English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kano

Kano traducir portugués

315 traducción paralela
Dinleyin, adadaki yerlileri taşıyan bir kano sulara gömülmüş.
- Não, não estava. Uma canoa cheia de nativos desta ilha foi arrastada para o mar.
Arkamızda kano yapmak için gerekli malzemeyi bırakmak da... büyük bir hata olurdu, değil mi?
Seria um erro deixar aqui... as ferramentas necessárias para construir outra canoa, não é?
Mızrak, kano, yiyecek.
Quer lanças, canoas, comida.
- Mızrak, kano tamam mı?
- Arranja lanças, canoas, tudo?
Şefe mızrak, et ve kano vermesini söyle.
Diz ao chefe que dê lanças, carne e canoas.
- Tekne mi? - Ya da kano.
Será um barco, ou uma canoa?
Konuş Dede. Kano senin.
Então, fale avô, a canoa é sua.
Kano benim.
A canoa é minha.
Bu kano değil.
Isto não é uma canoa!
Bana, buradan gidebilmek için, bir kano, kamyon ya da paten filan bulamaz mısınız?
Nâo arranja uma canoa, um camião, ou até uns patins para sair daqui?
Varınca Kenya durağına ulaşana kadar nehirden aşağıya gidebilmek için Makualar bize kano ve kürekçi çocuklar verecekler.
Lá, os Makuas dar-nos-âo canoas e remadores e, depois, seguiremos rio abaixo, até ao posto de Quénia.
Bir sonraki kostümü giy, kano için olanı.
Vai vestir o outro fato, querida. A canoa.
Her zaman bir öncü kano her yeri gözleyecek şekilde ilerde olacak.
Uma canoa irá sempre à frente como guia.
Ben kano almak.
Eu pegar em canoa.
Kano, katamaran, hepsini kullanırım.
Canoas, catamarãs, lido com tudo.
İlk insanlar da bu ormanı kayın kabuğundan bir kano ile keşfetmişler.
E foi assim que os primeiros homens a exploraram :
Bir kano dolusu kürkü var gibi, baba.
Parece que a sua canoa está cheia de peles, papá.
Bu bir araba, kano değil.
Isto é um carro, não é uma canoa.
Altı-üstü, tam bir kano gibi.
É uma nave e tanto.
Çok hoş, küçük bir kano, Wonka.
É uma bela canoa.
- Baksana, ilerideki kano değil mi?
- Não é uma canoa?
Bir yelkenli görüyorum yüksek bir ağaçta kıç tarafında bir kano asılı.
Estou a ver um barco à vela... numa árvore alta. Há uma canoa pendurada na sua copa.
Siz kano işinden ne anlarsınız?
Que sabes tu sobre canoagem? - O suficiente para os levar.
Nehrin ağzına doğru gidiyoruz. Kano gezisi.
Vamos descer o rio.
Bu kano parçasını tanıdınız mı?
Reconheçe essa parte da canoa?
Söylesene, bir kano nasıl olur da akıntıya karşı sürüklenir?
Como é que uma canoa pode subir um rio sozinha?
Bir kano bul.
Arranja-me uma canoa.
Kano boylarında bir muzla koşmanın kolay olduğunu mu sanıyorsun?
Achas que é fácil correr com uma banana do tamanho de um canoa?
Kano, hadi Jackie'ye hoş bir şeyler göster.
Kano, vamos mostrar ao Jackie uma coisa bonita.
Evet Kano.
Sim, Kano.
Güç durumu nedir?
- Kano, como está o nível de energia?
Kano, son 10 saat içinde Zoref'in bulunduğu yerlerin bir kontrolünü yap.
Kano, vê no computador os locais onde o Zoref esteve nas últimas 10 horas.
- Kano, izini bulabildin mi?
Kano, já o localizaste?
Bilgisayar Russell hakkında ne diyor?
Kano, que informações tem o computador acerca do Russell?
Kano, Faz 2'yi yarıya düşürürsek, o zaman başarabilir miyiz?
Se partirmos a segunda fase em dois, em que pé ficamos?
Faz 2'yle ilgili en son zaman tahmini nedir?
Qual é a última previsão para a fase dois, Kano?
Ne kadar doğru olduğunu biliyorum Kano, teşekkür ederim.
Sei muito bem qual é a margem que temos, obrigado!
- İyi.
Kano?
Kano? - Evet?
- Sim, Comandante.
Asıl önemli olan, sonuncusuna vardığımızda kaç yaşında olacağımız?
Para ser mais exacto, Kano, calculaste que idade terás quando chegarmos ao último destes planetas?
- Bilmek istersiniz diye düşünmüştüm.
- Achei que gostariam de saber. - Obrigado, Kano.
Kano.
Kano.
Rakamları kontrol et Kano.
Veja os números, Kano.
Kano, tüm bunlarla sen ilgileniyorsun.
Kano, você virou tudo do avesso.
- Kano'nun adamları onu kontrol ediyor.
O pessoal do Kano está agora a examinar o computador.
Kano. Seninle konuşmak istiyorum.
Quero falar consigo, Kano.
O gezegeni ve Bilgisayar'ın neden düzgün çalışmadığını öğrenmeliyiz.
- Kano, temos de descobrir o que se passa naquele planeta.
Burada olan bitenler nedeniyle Kano'dan bunu yapmasını istedim.
Pedi ao David Kano para fazer isto por causa dos problemas aqui em Alfa.
- Yoksa Atlantik'i yürüyerek mi geçeceğiz? - Bir kano alınabilir.
Podia-se comprar uma canoa.
Kano ha?
Uma viagem de canoa?
- Kano?
- Kano?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]