Ibrahim traducir portugués
592 traducción paralela
Monasır'lı Şeik Ali İbrahim. Allah önünde arkadaşımsın.
O Xeque Ali Ibrahim, da tribo dos Monassir.
Şeik Ali İbrahim'in kaçtığı bu sabahtan beri hiç haber yok.
O Xeque Ali Ibrahim fugiu esta manhã e não tivemos mais notícias.
Monasir halkı lideri Şeyh Ali İbrahim.
Xeque Ali Ibrahim da tribo dos Monassir.
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Sheikh Ali Ibrahim foi persuadido pelo meu amigo e grande emir, Mohammed el-Kheir, a reconhecer-me como O Desejado, o verdadeiro Mahdi.
- "Kim yoldaş bir adamı sever, o..." - "İbrahim'in gerçek tohumudur."
Mas sempre nos disse que quem ama o próximo... É um verdadeiro descendente de Abraão.
"Kim yoldaş bir adamı sever, o İbrahim'in gerçek tohumudur."
Aquele que ama o próximo, é um descendente de Abraão.
İbrahim, İshak ve Yakup'un yollarında sizi getirdim.
Pelos ensinamentos de Moisés, Abraão, Isaac e Jacob.
Edward'ın oğulları İbrahim'in koynunda yatıyor *, karım Anne ise bu dünyaya "İyi geceler." dedi.
E Ana, minha esposa, já deu boa noite a este mundo.
İbrahim'in Tanrı'sı, çocuğumu koru, sana hizmet için yaşasın.
Deus de Abraão, tomai o meu filho nas Vossas mãos, que ele possa viver para Vos servir.
İbrahim'in Tanrı'sı, Yüce Tanrı.
O Deus de Abraão, o Deus Todo-Poderoso.
İbrahim'in Tanrı'sı oğlumu bir amaç için seçtiyse, Musa bunu öğrenecek ve yerine getirecektir.
Se o Deus de Abraão tem uma tarefa para o meu filho, ele sabê-la-á e cumpri-la-á.
İbrahim'in Tanrısı. 400 yıl bekledik.
Deus de Abraão, esperámos 400 anos.
Siz Bedevi'ler İbrahim'in tanrısını tanır mısınız?
Os beduínos conhecem o Deus de Abraão?
İbrahim pek çok ulusun atasıdır.
Abraão é pai de muitas nações.
Tanrı, halkı kurtaracağına dair İbrahim'le akit yaptı.
Deus acordou com Abraão que libertaria o povo.
İbrahim'in Tanrı'sı, İshak'ın Tanrı'sı ve Yakup'un Tanrı'sı.
O Deus de Abraão, o Deus de Isaque e o Deus de Jacó.
İbrahim'in Tanrısı!
Deus de Abraão!
İbrahim peygamber bir kurbanlık kuzu istiyor.
Aqui está o Pai Abraäo a encomendar um cordeiro para o sacrifício.
Ben, İbrahim'i sandviç ısmarlayan biri gibi gösteren o dahiyim.
Sou o génio que fez com que o Abraäo parecesse um tipo a pedir uma sandes.
İbrahim'in kurban edilişini hatırlıyor musun?
Lembras-te da história do sacrifício de Abraão?
Kendi kendinize, "biz İbrahim'in soyundanız" diye düşünmeyin.
Não digais dentro de vós : Nós temos a Abraão por pai!
Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan çocuk yaratacak güçtedir.
Pois eu vos digo : Deus é poderoso para suscitar destas pedras filhos a Abraão.
"Ben İbrahim'in, Yakup'un ve İshak'ın Tanrısı'yım."
"Eu sou o Deus de Abraão, e o Deus de Jacó e de Isaac".
- Ali İbrahim! - Gordon Paşa!
Ali Ibrahim.
İbrahim'in dediği gibi, "Yabancı bir ülkede bir yabancıyım."
Como Abraão disse : "Eu sou um estranho em terras estranhas."
Yusuf ne yanlış yapmıştı, ve İbrahim, ve Musa?
O que José fez de mal? E Abraão? E Moisés?
