Inferno traducir portugués
14,134 traducción paralela
- Ancak cehennem donduğunda olur, Lucifer.
Quando o Inferno congelar, Lucifer.
Lucifer'ı cehenneme döndürmeme yardım edeceksin.
Vais ajudar-me a levar o Lucifer de volta ao Inferno.
Cidden aşkı reddedilmiş kadının gazabı cehennemde bile görülmezmiş.
O Inferno não tem fúria como uma mulher enganada.
Patronuna öyle hareket etmeseydin her şeyin mahvolacağını anlattım.
Estava a dizer ao teu chefe que se não tivesses agido da maneira que agiste, então... Teria-se soltado o inferno. Não é assim?
Latin Kralları ortalığı karıştırmak üzere.
Os Latin Kings estão prestes a fazer um inferno.
Ne zamandan beri cehennemin favori işkencecisi annem oldu?
Desde quando é que a torturadora favorita do Inferno se tornou minha mãe?
İyi haber şu ki köpeklerin hepsi cennete giderken cehennemde seni kaç tane domuzun bekliyor olacağına inanamayacaksın
As boas noticias é que enquanto todos os cães vão para o Céu, ficarias surpreendido quantos porcos esperam por ti no Inferno.
- Yani, sen Şeytan'sın ve cehennemi geride bırakıp Los Angeles'a tatile geldin.
- Então, tu és o Diabo e saiste do Inferno para tirar férias em Los Angeles.
Babama hatırlat, cehennemden gitme sebebim onun oyunlarından sıkılmamdı.
Lembra ao pai que sai do Inferno porque estava farto e cansado de ser um peão no jogo dele.
Birisi cehennemden kaçmış.
Alguém escapou do Inferno.
Kim cehennemden kaçmış?
Quem escapou do Inferno?
Yani Cehennemden kaçıp boş bir ruh ararken henüz yeni kalp krizi geçirmiş bu zavallıyı gördün ve şimdi dünyadasın her yere düzensizlik yapıyorsun.
Por isso fugiste do Inferno, procuraste por um corpo vazio e encontraste este pobre coitado, que tinha acabado de morrer por ataque cardíaco e agora, cá estás tu, a causar destruição na Terra.
Evet, cehennemden.
Sim, do Inferno.
Onu cehenneme yollayıp bir hücreye tıktı.
Mandou-a para o Inferno e colocou-a numa cela.
Sanırım cehennemi yönetiyor.
Suponho que ele gere o Inferno.
Ve ek olarak, cehennemi yaratmadım.
E além disso não criei o Inferno.
Sanırım bunların hiçbiri Amenadiel cehennemi izlemeye devam etse olmazdı. Yapması gerek de oydu.
Suponho que nada disto teria acontecido se Amenadiel tivesse vigiado bem o Inferno como ele era suposto de vigiar.
Coğrafi olarak Cehennem olurdu tabi ki.
Bom, geograficamente... esse seria o Inferno, claro.
Bekle, annen Cehennem'den kaçtı mı?
Espera, a tua mãe escapou do Inferno?
Ona Cehennem'de kim işkence etti unuttun mu?
Esqueceste-te quem é que... a torturou no Inferno?
Oyununda rol yapmaktan bıkıp usandığım için cehennemi terk ettiğimi babamıza hatırlat.
Relembra ao Pai que eu sai do Inferno porque estava farto de fazer o papel na peça Dele.
Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi.
E CONDENADO A GOVERNAR ETERNAMENTE O INFERNO.
Beş sene önce Maze'le birlikte cehennemi terk ettiğimizde bu plaja inmiştik.
Sabes, há cinco anos atrás quando a Maze e eu abandonamos o Inferno, aterrei aqui mesmo, nesta praia.
Lucy, cehennemden ayrıldığından beri ben kapıları koruyorum lanetli ruhların kaçmasını ben engelliyorum.
Lucy, desde a tua grande partida do Inferno, tive que ser eu a patrulhar os Portões, e impedir que as almas perdidas se soltassem...
- Cehennemi seçmesen bile Cehenneme döndürmek için rezil bir serserinin seni öldürmesini beklememin kâfi geleceğini.
Que mesmo que não escolhas o Inferno, tudo que tenho a fazer é esperar que um mero bandido te mate e lá vais tu de volta para o Inferno.
Gözle göremediğimiz bir güç var ama ışığı, dünyanın dört bir yanını ve tabiri caizse, Cenneti ve Cehennemi dolaştıktan sonra sizlere ulaşmış bu paha biçilemez varlıklarda en parlak hâliyle ışıldıyor!
