Kayboldu traducir portugués
5,528 traducción paralela
Minibüs 30 saniye içinde kayboldu.
A carrinha estava limpa em cerca de 30 segundos.
Yani DNA kayboldu öyle mi?
Então, essa prova de ADN já era?
İtiraf etmeliyim ki, Mycroft beklediğimden çok daha iyi bir şekilde ortadan kayboldu.
Tenho que admitir, o Mycroft desapareceu mais rápido do que eu pensei ser possível.
Ama mahkeme tarihi geldiğinde ortadan kayboldu.
Mas, no dia da audiência, não apareceu.
25 sene önce kayboldu.
Ele desapareceu, há quase 25 anos.
Diyelim ki başka bir biçimde kayboldu ve birileri intikam olmaya çalışıyor.
Digamos que ele desapareceu e estão a culpar o Alan e a Laura, tratando-se de vingança.
Collier ortalıktan kayboldu.
O Collier desapareceu.
Cansız bedeni denizde kayboldu.
Os seus restos perderam-se no mar.
Ve o silah gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
E essa arma desapareceu misteriosamente.
Sonra ortadan kayboldu.
Então, desapareceu.
Karım kayboldu.
A minha esposa desapareceu.
14 Ekim'de hapishanedeki hücresinden bir anda kayboldu.
No 14 de outubro, ele desapareceu da sua cela.
İkisi de mi kayboldu?
Ambos desapareceram?
- Biz gelince kayboldu.
Desapareceu quando chegámos aqui.
Sinyal kayboldu.
O sinal desapareceu.
Amy kayboldu.
A Amy desapareceu aqui. Ela desapareceu.
Omuz ağrısından yakınıyordu. O yüzden bilgisayarlı tomografisini çekmek istedim ama nabzı kayboldu.
Ele tinha dores no ombro, pedi a tomografia, mas perdeu o pulso.
İstedikleri kadar reddetsinler, Kuzey Kore'den de insan kayboldu.
Podem negar o que quiserem. A Coreia do Norte perdeu pessoas.
140 milyon kişi kayboldu.
140 milhões de corpos desapareceram.
Kız kayboldu.
Estava desaparecida.
Kayboldu.
Ele desapareceu.
Yine de Bay Watson gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
Ainda assim o Sr. Watson desapareceu misteriosamente.
Ve sonra siz onu sorgulama şansını bile bulamadan ortadan kayboldu? Yani, hadi ama ya!
E depois desaparece antes de ser interrogado?
Olabilir. Ya da belki de bu odada alıkondu ve ailesinin gözü önünde ortadan kayboldu.
Possivelmente, ou talvez levado deste quarto, para o fazer desaparecer da família.
İkinci ipucu : Bir şeyler ortadan kayboldu.
A segunda pista, uma coisa que fizeram desaparecer.
Sonra ortadan kayboldu.
Depois desapareceu.
Ama ağaçları kestiğimizde, suda kayboldu.
Depois, cortaram a floresta e a água desapareceu.
Sonra birden ortadan kayboldu.
Depois ele apenas desapareceu.
Sence Lyle buradan giderek mi ortadan kayboldu?
Achas que foi por aqui que o Lyle desapareceu?
Şimdi benimki kayboldu.
E, agora, eu perdi a minha.
- Ethan kayboldu.
- O Ethan separou-se de nós.
Demek istediğim, bu yüzden mi annem ben eve geri dönmeye karar verir vermez verir vermez büyülü bir şekilde ortadan kayboldu?
Foi por isso que a minha mãe desapareceu como que por magia, assim que decidi voltar a casa?
- Kayboldu ve siz hiçbir şey yapmadınız.
Ele desapareceu e o senhor não fez nada. Isso não é verdade.
George Melton ortalıktan kayboldu.
O George Melton desapareceu do mapa.
Bir gün, o çocuk kayboldu.
Um dia, o rapazinho desapareceu.
Park Yakuza ile anlaştığında Lee ortadan kayboldu.
Quando Park ia a fazer negócio com os Yakuza, Lee bazou...
Benimki kayboldu.
- A minha granada desapareceu.
1939 Ekim'e kadar Harvard'da kadroluyken daha sonra ortadan kayboldu.
Docente em Harvard até Outubro de 1939, quando desapareceu.
O da bir gün öylece ortadan kayboldu.
Um dia ela desapareceu.
Sonra da nasıl olduysa kayboldu.
Não sei, tinha desaparecido.
- Gary Gaggoski kayboldu.
Gary Gaggoski. Ele desapareceu.
Atlı karıncaya biniyordum annem birden ortadan kayboldu.
Excepto que estava no carrossel e quando percebi, ela tinha desaparecido.
Kayboldu.
Ela... ela desapareceu.
Bir ay sonra ortadan kayboldu.
Um mês depois, ele desapareceu.
Ve sonra kayboldu.
E depois ela já tinha desaparecido.
Ortadan kayboldu.
Ela desapareceu.
Elena Aguilar ise kefaleti ödendikten sonra kayboldu.
E a Elena Aguilar desapareceu depois de pagar a fiança.
Binanın altına kaçtı ve ortadan kayboldu.
Correu pelo prédio e desapareceu.
Sonra bir gün, birdenbire yöneticileriyle bağlanıtısını kesip ortadan kayboldu.
Então, um dia, de repente, ele cortou os laços com os controladores e desapareceu.
- Tuz kayboldu!
O meu sal tem um "v" marcado no frasco.
Kayboldu.
Estou com o telemóvel dela, e...
kayboldum 90
kaybolduk 72
kayboldular 25
kaybol 495
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18
kaybolduk 72
kayboldular 25
kaybol 495
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18