Ilk gün traducir portugués
1,537 traducción paralela
Daha ilk gün hamile kaldım.
Fiquei grávida no primeiro dia.
- Evet, ilk gün.
- É o meu primeiro dia aqui.
Geldiğin ilk gün sorun yaratıyorsun.
Desde o teu primeiro dia de vida.
Ve dalga aramaya gittiğin ilk gün buradan kovulursun.
e no primeira dia que fores procurar ondas, ficas de fora.
Vücudumdaki lekeleri babana ilk gün mü gösterdiğimi sanıyorsun?
Achas que mostrei a minha mancha ao teu pai no terceiro encontro?
Sevgili Edward, ilk gün kütüphanede hayatının büyük bir bölümünde kendini hapsedilmiş gibi hissettiğini söylemiştin.
Querido Edward, naquele primeiro dia na biblioteca... tu disseste que te sentias preso a maior parte da vida.
Öyle klasik ilk gün hikayelerinden değil.
Não foi ao primeiro dia, nada piroso.
Yüzünü gördüğüm ilk gün, Tanrı'nın beni seçtiğini biliyordum.
Soube que Deus me escolheu o dia que vi sua face.
En azından ilk gün.
- Pelo menos, não no primeiro dia.
Genelde dönemlerinin ilk gününde okurlar ama önümüzdeki birkaç gün büyük bir ihtimalle yoğun geçecek, o yüzden buyurun.
Costuma ser aberta no primeiro dia do mandato, mas como os próximos dias serão provavelmente caóticos...
Bana ders verdiğin ilk gün saçını yine böyle toplamıştın.
Era assim que o tinhas na primeira explicação que me deste.
Normalde bunu yaptığında onu cehenneme gönderecek bir dinle tanıştığı ilk gün, onu elbise giymesi konusunda yüreklendiriyorsunuz.
Estás de facto a encorajá-lo a transvestir-se no mesmo dia em que o estás a apresentar a uma religião que o vai condenar ao inferno por isso.
İşte ilk gün falan.
É o primeiro dia no trabalho e tudo.
Başkan olduğum ilk gün, masama geçmiştim. Ahşap, büyükçe bir koltuk, bir sürü güzel ıvır zıvır.
No primeiro dia no cargo de presidente, sentaram-me na secretária, com uma grande cadeira de madeira escura, rodeado de coisas bonitas.
ilk gün için hazır mısın?
Pronto para o primeiro dia?
Alkol almadığı ilk gün Bree, ona Chabils'i ne kadar istediğini hatırlatan bir mantar buldu.
No seu primeiro dia como sóbria, Bree Van de Kamp, encontrou uma rolha velha, que lhe fez lembrar, o quanto lhe apetecia Chablis ( vinho branco seco ).
Bir gün gelip arkadaşlığımızı bırakacağını, seninle tanıştığımız ilk gün söylemeni isterdim çünkü onlarca sene sonra bana yapmacık davranacağını bilseydim, ta en başta senin için canımı bile sıkmazdım.
Merda! Queria mesmo que tivesses dito isso quando te conheci, que um dia, largarias a nossa amizade. Porque se soubesse que ias abandonar-me algumas décadas depois, nem me teria preocupado contigo, para começar.
Zor bir ilk gün, değil mi?
Foi difícil o primeiro dia?
Lynette Scavo'yla, Wisteria Lane'e taşındığı ilk gün tanıştık.
Conhecemos a Lynette Scavo no dia que mudou-se para Wisteria Lane.
Gabrielle Solis'le, Wisteria Lane'e geldiği ilk gün tanıştık.
Conhecemos a Gabrielle Solis no dia que mudou-se para Wisteria Lane.
Hepsiyle, taşındıkları ilk gün tanıştım.
Conheci-as no dia em que chegaram.
İşteki ilk gün.
O primeiro dia no emprego.
40 yıldan beri bu birlikte olduğumuz ilk gün.
Este é o primeiro dia que estamos juntos em 40 anos.
İlk gün, ilk seansımızda sana ne söylemiştim?
E o que te disse eu na primeira sessão, no primeiro dia?
İlk gün yaptıklarından sonra... Bunu sen hak ediyorsun...
Aquilo que fizeste... se não fosses tu...
Bütün gün söylediğin ilk güzel şeydi bu.
É a primeira coisa inteligente que disseste hoje.
Kabul et, ilk Jimmy Choo ayakkabılarını ayağına geçirdiğin gün ruhunu sattın.
Reconhece, vendeste a tua alma no dia em que calçaste o primeiro par de Jimmy Choo's.
Ehliyetimi aldığım gün, ilk trafik cezamı kestiler.
