... "Sadece bağır Kurt!" Hoşuna gitti mi?
Até tenho o slogan, "Apenas grita Lobo!"
Hoşuna gitti mi, aşkım?
Ela agrada-te, meu amor?
- Tanrım, tıpkı sizin çocukluğunuzda bisiklete bindiğimiz gibi. - Hoşuna gitti mi?
- Gosta?
Onu doğada bulduğu için, bu şekil Pisagor'un hoşuna gitti - bir deniz kabuğu, koç boynuzları, girdaplar, tornadolar, parmak izlerimiz, DNA'mız ve hatta Samanyolu.
Pitágoras adorou esta forma, porque a encontrou na natureza. Concha de nautilus, os chifres dos carneiros, os redemoinhos de água, tornados, as nossas impressões digitais, o nosso ADN, e a nossa via Láctea, inclusive.
Performansım hoşuna gitti mi?
A minha performance foi do agrado do meu amor?
Sanırım hoşuna gitti.
- Cala-te. Achei que tinhas gostado.
Ona bu gece ne yapacağımızı anlattım, onun da çok hoşuna gitti.
Disse-lhe o que íamos fazer e ele mostrou-se interessado.
Oh, Sanırım onu tutmanız hoşuna gitti.
Acho que ela queria um pouco de colo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]