Kayalar traducir portugués
1,050 traducción paralela
Şu kayaların olduğu yere gitmeye çalış.
Tenta chegar às rochas.
Şu kayalar arasından düz gidelim.
Continuem a nadar. - Não vês as rochas?
Kayaların arkasında durursak bizi göremezler.
Fica por detrás das rochas. Assim não nos poderão ver.
Kayalar, kayalar ve şuradaki sarp dağlar!
Rochas, rochas e aquelas malditas montanhas!
Kayalar ve tepeler.
Apenas rochas e montes!
Deniz, kayalar.
Mar, rochas, natureza!
"Yaşlı kayalar, benim için yarılın."
"Rocha eterna, partida para mím"
Kayaların daraldığı, güneydeki sırtın ötesinde.
Além das montanhas ao sul, onde as rochas se estreitam.
Yaşlı Gus Ritter, orayı sahiplenmişti. Kayaların arasında patates yetiştirirdi. Almanya'nın dinsel bir emri üzerine orayı rahibelere bıraktı.
Sabe, o velho Gus, que era o dono do lugar... ele crescia batatas, em pedra pura.
En uçta, kayaların birbirleri üstüne yığılı olan yer.
A ponta, onde as rochas se amontoam.
Gördün mü, ne kadar güzel! Deniz, ağaçlar, kayalar, tekneler...
"Camille, venha, quero lhe mostrar" "O mar, as árvores, as rochas..."
Ve bu da... dağın çıkıntı yapan kısmını... Almanların kayaların altına inşa ettiği fabrikanın üzerine düşürecek.
Vão derrubar a secção saliente desta montanha e sepultar esta fábrica que os alemães construíram lá, debaixo do penhasco.
Zayıf kayalarınız yakında ufalacak...
Ó pedra suave tão cedo gasta.
- Gerilerinde duvar gibi kayalar var!
- Não tem escapatória!
Siz dönene kadar, kayaların arkasında olacağız.
Vamos esperar em cima daquelas rochas, até vocês voltarem.
Eğer biz kanyonu izlersek, dinamitler patladığında boom! Patlama ile çöken kayaların altında kalırız.
Se nos seguirem, rebentamos o canyon e bum, ficam debaixo de toneladas de rocha.
Evet... ama kayaların doğru bir şekilde patlatılması kolay değil.
Não é muito fácil arrebentar com um canyon. Eu trato disso...
Kayalar!
Os rochedos!
Chata önümüzü kesmeden şu kayaları aşmalıyız.
Temos de chegar àquelas rochas antes que Chata possa interceptar-nos.
Aniden, kayaların ardında iki silüet fark ettim.
De repente vi duas figuras a saltarem para umas pedras por cima de nós.
O ve onun adamları, bütün dar ve derin vadileri, bütün kayaları ve bütün uçurumları biliyorlar.
Ele e os seus homens conhecem cada ravina, rocha e barranco.
Şuradaki kayaların arkasında.
Atrás daquelas rochas ali.
Kayaları ısıtmak için el fazerlerimizi kullanıyoruz.
Estamos a usar os phasers para aquecer as rochas.
Git. Kayaların öteki tarafında bağladığım bir at var.
Tenho um cavalo atrás das rochas.
Kayaların üzerinden bir adam ateş etti ve atımı vurdu.
Um sujeito em cima de uma pedra atirou no meu cavalo.
Dünyalılar önce kayalarımız için pazarlık etti.
Os terrestres foram os primeiros a propor um acordo.
Yukarıda kayaların arkasında.
Atrás das rochas, lá em cima.
Bu gösteriyor ki kamp, tamamlanana kadar kayalar ve zorlu yerin arasında olacak.
Isso coloca o acampamento numa situação delicada até ser concluído.
Stonehenge'deki kayalar gibisin. Hiçbir şey seni yerle yeksan edemez.
És como uma pedra de Stonehenge.
Kayaların arkasına çekilmelerini söyle onlara, görüş dışına.
Diga-lhes que recuem para trás das rochas, fora do alcance de tiro.
Ama o kayaların tepesinde büyük bir mağara var. Ve o mağaranın içerisinde muazzam bir fosil ve kalıntı yığını var.
Mas aqui, naquela falésia, há uma gruta imensa, e nessa gruta um tesouro fabuloso de fósseis e artefactos.
Seni dinledim, Jim Howie ve şimdi kayaların üstünde zıplayıp duruyorum.
Escuta, Jim Howie e acabo aqui sobre as pedras da criação.
Kaldırın şu kayaları.
Tirem essas pedras do caminho.
Sert kayaların içinde maddeleşebilirsiniz.
Podem materializar-se dentro de rocha sólida!
Kayaların orada biri var.
Há alguém, alguma coisa ali nas rochas.
Onlara kayaların kaplanları anlamına gelen "los tigres de la rocas" diyorlar.
Chamam-lhes "los tigres de la rocas", os tigres das rochas.
- Bizi kayaların üzerinde izleyemezler.
- Não podem seguir-nos a pista na rocha.
Kayaların üzerinde yalınayak zor yol alır.
tomou o caminho mais difícil, descalço e pelas rochas.
Bakan, çok az tanıdığımız kayaların arasında sıkışmış.
O ministro está claramente entalado entre duas rochas sobre as quais pouco sabemos.
Üç ağaç devrildi ve kayalar rayların üzerine düştü.
Não continue, todos serão mortos. As árvores andaram pelo encosta e existe uma montanha de grandes pedras.
Kayaların üzerinden gitme.
Não vá pelas pedras.
- Kayaların üstündedirler.
- Irá ter às lajes.
... ve sonra kayaların çöküntüsü üzerinde düzenleme yapıldı.
Não conseguimos definir o custo da explosão das encostas.
Etrafta ateş edebileceğimiz bazı kayalar var.
Há por aqui uns corvos a precisar de uma dose de chumbo.
Tek yapmanız gereken adama o patlayıcıdan verip... onu deliğe sokmak, ta kayaların dibine... işte çinko elinizde. Tonu 65 sente gelir.
Tudo o que tens de fazer é dar ao otário uma caixa destes... colocá-lo dentro de um buraco no centro da pedra,... e lá está o teu zinco. a 65 centavos a tonelada.
Takviye birlikler peşlerinden gönderilir gönderilmez hepinizi kayaların arkasına geçireceğim.
Logo que chagar o reforço, levo-vos para lá das rochas.
Pinewilde Şerif ofisinin elemanıyla konuştum, bizimle kayaların dibinde buluşuyorlar.
Bom, o pessoal do xerife de Pinewild vai ter connosco à base do penhasco.
Kayalar erir ve düşer.
As rochas corroer e cair.
Şu büyük kayaları kaldırın ki kürekle çalışabilesiniz.
Peguem em algumas pedras grandes, para poderem pôr lá as pás.
O kayaların ardında bir mağara var.
Além da curva nessas rochas é uma caverna.
Oradaki kayaları görüyor musun?
Vês estas rochas?