English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kalmalısın

Kalmalısın traducir portugués

1,155 traducción paralela
Savaşmak istiyorsan hayatta kalmalısın.
Para lutar precisas de estar vivo. Não lhes serves de nada morto.
Ne? Sen burda kalmalısın.
- Tem o tucano no traseiro!
Yarın Alex ile birlikte sığınakta kalmalısın.
Amanhã, devias ficar no'bunker'com Alex.
Burada daha fazla kalmalısın.
Devia ter ficado no escritório.
Burada kalmalısın. Bekle beni.
Terás de esperar aqui que volte a buscar-te.
Ama taç giyme törenime kalmalısın.
Mas tens de assistir à minha entronização.
- Bence çok hastasın ve uzun süre burada kalmalısın.
Penso que estás muito doente, e deverias ficar aqui durante muito tempo.
Hayır, siz burada evde kalmalısınız.
Não, tens de ficar aqui e tomar conta da casa.
Evde annenin yanında kalmalısın.
Devias ficar em casa com a tua mãe.
Bayan Chenovert, odanızda kalmalısınız.
Mrs. Chenovert, tem de ficar no seu quarto.
Vay canına. Seni yollamayı çok isterdim Babs... ... ama bu EKG'ye göre biraz daha burada kalmalısın.
Gostaria muito de deixá-la ir, Babs, mas este ECG diz-me que tem de ficar aqui por uns tempos.
Biraz daha gözlerden uzak kalmalısın.
Só tens de dar um tempo.
Sen ne dedin Cartman? Belki de ilerde sen aç ve fakir kalmalısın
Tem cuidado com o que dizes porque também podes vir a ser pobre um dia.
Gözlem için Revir'de kalmalısınız.
Deve ficar na Enfermaria, em observação.
Çalışmamalısın. Müşahede altında kalmalısın.
Tens de estar nalgum lugar onde possas ser vigiado.
Gilly, benimle kalmalısın.
Tens de ficar comigo, Gill.
- Evet Ross, kalmalısın.
- Tens de ficar.
- Burada kalmalısın, Şef.
- Mas tu acabaste de chegar, Chefe.
Yo, Yo, kalmalısınız, siz arkadaşsınız.
Não, devem ficar. São amigos.
Sen kalmalısın.
Tu deves ficar.
Bu şeyi hükümete sokmak istiyorsan hayatta kalmalısın.
Tem de se manter vivo para enfrentar o Governo. Se morrer, eles safam-se.
Kalmalısınız.
Insisto.
Kit, sanırım bizimle ünlüler için hazırlanan özel rahatlama biriminde birkaç gün kalmalısın.
Kit, talvez devesse ficar connosco uns dias... na nossa ala especial para relaxamento de celebridades.
Sanırım burada kalmalısın.
Acho que devia ficar aqui.
Burada kalmalısın. Bununla ilgilenmemiz gerek.
Deve ficar aqui nas próximas 24 horas para observação.
Bazen eski öğretilere bağlı kalmalısın.
Às vezes... temos que conservar os costumes antigos.
Hayır. Kalmalısın.
Não... devias ficar.
Beni dinle, her ne olursa olsun, ne duyarsan duy, burada kalmalısınız.
Seu nome é Chiana. Se não a tivéssemos recolhido ela seria aprisionada pelo seu próprio povo, os Nebari.
Hayır. Benimle kalmalısın.
Não, tens que ficar comigo, meu filho.
- Hayır, Andy, sen burada kalmalısın.
- Não, Andy, tu tens de ficar.
Beni dinle, her ne olursa olsun, ne duyarsan duy, burada kalmalısınız.
Ouça-me Não importa o que aconteça, ou o que escute, você deve ficar!
Beklemede kalmalısınız.
Você tem que aguardar.
- Bir süre burada kalmalısın.
Terá de ficar aqui algum tempo.
Sanırım burada kalmalısın.
Acho que devias ficar aqui.
Hala aramamış. Oh aslında, bence burada kalmalısın.
É melhor ficares.
Yüzünüzü gizleyebilmek için bu kıyafette kalmalısınız.
Fique com esse fato, mantenha o rosto tapado.
- Uyanık kalmalısın.
- Preciso que fiques acordado.
Burada benim esirim olarak kalmalısın bu arada sen, gidip bir taşıyıcı getir.
Você fica aqui como meu prisioneiro enquanto tu vais buscar um transporte.
Burada olduğum sürece orada kalmalısın.
Enquanto estou aqui, você fica aí fora, não é?
Belki bir süre burda kalmalısın
Talvez devesses ficar em casa durante algum tempo
Benim için kalmalısın.
Precisas de ficar por mim.
Sakin kalmalısınız.
Deve manter a calma.
Ama bazen akşam yemeği için kalmalısın.
Mas podias ficar para jantar algumas vezes.
Benimle kalmalısın.
Fica comigo.
Olmaz, burada kalmalısınız.
Não podem. Têm de ficar aqui.
Onunla birlikte kalmalısın!
Você tinha de ficar com ele!
Yangın benim suçum olduğu için sen burada kalmalısın.
Como o fogo foi culpa minha, deves ser tu a ficar cá.
- İnsanlarla yaşamalısın. - Jane Tarzan'la kalmalı.
Jane fica com Tarzan.
Bu işin dışında kalmalıydınız.
Devias ter ficado fora disto.
Hastanede kalmalısın.
Espere!
Büyük ihtimalle haklısın. Biliyorsun, belki de gemide kalmalıydınız.
Talvez tenhas razão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]