Jermaine traducir portugués
77 traducción paralela
Randy, Jermaine, Tito...
Randy, Jermaine, Tito...
Tipin bizimle takılmaya müsait değil Jermaine.
Não me parece que te aguentasses, Jermaine.
Jermain Dupri de almış, öyle mi?
- Tens aquela cena Jermaine Dupri?
Liberty, Wayne Duggan'a dedi ki Jermaine Carly'yi buz pateni sahasının arkasında parmaklamış.
A Liberty disse ao Wayne Duggan que a Jermaine acusou o Carly. - Está bem...
Gerçek adı Freddie Jermaine, Dante'nin çeyrek kardeşi.
O nome verdadeiro é Freddie Jermaine, o "quarto-irmão" do Dante.
Michael delirdi, Janet kafayı yedi şimdi ise her hafta, günaşırı, abisi Jermaine karşıma çıkıyor.
O Michael está doido, a Janet perdeu a cabeça, agora tenho de ver o Jermaine todas as semanas para saber os detalhes.
Jermaine'i bir daha görmem diye düşünüyordum.
Eu pensei que estivesse acabado com o Jermaine.
Onu bir daha görmem diye düşünüyordum, bizimki Michael'dan daha fazla üşütmüş.
Eu pensei que estivesse acabado com o Jermaine. O Jermaine parecia mais doido do que o Michael.
Onun ne sorunu varsa?
O que raio se passa com o Jermaine?
Sizce hayatınızda gördüğünüz en parlak adam ben miyimdir yoksa Jermaine midir?
É de mim ou o Jermaine é o negro mais seboso que alguma vez viram?
Jermaine TV'ye çıktığında, ekranın parlaklığını azaltmam gerekiyor.
Quando o Jermaine está na TV, tenho que limpar a gordura do televisor.
"Hassiktir, bir şey göremiyorum... "... Jermaine çıkmış olmalı. "
Não consigo ver porra nenhuma - o Jermaine deve ter aparecido na Tv.
Dre', Cube, Eminem ve Jermaine Dupri gibi adamlar için zemin hazırladılar.
Eles abriram caminho para tipos como Dre, Cube Eminem e Jarmaine Dupri.
Tito, Randy ve de Jermain ile.
O Tito, o Randy e o Jermaine.
En son Jermaine Defoe adında bir genç beni şaşırtmıştı.
Da última vez foi com um miúdo chamado Jermaine Defoe.
Unutma, artık bana çalışıyorsun Jermaine.
Não te esqueças, trabalhas para mim agora, Jermaine.
Bu, kardeşim Jermaine.
Este é o meu irmão, Jermaine.
Jemaine Bret nerede?
Jermaine... Onde está o Bret? Algum sinal dele?
Biliyor musun, Jemaine seni çok özledi.
Olha, o Jermaine sentiu a tua falta.
- Şu kritiğini yaptığım Jermaine dövüşü.
O combate do Jermaine que eu cobri.
Jermaine dövüşü yazımı okudun mu?
Leste o artigo do combate do Jermaine?
Oradan bir şey çıkmaz. Sen git Jermaine dövüşünü izle.
Diz que não dá nada e manda-me cobrir o combate do Jermaine.
"Michael ile Madeleine, Pierre ve Jeanne ile Germaine birlikte..." "Jean ile yürüyen kişi her kimse..." " Gökyüzü kuşlarla dolu...
Michele com a Madeleine, Pierre com Jane e Jermaine... que se passeiam com o Jean, se o céu esta cheio de pássaros o que se pode fazer.
Benim adım Jermaine.
Chamo-me Jermaine.
- Jermaine ile ben, senden daha iyisini bekliyoruz. - Peki, Rhonda.
Esperavámos melhor de ti.
Jermaine Dupri nasıl Janet Jackson'la beraber oldu bilmiyorum.
Não sei como é que o Jermaine Dupri andou com a Janet Jackson.
Şöyle diyeceğim, " Jackie, Jermaine, Marlon Tito, Randy, sizi seviyorum.
E aqui digo "Jackie," "Jermaine, Marlon," "Tito, Randy..."
