Kapan traducir portugués
3,811 traducción paralela
Buradaki kameralar kapanıyor.
Estamos a perder as câmaras aqui.
Bar kapanıncaya kadar orada kaldı.
E acabou por ficar até fecharmos.
Singapur'un düşüşüne kadar geliyor ve sonra... içine kapanıyor.
Ele fica tão longe como a queda de água de Singapura e, depois só... ele desliga.
İçine kapanıktı.
Mantinha-se reservado.
Ama diğer insanlar kadar iyi görünümlü olmadığım için hep içime kapanıktım.
Mas sempre tive a consciência que não era tão bonito como as outras pessoas.
- Açılıp kapanıyor.
- Ele abre e fecha.
Ama diğer insanlar kadar iyi görünümlü olmadığım için hep içime kapanıktım.
Mas eu sempre fui consciente que eu não etinha tão bom aspecto, quanto as outras pessoas.
Bir şey unutmadın mı? Kapan!
- Não te estás a esquecer de nada?
Pek hayal ettiğim gibi değil ama yine de güzel bir kapanış yapabiliriz.
Não é bem como o imaginei... mas ainda podemos terminar com um belo momento.
Ama kapı kapanır kapanmaz çığlıkları birden kesildi.
Mas mal a porta se fechou, os gritos subitamente pararam.
Ya Indiana Jones tetiklerinden varsa ve ve ben girer girmez ardımdan kapanırsa?
É a tua porta. E se ela tiver uma armadilha do tipo do Indiana Jones e ela se fechar atrás de mim assim que eu entrar?
Göz açıp kapanıncaya kadar oluşan bir ordu.
E fá-los mover os braços num ápice.
Bu bir çağın kapanışı, dostum. Sana söyleyeyim. Bugünlerde sadece nadir insanlar, nadir kitapları satın alıyor.
É o fim duma era, meu amigo, disso podes estar certo, hoje são raras as pessoas que compram livros raros.
Yere kapanıp bana taparsan bütün dünyayı sana vereceğim.
Se te prostrares e me adorares te darei o mundo inteiro.
Kapanış gecesi yapılacak olan akşam yemeği dansına bizimle katılır mıydınız?
Gostaria de se juntar a nós para o último jantar dançante?
Fakat tazminat ofisleri saat 4'te yani 5 dakika sonra kapanıyor.
Mas... Para o oficio de indemnização. Dado que são 15 : 55, e fecha em 5 minutos.
Her gün burası kapanınca sattığımız her ürünün gelirini toplarsın ve altındaki sütuna yazarsın.
Todos os dias, depois de fecharmos, vê-se o total de artigos vendidos e marca-se na respectiva coluna.
Bu siktimimin şeysi nasıl kapanır?
Como desligo esta treta?
- Kapanıyor.
- Está a desligar.
Elbise değil. Sapık kapanı.
É uma armadilha para pervertidos.
Ayı kapanı gibi mi? Memelerin iki yandan da kapanıp avını mı kıstırıyor?
É tipo uma armadilha de urso onde as tuas maminhas se colam à volta do pulso e eles têm de roer a pata para sair?
... yapay zekanın nimetlerinden faydalanma fikri, büyük uluslarımızın yapay zekaya olan korkusunun kapanına sıkışmış.
... Que as nossas duas grandes nações... invoquem as maravilhas da inteligência artificial emaranhados nos seus terrores.
Birkaç kapan kurmalıydım.
Bem me cheirou a óleo.
Utangaç bir kızdı, içine kapanıktı.
Era tímida, reservada.
Kapılar kapanıyor.
As portas vão fechar.
Böyle koca bir ülkede ayı kapanına basmak.
Pisar uma armadilha de urso num terreno enorme.
Evet, efendim. Kapanıncaya kadar giren çıkan olmasını engellemek için.
Para garantir que nada entrasse ou saísse até fechar.
Bir ölüm kapanı.
É uma ratoeira mortal.
Montana'dan büyük şehre gelmiş bu zayıf kıvırcık saçlı çocuk, çok sessiz ve içine kapanıktı.
