Ilaç mı traducir portugués
3,132 traducción paralela
Bana sormadan ona ilaç mı vereceksin?
Dás-lhe assim a tua droga, sem me consultares?
Adamım, herhangi bir ilaç mı alıyorsun sen?
West Side, está a tomar alguma medicação?
Mantar ilacınız var mı?
Tens Vagisil?
Hiçbir ilaç, grup terapisi ve Tanrı'yı bulma muhabbeti onlardaki sorunu düzeltmeyecek tamam mı?
Nenhum antidepressivo ou terapia, nem religião, vai consertar o que há de errado com eles, percebes? - No mínimo...
Hayır. Grace'i doğururken ilaç almamıştım.
Não tomei medicamentos, no parto da Grace.
Sen değil ama ben ilaç almalıydım.
Não, eu usei.
Astım için vereceğiniz ilaç var ya, ben- -
Então, sobre o inalador para a minha asma... A política do hospital proíbe-me de dar medicamentos, para os sem-abrigo que fingem ser pai e filha. Desculpa!
Ona ilaç mı verdin?
Drogaste-o?
Mrs. Cheng, uyguladığım ilaç Lue'nın kalbi için düşük ihtimalle de olsa işe yarayabilecek bir ilaçtı durumunu düzelten bu ilaç oldu.
Cheng, o medicamento que lhe dei era um tiro no escuro como tratamento para o coração. Srª. Mas é o que está a ajudá-lo.
Burada bir cemaate yetecek kadar ilacım var.
Tenho o suficiente para um exército.
"Ama ilacımı nerede bulacağımı biliyordum."
Mas eu sabia onde conseguir a minha cura.
Üzerinde çalıştığımız yeni bir ilaç.
É uma nova droga em que tenho trabalhado.
Onun ilacı benim kızımı öldürdü.
O seu produto matou a minha filha.
Bizim ilacımız.
O nosso produto.
Terapi ve doğru ilaç kullanımıyla, böyle kişilik bozukluklarına sahip insanlar iyileşebilir.
Com terapia e a medicação certa, as pessoas com estes distúrbios de personalidade podem melhorar.
- Bildiğin bir ilaç alerjin var mı?
E não tem alergias a algum medicamento que saiba?
Astım ilacımı almak istiyorum ama anı mahvedebilirim.
Quero ir buscar o meu inalador, mas estragaria o momento.
Astım ilacını da aldın mı?
Levaste contigo o teu inalador da asma?
Elinde makbuzlar var. Rehabilitasyon var. Aldığım her ilacın listesini çıkarmış.
Ele tem as receitas médicas, a clínica, uma lista dos medicamentos que tomava...
Üzerinizde ne çeşit ilaç kullandıkları hakkında bir fikrin var mı? Hayır, efendim. Bize hiçbir şey söylemiyorlardı.
Princefield estava investigando Naomi Walling bem antes de postarmos a informação.
- Selam. Yüce tanrım! Böcek ilacı mı bu?
Oh, meu Deus, isto é insecticida?
İlaç satımıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Não sei nada sobre a venda de fármacos.
Nijeryalıların ilaç satımı mı?
É esta a venda farmacêutica para os nigerianos?
İlaç satımı ne zaman gerçekleşti?
- Quando é que a venda farmacêutica - Segundo a hora no vídeo... há duas horas. - terminou?
Çayınıza ilaç karıştırdım.
Eu droguei o seu chá.
"Bir sürü yiyeceğimiz, suyumuz ve ilacımı olacakmış."
- Anthony... - Vamos ter muita comida... água, medicamentos...
Kanner / McKay'deki bir kaynağımdan bizimkine benzeyen bir ilaç geliştirdiklerini söyleyen bir telefon aldım.
Acabei de falar ao telefone com a minha fonte na Kanner / McKay, que me disse que estão a desenvolver um composto praticamente idêntico ao nosso!
Nefes alışverişi için tedaviye başlayacağım. Sonra da döküntün için damardan ilaç vereceğim, tamam mı?
Vou fazer-te um tratamento respiratório e depois penduro o soro com a medicação para a erupção cutânea, está bem?
- İlaç mı verilmiş kıza?
Ela estava drogada?
İlacı geliştirmekteki amacımız bu değil.
Bem, não é por isso que a desenvolvemos.
Gizemli ilacımız interferonmuş.
A droga misteriosa era interferão.
İlacı var mı?
Existe cura?
Sokaklarda dolaşan garip bir ilaç var ve ben de ondan örnek aldım.
Olha, tem uma droga esquisita nas ruas, e eu consegui uma amostra dela.
Özellikle bu yıl, her zamankinden daha fazla ilaç parasına ihtiyacımız varken.
Especialmente este ano, a contas do médico foram maiores.
Oğlum yaptığım ilacı izlemekle meşgul olmasaydı o da gelirdi.
O meu filho não está assim tão ocupado a controlar o meu antídoto, por isso, gostava que ele nos encontrasse.
Sanırım kendi kendine ilaç kullanıyor.
Acho que ela está a automedicar-se.
İlacını alma vaktin geldi, canım.
Está na hora da medicação, amor.
Kahverengi, yeşil, kırmızı deniz yosunları, ilaç, tekstil, tarım ve yiyecek gibi birçok sektörde kullanılmaktadır.
Algas castanhas, verdes e vermelhas servem todos os propósitos, medicina, roupa, fertilizante e comida.
Kaşı çatık herkes için ilacımız var!
Temos remédio para isso!
- Yalan söyleyemem... - İlacın etkisi altındayım.
Não posso mentir, eu fui drogado.
Bünyemi temiz tutmalıyım. Yarın ilaç denemesine gidiyorum.
Tenho de manter o sistema limpo, vou fazer um ensaio clínico amanhã.
İlaç denekliği yaptığıma inanamıyorum. Stevia bile kullanmayacağım.
Não acredito que estou num ensaio clínico, eu nem uso adoçante.
Yarınız plasebo alacaksınız. Diğer yarınız da test ettiğimiz yeni ilacımız Gladiva'yı.
Metade vai tomar um placebo, a outra metade toma um medicamento novo chamado Gladiva.
İlaç almıştık mı dedi biraz önce?
- Ela disse, "tomámos drogas"?
Adamların araçları vardı. İçlerinde silah, yemek, ilaç ve bize lazım olan şeyler vardı.
Eles tinham camiões com armas, comida, remédios, coisas de que precisamos.
Ne yaptınız, ona ilaç falan mı verdiniz?
Vocês drogaram-no ou algo parecido?
Birilerinin ilaç araştırmasını yağmaladığımızı sanıyordum.
Pensei que estávamos a roubar a pesquisa de alguém.
Doktor, ona daha fazla ilaç vermesiniz olmaz mı?
Sr Dr, podemos parar de lhe dar a medicação?
İki ilaç yazacağım. Eczaneden alırsınız.
Vou receitar... dois medicamentos, podem comprá-los na farmácia.
İlacın yardımı olmadı mı?
O remédio não está a fazer efeito?
Onca yasaklanmış ilacı kamu hizmeti olarak mı topladınız yani?
Então, apanhou todo o Torsion que teve acesso, como um serviço à população?