English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ I ] / Işını

Işını traducir portugués

23,608 traducción paralela
Kevin'ın bilgilerini birçok iş ortağıma ilettim.
Passei as informações do Kevin a vários conhecidos meus.
Bak, bunu iş yapmanın bedeli olarak düşün.
Ouça, pense nisto como despesas inerentes ao negócio.
Çok iyi iş çıkardın.
Fez um excelente trabalho.
Onu servest bırakın iş sizindir.
Libertai-o e o trabalho é vosso.
Ancak adamım size yardım ederse iş bittiğinde yeşil kartını vereceksiniz. Davanın sonucu ne olursa olsun.
Mas, se aqui o meu amigo aceitar, espero que ele tenha direito a uma autorização de permanência quando isto acabar.
- Isınıyor ama bu.
Mas... estou a chegar mais perto?
Sadece benimle iş yapıyor olmalıydın.
Era suposto só fazeres negócios comigo.
Isırıldın mı ya da çizik falan var mı?
Foste mordido ou arranhado?
Bugün çok önemli bir iş başardın.
Fizemos um trabalho muito importante hoje.
Teksas'ta dikkatli iş yapmasını, evine dönmesini söylemiş.
O tipo disse para ter cuidado ao negociar no Texas. Para se ir embora.
Buradayım çünkü adamlarınız kardeşlerimle iş yaptı. Ve kardeşlerim öldü.
Eu estou aqui porque fizeram um acordo com os meus irmãos, e agora eles estão mortos.
O iş bende. Sen dikkat dağıtacaksın.
Crias uma distracção...
Yarı zamanlı bir iş bulup kendi sigortasını ödeyecekmiş.
Que ele vai arranjar um trabalho a part-time e pagar pelo seu próprio seguro.
Onun ne iş yaptığını biliyordun, uyuşturucu işinde olduğunu. Sen de şeriftin ama pek sorun değildi senin için. Hiç anlamadım o kısmı.
Isto é, tu sabias aquilo que ele fazia, que ele estava no tráfico drogas, e tu eras o xerife, mas isso não fazia diferença, por isso eu nunca percebi bem essa parte, como é que funcionava.
- Nasıl benim arkamdan iş çevirip Dylan'la, Norman'ı elimden almak için iş birliği yaptın?
- O quê? - Como te atreves em agir nas minhas costas com o meu próprio filho para tentar que ele fosse tirado de mim?
Yol arkadaşı mısın yoksa iş arkadaşı mı?
És a compincha das boleias ou a colega de trabalho?
İki insanın, iki iş arkadaşının özel müzakare yapamayacağı bir yerde mi çalışıyoruz?
trabalhamos num ambiente onde duas pessoas... Dois colegas... não possam conferenciar em privado?
Sonra beni iş arkadaşlarının önünde elledi.
Como no outro, está a agarrar-me em frente aos colegas.
Muhtemelen yaptığımız şeyin iki iş arkadaşı için uygunsuz olduğunu biliyor ve şimdi de kendi kıçını kurtarmaya çalışıyor işte.
Provavelmente era inapropriado que dois colegas de trabalho fazer o que fizemos e ela sabe-o, então, agora, ela tenta safar-se.
- Işık olan yere yakın durun.
- Regressados? Mantém-te perto da luz.
Kimsenin bizi tanımadığı, bizi eş değiştirenler olarak tanıyan arkadaşlarımızın ve iş arkadaşlarımızın olmadığı bir yere gitme şansımız var.
Nós temos a oportunidade para ir para um lugar onde ninguém nos conhece, onde não temos amigos, ou colegas que pensam que nós como "Swingers."
Sonra Virginia'ya taşınmış. Adam da peşinden gitmiş. Birkaç kez Antonia'nın yeni iş yeri olan sosyal hizmet merkezine uğrayıp konuşmak istemiş.
Depois ela mudou-se para a Virgínia e seguiu-a até aqui, apareceu no novo local de trabalho dela, o centro de serviços sociais, várias vezes para falar com ela.
