English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ I ] / Ifşa

Ifşa traducir portugués

1,726 traducción paralela
- kendini Yaratıcı'nın önünde ifşa et! - Şunu izle!
- revela-te diante do Criador!
Birinin çıkıp da kendini, bana ifşa edeceğinden şüpheliyim.
Duvido muito que alguém apareça e se auto-incrimine para a gravação.
Kimliği ifşa oldu, oradan kurtarılmadan önce Ahmet onu öldürdü.
Foi descoberto e antes de fugir, Ahmed matou-o.
Michael'ın kimliği ifşa olmak üzereydi.
O disfarce do Michael ia ser descoberto.
O zamanlar çıkan söylentiler Martin Weiner'ın kitap yazdığı ve senin sahteliğini ifşa edeceğiydi.
Dizia-se que Martin Weiner escrevia um livro que demonstrava que era...
Yeni bir kıyafet alması seni nasıl ifşa edecek?
Como é que isso te torna alvo de investigações?
Sırlarını ifşa etmiş birisi. Rich Brook adında bir adam.
Uma entrevista reveladora de um tal de Richard Brook.
Kocaman bir sırrı ifşa edip birden fazla kalbi kırdığıma emin olarak.
Expondo um segredo gigante que, é certo, vai quebrar alguns corações.
Agnes Evans... Devlet sırlarını ifşa etmekten seni tutukluyorum.
Agnes Evans, está presa por infringir Segredos de Estado.
Öylece kendimizi insanlara ifşa edemeyez, özelliklede yaşlılara, çok tehlikeli.
Não podemos abrir-nos assim às pessoas, especialmente aos Anciães. - É perigoso.
Bayan Hewes, müvekkilimin Bayan Walling'in özel hayatını ifşa etmesinin nedenlerini kanıtlayamaz. O haklı, Patty.
Walling vazou informações confidenciais, ela optou incluir e-mails pessoais humilhantes.
Sadece Doktorun cinayetiyle ilgili şeyleri ifşa edebilme hakkım var.
Só vai ser divulgado se for relevante ao homicídio do Doutor.
Bay Gunderson, federal şerif mevzusunu ifşa ettim.
Sr. Gunderson, contei-lhe sobre os agentes federais.
Yaşadığım son evden "20 / 20" programı kapıyı kırıp evde olanları ifşa ettiğinde ayrıldım.
Saí da minha última casa quando o Casos de Polícia esteve lá.
Yani beni ifşa etmek sadece "Spectator" ı ve seni utandırır.
Portanto expor-me apenas te iria embaraçar a ti e ao The Spectator.
Önceki uzmanlık alanını ifşa etmeyeceğine dair söz verdim.
Que não irias expor a sua anterior profissão.
İyiliğinin karşılığını ödeyebilmeyi umuyordum ama ama küçük kız arkadaşın Diana'yı ifşa ettiğinde bu planı mahvetti.
Esperava retribuir o favor, mas a tua namoradinha arruinou esse plano quando expos a Diana.
Bütün sırlarımı ifşa etmene karşılık yaz işinden olman.
Um trabalho de verão num cenário versus expor todos os meus segredos.
Ama edersen neleri ifşa edeceğini de düşün nelerden vazgeçeceğini.
Mas se o fizer, pense apenas no que estaria a expor. E do que estaria a fugir.
Buna ifşa deniyor.
É chamado de divulgação.
Temizlik ekibi ve sistemi, hepimiz ifşa olmanın eşiğindeyiz.
Todas as equipas de limpeza e o sistema... Corremos todos o risco de sermos expostos.
Bana şarap ve pasta ısmarlayabilirsiniz ama yine de istihbarat bilgisini ifşa etmem.
Às 8 : 00. Pode encher-me de vinho e massa à vontade. Não lhe vou dar informações secretas.
Başrahip Anthony'nin uşaklığından fazlasını istiyorsan halk içinde zayıflıklarını ifşa etmemeyi öğrenmelisin.
Se quereis ser mais do que um lacaio do Padre Anthony, devereis aprender a não mostrar as vossas fraquezas em público.
Maisel, "Bedlam 1946" ile nasıl yaptıysa, sen de o yeri ifşa et.
Revela a verdade como Maisel fez com "Bedlam 1946".