Jermaine, senden daha iyisini bekliyorum.
Jermaine, esperava mais de ti.
Jermaine Dye yine sayı yaptı, iki maçtır 2. sayısı.
Jermaine Dye faz mais um home run, o segundo em dois jogos.
"Ona Jermaine Dupri ile tanışmak ister misin diye sordum."
Eu perguntei : "Queres conhecer o Jermaine Dupri?"
Ama sen onu Jermaine için dedin.
Ele respondeu : " Disse para não cantar para o Jermaine.
Jermaine Dupri stüdyosundayken beni terslemiştin.
"à porta do estúdio do Jermaine Dupri."
Seni bulamayacaklar. Bu, Memur Jermaine Walker. Gece boyunca kaldığın odanın kapısında bekleyecek.
Este é o agente Jermaine Walker, e ele vai ficar à porta do quarto, toda a noite.
Küçük T gibi bir adama karşı koymanın ona nelere mal olduğunu bilirim.
Sei como foi difícil para ele enfrentar - alguém como o Little T. - Jermaine, está tudo bem.
Jermaine, sorun yok.
Ninguém te está a a culpar por isto.
- Mücadele belirtisi yok.
Jermaine, abriste a janela?
Jermaine, pencereyi sen mi açtın?
Estava calor quando entrámos no quarto.
Sonra Jackie geldi, Jermaine geldi.
Depois do Jackie, apareceu o Jermaine.
Yetenek yarışmasına katılırken solistimiz Jermaine'di.
Era o Jermaine quando fomos ao programa de talentos.
Ailemde kıçına esaslı tokadı yiyenler, doğru hatırlıyorsam, ki doğru hatırladığımdan eminim, ben, Jermaine ve Jackie, yani büyük çocuklar oldu.
Os que eram mesmo espancados na família, se me lembro bem, e tenho a certeza que sim, era eu, o Jermaine e o Jackie, os mais velhos.
Diğer kardeşlere gelince, Jermaine kekeliyordu.
Como o resto dos irmãos, o Jermaine gaguejava.
Jermaine'i herkesten fazla zorlamam gerekti.
Tive que puxar mais pelo Jermaine do que qualquer outro.
Jermaine, Michael ve Jackie'yle çalıştım.
E foi tudo o que usei, o Jermaine, o Michael e o Jackie.
Jermaine, Berry Gordy'nin kızı Hazel'la evli olduğu için Motown'da kaldı.
O Jermaine não foi porque era casado com a Hazel e a Hazel era afilhada do Berry Gordy.
Oğullarım Jermaine'i Motown'da bıraktığı zaman, Jermaine'in gelmemesi bizi incitti.
Quando os meus rapazes deixaram o Jermaine na Motown, doeu, porque o Jermaine não foi.
Jermaine, Berry'ye vefa borcu olduğunu düşünüyordu, çünkü bizim önümüzü açan Berry idi.
o Jermaine sentiu que devia a sua aliança ao Berry porque o Berry foi aquele que nos ajudou a começar.
Bu dönüşüm zorlu bir dönem oldu. Jermaine olmadan ilk kez kayda girdikleri için büyük bir duygusal çalkantı yaşadılar.
Essa transição foi complicada, porque tinham muitas coisas emocionais a passar-se com eles porque era a primeira vez que o Jermaine não estava a gravar com eles.
Jermaine ayrılınca Randy gruba katıldı. Joe, grubun bir üyesi olması için Randy'yi uzun zamandır hazırlıyordu.
Quando o Jermaine se foi embora, o Randy entrou no grupo e o Joe andava a preparar o Randy, há muito tempo, para se tornar membro.
Jermaine, Michael'ın beklediği gibi birden gelişigüzel taleplerde bulundu.
De repente, tal como o Michael esperava, o Jermaine começou a fazer montes de pedidos e exigências.
Jermaine Michael'ı hayal kırıklığına uğratmıştı.
O Michael ficou muito desapontado com ele.
Michael gibi bir devin gölgesinde kalmak, Jermaine için sanırım çok zordu.
Acho que, para o Jermaine, era muito difícil viver na sombra de uma pessoa da dimensão do Michael.