O dia em que tirei a carta tive a 1ª multa por excesso de velocidade.
Ertesi gün ilk yarışımı kazandım.
No dia seguinte venci a minha primeira corrida.
Flora'ya ilk kez dokunduğum gün doğdum ben ve öldüm onu bir daha göremediğimde.
Eu nasci no dia em que toquei em Flora pela primeira vez... e morri... quando eu não a vi mais.
Juiliard'ı ilk kazandığım gün, annem gerçekten burda olmak istedi.
No dia da minha... primeira audição para Juilliard, ela queria mesmo estar lá.
İlk bir kaç gün, korkmaları gayet normal...
é normal que eles tenham medo nos primeiros dias.
Ayrıca, eminim broşürde de görmüş olduğunuz bir kuralımız var. Buraya alışmalarına fırsat tanımak için yeni hastalarımıza ilk 30 gün süresince ziyaretçi ya da telefon kabul etmiyoruz.
Também temos uma regra de que os internos não recebam visitas ou ligações nos primeiros 30 dias, para uma melhor adaptação.
İlk gün olduğunu nereden biliyorsun?
Como sabe que aconteceu no primeiro dia?
Yeni ofisinin kontrolünü aldığı ilk birkaç gün içerisinde genelde çalışanların % 20'sini kaybetti.
Ele geralmente perde cerca de... 20 % da sua equipa nos primeiros dois dias depois de assumir controlo de uma agência.
Zamanını kollayacak ve ilk fırsatta saldıracak. Gün gibi ortada.
Vai esperar a hora certa e atacá-lo à primeira oportunidade, é um dado adquirido.
Ama bu sır öyle saklayabileceğin bir şey değil ve üstünde taşımak zorundasın. Ve bir gün biri ilk kez seni gördü, böylece herkes sırrını öğrendi.
Mas em vez conseguires escondê-lo, tinhas de o vestir na pele, e tê-lo à vista no primeiro contacto com qualquer pessoa.
- İlk gün!
- Primeiro dia.
Bunun değiştiği gün, sabah uyanınca ilk iş beni aradığın gün işte
No dia em que isso mudar, quando acordares e tiveres de me telefonar,
İlk gün o sıcakta neden uzun kollu t-shirt giydiğini merak etmedin mi?
Você perguntou-se porque tinha ele aquela... camisa de manga comprida se estava calor no primeiro dia. Meu Deus.
İlk önce gizemli bir hastalığa yakalanıyorsun ve seni üç gün boyunca görmeme izin vermiyorlar, şimdi de bu.
Primeiro contrais uma misteriosa doença e não me deixam ver-te por 3 dias e agora isto.
İlk gün için hazır mısın? Yup.
- Pronta para regressar às aulas?
" Ve Musa'nın insanları yargılayacağı gün gelip çatmıştı : Sabahın ilk ışıklarından geceye kadar... Musa'nın huzurunda beklediler.
"E, no dia seguinte, Moisés sentou-se para julgar o povo que estava em volta de Moisés, desde a manhã até à tarde."
Joy bana ilk gayrimeşru çocuğumu vermişti ve bizim bir çocuk bakıcımız yoktu. Bu yüzden her gün çocuğumuzu da "İŞE" götürmek zorunda kalıyorduk.
A Joy dera à luz o meu primeiro filho ilegítimo, e não tínhamos ama, por isso era sempre dia-de-levar-o-filho-para-o-trabalho.
Susan Mayer'le, Wisteria Lane'e ilk geldiği gün tanıştım.
14 ANOS ANTES Conheci a Susan Mayer no dia que mudou para Wisteria Lane.
O gün onu ilk kez görmüştüm.
Da primeira vez que a vi, foi nesse dia.
Birkaç gün önce ilk gönüllüler yeteneklerini gösteriyordu.
Foi uma questão de dias até os voluntários iniciais ganharem habilidades.
İlk gün Joliet hapishanesinde yürürken burası bana bir şato gibi gözüktü.
Quando entras na prisão Joliet, o primeiro dia, parece-se muito com um castelo.
Şey, ilk şoku atlattıktan sonra dünkü gibi, ama gerçek ertesi gün işe giderken Larry'yi izlemeye karar verdik.
Bem, depois de ultrapassarmos o choque inicial, como ontem, mas real, decidimos seguir o Larry até ao trabalho na manhã seguinte.
Bilmiyorum ama kaybolduğu gün ilk işini yapacaktı..
Não sei, mas ela ia ter o primeiro cliente no dia em que desapareceu.
- İlk gün heyecanı? Yok.
- Nenhuns nervos de primeira noite?
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192