Bunu, ya aşk yuvanızdaki tüm saçmalıkları ifşa ederek yaparım ya da gizlice yaparım.
Posso fazê-lo, expondo o mau comportamento que aconteceu neste ninho de amor, ou posso fazê-lo discretamente.
Naomi, şimdiye kadar hiçbir kaynağımız ifşa edilmedi.
Naomi, nenhuma das nossas fontes foi exposta.
Seni ve arkadaşlarını herkese ifşa edecekti.
Ela ia expô-lo e aos seus amigos.
Bizi ifşa etmekle tehdit etti.
Ele ameaçou-nos expor.
McClaren her şeyi el altından halleder bu sayede yasal olarak asla ifşa olmaz.
Há uma evidência incontestável de intrusão vetorizada através do servidor de Princefield até o dispositivo pessoal da srta. Walling.
- Tamamen ifşa.
- Transparência total.
Tamamen ifşa, oyunumuzun yeni adı.
Agora trata-se de transparência total.
- Pekala, tabiki bu tam bir ifşa olmayacak.
E é evidente que não será transparência total.
- Tamam mı? Bir parça ifşa parıltısı olacak.
Será uma transparência parcial ligeira.
İsimsiz bir White House elemanının doğumgünü hediyesi önerilerini içeren bir emaili ifşa ettiniz.
Revelaram um email com sugestões de presentes para um funcionário anónimo da Casa Branca.
- Ne? Ted'in konutta gecelediği her zaman tamamen ifşa edildi.
As noites do Ted na residência foram todas reveladas.
Hanımefendi, söylemek istiyorum ki Amy'nin berbat ifşa politikasını ve Mike'ın güvenlik gafını düzeltmek için elimden gel her şeyi yapacağıma söz veriyorum.
Só quero dizer que prometo fazer tudo o que estiver ao meu alcance para resolver as asneiras da Amy na política de transparência e a falha de segurança do Mike.
Kendimizi ifşa etmeyelim.
Não se exponham.
O yüzden öldürüp bilgisayarı çaldın. Ama bu şey seni ifşa etti.
Então, você matou-o e roubou, mas foi tentar encobrir que o apanhou.
SPK'nın 23 No'lu Fonda gerçekleşen içeriden bilgi sızdırma konusundaki suçla ilgili eylemsizliğini ifşa edecek.
Não posso lhe dizer imediatamente. Temos milhares de registros das comunicações da Walling. Mas estávamos olhando só para operações internas.
Kadının özel hayatını ifşa etmeye kim istekli olabilir?
Alguém que estivesse motivado em expor a vida pessoal dela?
Dikkat çekmek için sır ifşa eden bir bilgisayar manyağı mı? Şimdi de seninle yatıyor.
Naomi Walling era funcionária do Banco Princefield.
Ne yaptıklarını bilen insanlar, bir kültür paylaşıyorlar, "insan" ı ifşa etmek ve küçük düşürmek için kendilerini adamışlar. Kendilerine göre kötü algıladıkları kişilere ve fazla kazanan yapılara karşı çok düşük tolerans gösteriyorlar.
Pessoas que sabem o que eles estão a fazer, que compartilham a ideia, que são comprometidas em expôr e humilhar "O Tipo", tem baixa tolerância a olhares e ao que consideram ruim, e de acabar com estruturas de poder.
İfşa mı edeceksin?
- Tu estás a dizer que vais falar?
Evet ; ama kimliğim ifşa olmadı.
- Sim, mas o meu disfarce está a salvo.
Alaric bizi konseye ifşa etti.
O Alaric expôs-nos ao Conselho.
Beni ifşa et.
Exponha-me.
Bırak ifşa olsun.
Desmascara-a.
Naomi, bunu daha önce defalarca yaptık ve... kaynaklarımızdan hiçbiri ifşa olmadı.
Naomi, já fizemos isso várias vezes, e nenhuma das nossas fontes foi exposta.
Çok üzüldü ve bildiklerini ifşa etmek istedi.
A minha mãe descobriu que a Agência 23 estava fazendo tráfico de informações.
kasıtlı biçimde ifşa ettiğini kanıtlaması lazım.
Não.
İnsanların sırlarını saklama hakları var. Dünyadaki herşeyin ifşa edilebilir olduğunu düşünmüyorum.
Ele se chama de Samurai Sete.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]