Benimle Hz. İbrahim'le konuştuğu gibi konuştu. Şöyle dedi :
O Senhor me despertou esta noite e me disse :
Evrenin kıralı, Tanrımız, emirlerinle bizi kutsadın, Babamız İbrahim'in anlaşmasına göre oğullarımıza tören yapmamızı emrettin.
Abençoado sejais, nosso Senhor, Rei do Universo, que nos abençoastes com os Vossos mandamentos, e nos ordenastes que iniciássemos os nossos filhos, de acordo com o nosso Pai Abraão.
Ve Tanrı İbrahim'e dedi ki "bağlılığınızı sürdürün, İsrail'de doğan her çocuğu 8. gün sünnet edin".
E o senhor disse a Abraão, "que os meus fiéis circuncidem as crianças " nascidas em Israel, no 8º dia da sua vida ".
Biz İbrahim'in oğullarıyız.
- Somos os filhos de Abraão.
"İbrahim babamız, bu bizi kurtarır", diyerek rahatlamaya çalışmayın.
Não se contentem em dizer, "Abraão foi nosso pai e isso chega para nos salvar".
Tanrı bu taşlardan birini alıp onu İbrahim'in oğluna dönüştürebilir.
O Senhor podia pegar em qualquer uma destas pedras e transformá-la num filho de Abraão.
" Ve Tanrı İbrahim'e buyurdu :
" E Deus disse para Abraão :
Eğer İbrahim Tanrı aşkına oğlunu kurban ediyorsa, sen neden aynısını benim için yapmıyorsun?
Se Abraão estava disposto a matar seu próprio filho pelo amor de Deus, - por que não faria o mesmo por mim? - Vocês são todos loucos.
Musa, İbrahim, Süleyman, İsa.
Moisés, Abraäo, Salomäo, Jesus.
Çok eski bir yerleşim... Bin yıllık... ( Hz. ) İsa ilk oraya gittiğinde ama aslında ( Hz. ) İbrahim tarafından bulundu.
Cidade muito antiga com milhares de anos, quando Cristo era uma criança.
Bugün hala duruyor, ( Hz. ) İbrahim'in kuyusu.
Ainda existe hoje ; O poço de Abraão.
Hani İbrahim'e oğlunu kurban etmesini söylemişti.
Lembras-te de quando Ele pediu a Abraão para sacrificar o filho?
İbrahim tam bıçakla oğlunu kurban edecekken Tanrı onu durdurdu.
Abraão estava quase a matar o rapaz quando Deus o mandou parar.
İbrahim'in oğlunu kurtardıysa sence kendi oğlunu da kurtarmaz mı?
Se ele salvou o filho de Abraão, não achas que quer salvar o Dele?
Tanrı, İbrahim'den biricik oğlunu, kendisi için kurban etmesini istedi.
Esse Deus pede a Abraão que sacrifique o seu único filho... o seu bem-amado filho.
Allah İbrahim'in Tanrısı değil mi sizin tanrınız gibi?
Não é Alá o Deus de Abraão, tal como o vosso Deus?
"Burada İbrahim'in, Muhammed'in ve kutsal kitapların büyük Peygamberlerinin eski vatanında gördüğüm kardeşlik ve misafirperverlik hiçbir yerde yok."
"I nunca testemunhou tal hospitalidade sincera..... e fraternidade verdadeira..... no antigo de casa ofAbraham, Muhammad,..... e o greatprophets ofthe Escrituras."
İbrahim.
Ibrahim!
İBRAHİM ACUN FERİT ÜNAL
Legendas por :
İntikamın Halil İbrahim sofrası bu bayramlıklarınızı giyinin.
Se a vingança é um prato que se come frio ponha o fato domingueiro. Chegou o momento de festejar!
- İbrahim gibiler.
- Eles são como Abraão.
İbrahim kim?
Quem era Abraão?
Ataların Tanrısıyım.. İbrahim, İshak ve Yakub'un.
Sou o Deus dos teus antepassados Abraão, Isaac e Jacob.
İbrahim ve Musa'nın çocukları! Haydi binin!
Crianças de Abraham e de Moisés, entrem!
Ve İsa İbrahim'e dedi ki :...
E ele disse a Abraão...