Há um poder que não conseguimos ver, mas a sua luz brilha nestes artefatos inestimáveis que viajaram pelo mundo, e atrevo-me a dizer, pelo Céu e pelo Inferno, para chegarem até vós!
Ama artık ihtiyacım yok çünkü, kendimi iyi anlatmayı beceremediysem diye diyorum Cehenneme hiç dönmeyeceğim.
Mas não preciso mais dele, porque, para o caso de eu não me fazer abundantemente claro, eu nunca mais irei voltar para o Inferno.
Seni Cehenneme döndürmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Farei tudo o que for preciso para te levar de volta ao Inferno.
Şeytan'sın yani. Cehennemi ardında bırakıp Los Angeles'a tatile geldin.
Então tu és o Diabo e deixaste o Inferno para trás para tirar umas férias em Los Angeles.
Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi.
O anjo Lucifer foi expulso do Céu e condenado a reinar o Inferno por toda a eternidade.
Tarzana'da bir gece geçirmektense cehennem ateşine dönmeyi yeğlerim.
Prefiro voltar ao fogo do Inferno do que passar uma noite em Tarzana.
Cehenneme geri dönecek olursam ilk tercihim siz olacaksınız çocuklar.
Se alguma vez voltar ao Inferno, vocês serão os primeiros a serem chamados.
Sanırım Cennet onu istemedi Cehennem de elinde tutamadı.
Acho que o Céu não o quis e o Inferno não o conseguiu manter.
Cehenneme döndürmek için rezil bir serserinin seni öldürmesini beklememin kâfi geleceğini.
Tudo que tenho que fazer é esperar que um bandido acabe contigo. E voltas logo para o Inferno.
Bir de cehenneme geri dönmemek için her şeyi yapacağını biliyorum.
Sim, e porque sei que farás qualquer coisa para evitar que voltes para o inferno.
Eminim cehennemde geçirdiğin 30 saniye 30 yıl gibi gelmiştir.
Aposto que os teus 30 segundos no inferno pareceram 30 anos.
Babama, onun oyunda rol oynamaktan bıktığım için Cehennem'den ayrıldığımı hatırlat.
Recordo o pai que sai do Inferno porque estava cansado e farto de ser um papel na peça Dele.
Demek istediğim, bu zavallı herif ya zaten Cehennem'de ya da Gümüşi Şehir'de Uriel'in hoşgeldin konuşmasının cefasını çekiyor ki bana sorarsan bu Cehennem azabından bile öte.
Digo, este pobre coitado já está no Inferno ou na Cidade Prateada a ouvir o discuros de boas vindas do Uriel, que é muito pior que o Inferno, se queres saber.
Cehennem'den, başka bir tanesine adım atmak için ayrılmadım oradan.
Digo, não sai do Inferno só para entrar noutro.
Oğlunu cehenneme yollamak da bir sevgi belirtisi miydi?
Expulsar seu filho para o Inferno também foi uma expressão do seu amor?
- Kendi cehennemine düştü resmen.
De facto, o seu próprio inferno pessoal.
Cehenneme kadar yolun var. Hadi.
Vai para o inferno.
Cehennemde dövülen iblis hançerleri sayılmaz.
Adagas demoníacas forjadas no Inferno não contam.
Cehennemden beleşe çıkış kartım.
O meu livre trânsito para sair do Inferno.
Şimdi de Cehennemin Taç Giymiş Dört Prensi'ni çağırma vakti.
Agora, está na altura de invocar os Quatro Príncipes do Inferno.
Kardeşimi cehenneme geri göndermek.
Levar o meu irmão de volta para o Inferno.
Cehenneme gittiğimden beri kafamda kimsenin anlamayacağı şeyler var.
Digo, desde que eu, sabes, fui ao inferno, há... Há coisas na minha cabeça que mais ninguém entenderia.
Seni cehenneme göndermeyeceğim.
Não te vou mandar para o inferno.
Lucifer'ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente em Lucifer... És o Senhor do Inferno.
Kanıyorum. Cehenneme döndürmek için rezil bir serserinin seni öldürmesini beklemem kâfi gelir.
Tudo que tenho que fazer é esperar que um reles criminoso acabe contigo e tu voltas direito para o Inferno.
Benimki gibi bir hayat yaşadıysan cehenneme gidiyorsun.
Bom, se viveste uma vida como eu vivi, tu vais parar ao inferno.