English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ J ] / Julián

Julián traducir portugués

3,044 traducción paralela
Julian Randol'a özgürlük!
Libertem o Julian Randol!
Julian Randol'a özgürlük! Hayır!
Libertem o Julian Randol!
Julian Liber8 için çok değerli, Onu serbest bırakabilmek için her şeyi deneyebilirler.
O Julian vale muito para a Liber8, vão fazer qualquer coisa para deixá-lo livre.
Sonya, Julian'ın duruşmasını düşürmek için uğraşıyor.
A Sonya está a fazer com que o julgamento do Julian fracasse.
Julian silah seslerini duydu, ve koşarak geldi.
O Julian ouviu os gritos, e veio a correr.
Dedektif silahını çektiği zaman, İşte o zaman Julian müdahele etmek istedi.
Então, quando ele tentou intervir, foi quando o Detective sacou a arma.
Julian sadece kendini savunuyordu, yanlış hiç bir şey yapmadı.
O Julian estava só a defender-se, ele não fez nada mal.
Bak, Julian'ın yardımımıza ihtiyacı var, başka kimsesi yok!
Se mentir, arrisco ambos! O Julian precisa da nossa protecção, ele não tem mais ninguém!
Julian bir polis memurunu soğuk kanlılıkla vurdu.
O Julian matou um polícia a sangue frio.
Sanırım sadece Julian'ı korumaya çalışıyordu.
Ela está apenas a tentar proteger o Julian, acho eu.
Onun polis olduğunu biliyordu, ve Julian onu vurdu.
Ele sabia que era um polícia, e o Julian atirou nele.
Roland'ı kaybettim, seni kaybediyorum, Julian'ı da kaybedemem.
Perdi o Roland, estou a perder-te, não posso perder o Julian.
Mahkum 74216 Julian Randol.
Prisioneiro 74216, Julian Randol.
Bu mahkeme Julian Randol'ın nefsi müdafaada bulunduğuna kanaat getirmiştir.
Este tribunal considera Julian Randol ter agido em autodefesa.
Julian Randol gibi tehlikeli bir şahsın sokaklarda serbestçe dolaşmasına izin verilecek?
Um indivíduo perigoso como o Julian Randol está livre para passear pelas ruas?
Julian'ın saklanacak hiç bir yeri olmayacak.
O Julian não vai ter onde esconder-se.
İki hafta içinde Julian Randol özgür bir adam olacak.
Dentro de duas semanas, Julian Randol vai ser um homem livre.
Julian denetimli serbestlikle dışarıdayken, yeniden çuvallaması an meselesi.
Com o Julian em condicional, é uma questão de tempo até que o faça outra vez.
Saygıdeğer Julian boyunun adını taşıyorsun. Venüs'ün soyundan geliyorsun.
És portador do respeitoso nome do clã de Julian, o pai da linhagem de Vénus.
Çoğunluğu milletin peşine takılıyordu ama bir kişi vardı...
O Kirk Breslin. A Julian Hunt.
Julian Hunt. Sonra da bir gün kaba olmaya karar verdim.
E depois, certo dia decidi ser malicioso.
- Julian...
- Julian...
- Julian eğer bu mineralleri çıkarmaya kalkarsan bu adanın sevdiğin her şeyi yok olup gidecek.
Julian, se explorar esses minerais, tudo o que ama nesta ilha vai ser destruído.
- Julian...
Julian...
- Julian ne yaptığınızı biliyor mu?
- Julian sabe o que estão a fazer?
- Julian, ne yapıyorsun?
- Julian, o que está a fazer?
( Zürih, İsviçre ) Julian'ın Gottfrid'e saygısı büyük.
Julian tem muito respeito pelo Gottfrid.
Julian benimleydi.
Julian foi comigo.
Julian ve ben orada dikilmiş duruyorduk en basitinden beraber takılırız işte diye düşünüyorduk.
Julian e eu estávamos ali, basicamente a pensar que iríamos sair todos ou algo assim.
Julian ve belki Anakata haricinde herkes WikiLeaks'i bırakıp gitmiş.
Todos abandonaram o WikiLeaks excepto o Julian e talvez o Anakata.
Çünkü Julian'a aşık bir nevi.
Porque ele está tipo apaixonado pelo Julian.
Julian Crest bizim adamımız bence.
Acredito que o Julian Crest, é o nosso homem.
Bizi kreşe değil de Julian Crest'e götüreceğini sanmıştım.
Pensei que nos levasses ao Julian Crest. Não à sua creche.
Julian Crest gibi bir adamla doğrudan konuşamazsınız.
Não é só aparecer e falar com o Julian Crest.
Bayan Julian, Bakanlık tarafından bu davaya atandı.
A Sra. Julian é a procuradora designada para o caso.
Peki, bu eğlenceli ama Bayan Julian ve benim konuşacak şeylerimiz var,...
Está bem, isto foi divertido, mas a Sra. Julian e eu temos algumas coisas a discutir, por isso... Claro.
Bu Liam Foyle'u bizim Julian'a karşı savunuyormuşsun.
Ouvi que vais enfrentar o nosso Julian neste caso do Liam Foyle. - A sério?
- Yapmayın sayın hakim. Köşeye sıkıştım, Julian.
Eu fiz asneira, Julian.
Kellog'un laboratuardaki işlere karışması, Julian ve annem ile ilgili tüm bu karmaşa...
A interferência do Kellogg no laboratório, e toda esta confusão com o Julian e a minha mãe...
Julian'ında izleme listesine eklenmesi gerekiyor.
O Julian precisa de ser acrescentado à lista de busca.
Julian hayatına devam ediyor.
O Julian está a seguir em frente.
Julian'ı vurmaya kalktın!
Querias atirar no Julian!
Julian ve adamlarının, saklandığı yeri öğrendim... Sana mesaj olarak atıyorum.
Sei a localização do esconderijo do Julian e do pessoal dele, vou enviar-te a morada por mensagem.
Julian'ın adresini araştırdım mekan boş çıktı.
Verificamos a morada do Julian, o lugar estava vazio.
Bu mahkeme, Julian Randol'ın kendini koruma amacıyla hareket ettiği sonucuna varmıştır.
Este tribunal considera que Julian Randol, agiu em legítima defesa.
Julian Randol.
Julian Randol.
Ambulans çağırın. Julian!
Chamem uma ambulância!
Julian!
Julian!
Hepinizin öyle olmalı. Julian, bekle!
Julian, espera!
Julian Randol'ı alan aracı bulamadık. Trafik kameralarını da kontrol ediyoruz.
Nenhuma sorte no veículo que apanhou o Julian Randol, mas estamos a ver as câmaras de trânsito.
Ne yaptığımızı anlamıyorum. Demek istediğim, Julian artık özgür.
Não sei o que estou a fazer, o Julian é um homem livre.
julian 355
julia 474

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]