English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kaldır beni

Kaldır beni traducir portugués

550 traducción paralela
- Kaldır beni.
- Larga-me.
Kaldır beni.
Põe-me em pé.
Kaldır beni!
Levanta-me!
Haydi, kaldır beni ayağa.
Puxa, força!
Kaldır beni.
Dá-me um empurrão.
Kaldır beni.
Me levante.
Çavuş, kıçını o masadan kaldır beni telefona çağırıp ne yapmayacağını söyleme ve o malzemeyi hemen gönder!
Sargento, mexe o teu traseiro e não me digas por telefone o que não podes fazer. E traga aquele equipamento!
Kaldır beni.
Ajudem-me.
Kaldır beni.
Levanta-me.
Beni kaldırıp arabana koyman ve sonra da hastaneye götürmen gerekiyor.
Tens de me pôr na tua carruagem e levar-me a um hospital.
Beni kaldırır mısınız efendim?
Ajuda-me a levantar?
- Kaldırın beni.
- Levanta-me.
Umarım beni yine dansa kaldırırsınız.
Espero que me convide outra vez.
Sokakta dalgın bir şekilde yürürken... biri gelip tamamen yanlışlıkla bana çarptı ve yalpaladım. O da beni tutup kaldırıma çekti. Kimdi bu dersiniz?
Bom, andava pela rua pensando em minhas coisas,... quando, quem sabe por puro acidente, claro,... quem estava lá logo depois da curva?
Beni kaldırın.
Deixem-me levantar.
Beni kaldırın, lütfen.
Levante-me, por favor.
- O halde Paris Oteli'ni biliyorsunuzdur. - Evet, ama sanırım beni kaldığım yer...
Então conhece o Hotel de Paris, Mademoiselle?
Uzun zamandır ilk fırsatta beni ortadan kaldırıp çalılıkların arasına tıpkı bir köpek gibi gömmek istiyorsun böylece sadece ihtiyarınkini değil, benim altınımı da alabileceksin.
Há muito tempo que queres matar-me na primeira oportunidade... e enterrar-me aqui no mato como um cão, para poderes roubar as coisas do velhote e as minhas.
Sonra beni kaldırıp etrafa baktırdılar. Demek istediğimi anlıyor musun?
Tiveram de me deixar levantar e ir ver.
Beni dövdüler ve ellerimi bağlayıp ahırıma attılar. - Saatlerce orada kaldım.
Bateram-me a valer e deixaram-me amarrado no meu próprio celeiro.
Beni ayağa kaldırın. Hadi.
Ponham-me de pé.
Ya o kılıcı kaldır ya beni.
Levanta a espada, ou levanta-me a mim.
"Bunu" derken beni kaldırır diyorsunuz, değil mi?
Quereis dizer suportar meu peso às costas, e não suportar-me a mim.
Ona göre ben maymun gibi ufak olduğum için siz beni kaldırıp sırtınızda taşıyabilirsiniz!
Por ser eu pequeno como o macaco, pensa seria meu peso que vós devíeis suportar em vossos ombros!
Beni havaya kaldırın.
me ajude a subir.
Gidip daha büyük bir kutu ve naftalin al. Beni de bir rafa kaldır, olsun bitsin.
Poderia arranjar uma caixa maior, cheia de naftalina, e guardar-me também.
Beni kaldır.
Levantem-me.
Beni ilgilendirmez ama o çılgın Harris yerdeki sığırları kaldırıyor.
Não é comigo... mas o maluco do Harris está a levantar gado do chão.
Bir keresinde, daha önce hiç görmediğim bir adam beni buzdan kaldırırken yanağımdan öpmüştü.
Um homem que eu nunca tinha visto... beijou meu rosto enquanto me levantava do gelo. Eu estava chorando.
Çocuklar, beni kaldırın.
Rapazes, levantem-me.
Bay Stringer, beni kaldırır mıydınız?
Sr, Stringer, importa-se de dar-me uma ajuda?
Beni sabah erkenden kaldır.
Tu, que acorda cedo, me chame.
Siz beni kaldırırsanız, olan biteni izleyebilirim.
Vocês levantem-me para eu ver o que se passa.
- Kaldırın beni.
- Ponham-me em pé.
Beni kaldırırsanız, ufak parçalara bölünürüm. Bir anlaşma yapalım.
Se me mexer, vou cair aos bocados.
Annem gelip beni yataktan kaldırıyor.
A Mamã vem e tira-me da cama.
Eğer silahlarınızı indirip, ellerinizi yukarı kaldırırsanız beni memnun edersiniz.
Ficava satisfeito se largassem as armas e pusessem as mãos no ar.
Sessiz kaldığımı görünce... beni sessizliğimle kendi halime bırakacaklardır.
Quando virem que me calo, vão querer que permaneça calado.
Beni duyuyormusunuz,... koca kıçınızı kaldırın ve ilerlemeye başlayın!
Ouça-me? Levantem seus traseiros gordos e em marcha!
- Beni ayağa kaldır, koşarım bile!
- Se me levantar, posso correr!
Kaldırın beni.
Soltem-me!
Sabahın üçünde kedi, ona özel yiyecek almam için beni kaldırıyor.
O gato acorda-me às 3 da manhã e quer comida especial. Devo estar completamente doido.
Tek bacağını kaldırdı, en iyi numarasıydı, beni kaldırıp sırtına koydu.
Apoiou-se numa perna - o seu melhor truque - pegou-me e pôs-me no dorso.
Beni aşar. Üstümüze kaldı, sanırım.
- Sei lá, é uma obrigação.
Eğer ortalıkta dolaşıp da, sulu bir fahişenin bana birkılıç attığını..... söyleyerek imparator olduğumu iddia etseydim beni ortadan kaldırırlardı.
Se eu andasse por aí a dizer que era imperador... porque um bimbo molhado... me atirou uma cimitarra punham-me no manicómio.
Bak, şu şeyi kaldır ve beni dinle.
Guarda essa coisa e ouve-me.
Lütfen, beni biraz yukarı kaldırır mısın, lütfen?
- Você consegue se levantar, por favor?
Beni ayağa kaldırın. Yürüyebilirsem yönetebilirim de. "
Levante-me, Sim pode andar, eu poderei dirigir.
O ana dek kaldırmaya çalıştığım en ağır şeydi, ama BJ'in içeride can çekişmesi beni çileden çıkarmıştı.
Foi a coisa mais difícil que já fiz, mas estava furiosa com a ideia do BJ morrer.
Kaldır beni!
Vira-me, vira-me, vira-me!
Mecbur kaldığımız bazı durumlarda başvurduğumuz şiddetin çeşitli biçimleri vardır, mesela beni öldürmeye çalışmanız gibi.
Há várias situações de violência,... em uma delas tentará me matar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]