İş yerinde diline sahip olmalısın.
Não se deve atirar a palavra começada com "v" no trabalho a torto e a direito.
Randy buraya bir iş için taşınıyor.
O Randy vai se mudar para cá por causa de um trabalho.
Buraya iş için taşınıyor.
Está se mudando por causa de um trabalho.
Bebekle iyi iş çıkarırsınız.
Vocês as duas serão ótimas para o bebé.
İyi iş çıkardın.
Bom trabalho.
İç İşlerinin soruşturmasını atlatabilirsek bizimle iş birliği yapacaklarını söylediler.
Se pudéssemos livrar-nos dos AI, eles alinhariam connosco.
Işık Kılıcına inanmadığını biliyorum.
Sei que não acreditas na espada de luz.
Işık Kılıcını almalarına izin veremem.
Não posso deixá-los levar a espada de luz.
Işık Kılıcını Arıyor.
Procurando pela espada de luz.
Işık Kılıcını bulmam için bana yardım etmeyin!
Não me incomodes para ajudar a encontrar a espada de luz!
Şimdi, her şeyden önce, Işık Kılıcını bulmak zorundayız Ve daha önce Xiqi'ye geri dönün
Agora, antes de qualquer coisa, devemos encontrar a espada de luz e retorná-la a Xiqi antes dos três sóis convergirem.
Korkarým, oraya gidersek, Işık Kılıcını bulamıyoruz.
Receio que, se formos lá não conseguiremos encontrar a espada de luz.
Neden Işık Kılıcını tanıyor?
Por que é que ela sabe sobre a espada de luz?
İş oraya gelirse, Amerikan halkının önünde durup neden gerekli olduğunu açıklarım.
Se alguma coisa correr mal, vou ao povo americano explicar porque foi necessário.
Isırılmışsın.
Foste mordido.
Bay Moran, siz parlak bir iş adamısınız.
Sr. Moran, é um brilhante homem de negócios.
Seks arkadaşıydınız, iş arkadaşı değil.
Eram parceiros sexuais, nada mais.
Bir dedektif için oldukça iyi iş çıkarmışsın.
Fez um bom trabalho para detective.
Bunu anahtarın sahibini işkillendirmeden yapman gerekiyor. Yoksa iş tehlikeye girer.
Tinha de o fazer sem alertar o dono da chave.
Kadınların kenara itilmesini örtbas ederek korkakça bir iş yapıyoruz.
Ignoram as mulheres, taparam-nos como se tivessem medo de nós.
Bunun ne olduğunu ya da ne iş yaptığını bilsem ben de sana bunu alırdım.
Era exactamente o que te dava se soubesse o que és ou o que fazes.
Ne kadar çok iş bitirdiğinize şaşarsınız. - Memnun oldum.
Ficaria surpreendida com o que se consegue fazer.
Yakında sen de bir iş ayarlarsın ve ikimiz de buranın keyfini çıkaramayacak kadar meşgul oluruz.
Vou trabalhar que nem um doido. E, brevemente, arranjas trabalho e estaremos ambos demasiado ocupados para aproveitar a casa.
Saat 11'den önce burada ne kadar iş yapıldığına şaşarsın.
O que é isto? Ficarias surpreendida com o que se faz aqui antes das 11 da manhã.
Noah'nın bir iş bitirmesi lazım.
- Não é isso que estou a dizer.
Restoranımızın baş yatırımcısı. Bu piçin aslında iş ortağım olduğu anlamına geliyor.
Ele é o principal investidor do nosso restaurante, o que significa que o desgraçado é o meu parceiro de negócios.
- NasıIsınız?
- Como está?
NasıIsınız?
Como está?
Büyük şirketler motorsikletlere yatırım yapıyor ve bununla birlikte iş yapılarının ağırlığı basıyor.
As empresas grandes estão a investir em motocicletas e isso é acompanhado pelo peso da sua estrutura empresarial.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]