Era um miúdo magro, com cabelo encaracolado, saído de Montana para a cidade grande. Ele era bem quieto, muito reservado.
100 mil içindeki her hız kapanını ve her geri dönüş yolunu biliyordu.
Conhecia todos os atalhos e radares num raio de 200 km.
İyi biri. Biraz içine kapanık aslında.
É simpático, mas um pouco convencido.
Bugünün gizemli malzemesi diyor ki :'Ben kötü stresle baş eden içine kapanık biriyim.'
O ingrediente mistério de hoje diz : "Sou um introvertido que lida mal com o stress."
Ama açamazsan küçük s.kini kapanıp kapı tutacağı olarak kullanırım.
No entanto, se não conseguires abrir vou cortar o teu minúsculo pau e usá-lo no chão para segurar a porta.
Bu yüzden çabucak Sonic Burger'e uğrayalım çünkü bir saat sonra kapanıyor.
Temos que ser rápidos, que o Sonic Burger fecha daqui a uma hora.
- Ve Artie, Sen de bodrumda robot inşa eden ve bekaretini aldığım komşu çocuğu gibisin, ve Jake, Marley ve Ryder, ve Kitty, siz de yetimler yurdu kapanınca bizimle yaşamaya gelmiş, ve ilk bize güvenmeyen ama sonra hayvanlarımızı sevmemiz gibi,
És tipo o rapaz normal, mas que constrói robôs na cave, e a quem tirei a virgindade, e Jake, e Marley, Ryder, e Kitty, vocês são como miúdos adoptados que vêm viver connosco quando o orfanato fecha.
Sonra diz çöküp teşekkür etmemi ve ayaklarına kapanıp onları öpmemi istedi.
Quando ela finalmente parou, obrigou-me a agradecer-lhe ajoelhado. Obrigou-me a beijar-lhe os pés.
İnsanların daha içine kapanık olduğu zamanların zevkleri.
As alegrias de uma altura em que as pessoas eram mais introvertidas.
Ayaklarına kapanıp yalvarırım.
Eu suplico, eu rastejo aos seus pés.
Anomali kapanıyor.
- A anomalia desaparece.
İçine kapanık, duvar çekmiş, güvensiz.
Tímido, reservado e desconfiado.
Yalnızlığı, ıssızlığı, içe kapanıklığı hayal edin.
Imagina a solidão e e o isolamento.
Onda senin çalınmış paran var. Ve sende parayı geri almak için onun ayaklarına kapanıyorsun.
Ele tem algum do dinheiro que roubaste, e agora estás a ajoelhar-te aos pés dele, para o reaver.
Kapılar kapanıyor.
As portas estão a fechar-se.
Gray Leverson'un Rubetron Grup'a geçişi hisselerine yüzde 15 artışla yansıdı. Bugün kapanıştan önce daha büyük yükseliş bekleniyor.
A compra da Gray Leverson pelo Mega grupo Rubetron fez com que o preço das suas acções subissem 15 % com aumentos ainda maiores previstos até ao fecho de hoje.
Hepsi de aynı şekilde açılır ve hepsi de arkandan kapanır.
E abrem todas da mesma forma. E todas se fecham nas nossas costas.
Bilirsiniz, Rex hep içine kapanık biriydi, dairesi yanıp da taşındıktan sonra bile...
Sabe, o Rex... ele ficava sempre na dele, mesmo depois da casa dele ter ardido e de se ter mudado...
Kurşuna kazınmış şeytan kapanı.
Uma estrela do diabo na bala?
Çok amaçlı açılır kapanır bıçakların izine benziyor.
Parece-se com aquelas facas dobráveis dos guardas.
Işık kapanır kapanmaz, herkesten Sara'yı öldürmeyi denemesini istiyorum.
Assim que as luzes se apagarem, quero todos a tentar matar a Sara.
- Pekin'deyim. Kongrenin kapanışına kadar kaldım, yorgunluktan ölüyorum
Estou em Pequim, a conferência acabou agora, volto amanhã.
Kapılar kapanıyor.
De guarda a todas as portas.