English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kiraz

Kiraz traducir portugués

641 traducción paralela
Tepesinde kızarmış ahtapot ve az kavrulmuş kiraz domatesi.
Coberto com polvo grelhado e tomate-cereja asado.
Gördüğüm bütün bu güzellikler, çiçek açan kiraz ağaçları, sen... hepsi bir şekilde çok tanıdık.
Todas as coisas belas que vejo, as flores, você, tudo me é familiar.
Kiraz ve benzeriyle berbat edilmiş bir şey.
Misturado com cerejas.
Kiraz gibi tatlı biri.
A senhora tem um génio!
Eğer kızılcık sosu sanarsa kafasının kiraz çekirdeği ile dolu olduğunu söyle.
Se ela pensar que é molho de tomate diga-lhe que tem fobia aos tomates na cabeça.
Diyoruz ki, Shore'un karısı zarif ayaklı, kiraz dudaklı, şirin gözlü ve pek tatlı dillidir. Kraliçenin yakınları da asil insanlardır, diyoruz.
dizemos que a senhora Shore tem um pé bonito, lábios de cereja, olhos encantadores, uma voz agradável, e que os parentes da Rainha agora são nobres.
Eğer bu aleti portakal tohumları ve kiraz çekirdekleri kullanarak oynayabileceğim şekilde icat etselerdi gerçekten çok mutlu olurdum.
Se inventassem uma máquina... em que pudesse apostar sementes de laranja e cerejas... seria totalmente feliz.
Açmaya başlayan kiraz çiçeklerini
Jamais paramos para ver
Hey. Sende Maraschino kirazı var mı?
Tens aí cerejas marascas?
Maraschino kirazı mı?
Cerejas marascas?
Ekmek yerine kiraz ver bana.
Quero frutas em vez de pão.
- Kese kağıtlarını atmayın demedin ki yalnızca kiraz çekirdeklerini ve misketleri atmayın demiştin.
- O que fizemos? - Nunca disseste nada sobre sacos de papel pela janela. Só sobre carocos e berlindes.
Benim zamanımda, bu boyda bir kiraz bütün dünyada olay olurdu.
Sabem que no meu tempo, uma baga deste tamanho teria sido notícia em todo o mundo civilizado.
Bana da 1 kilo kiraz verebilir misiniz?
Um quilo de cerejas para esta menina.
" Kiraz!
Cerejas!
Kiraz! "
Cerejas!
Bizim ufaklık için kiraz versene!
Dá uma cereja a esta pequenina.
Kiraz.
Uma cereja.
Hem de gerçek bir kiraz ağacı var.
E com uma cerejeira mesmo.
17 numara Kiraz Ağacı Sokağı mı dedin?
Rua das Cerejeiras, 1 7?
İşte Kiraz Ağacı Sokağı.
Esta e a Rua das Cerejeiras.
17 numara Kiraz Ağacı Sokağı.
Rua das Cerejeiras, 1 7.
Evet. 17 Kiraz Ağacı sokağı.
Sim. Rua das Cerejeiras, 1 7.
17 Kiraz Ağacı Sokağı.
Rua das Cerejeiras, 1 7.
George W Banks. 17 Kiraz Ağacı sokağı.
Rua das Cerejeiras, 1 7.
Yabani kiraz. Bunlardan güzel bir puding olur.
Chokecherries, fazem um fino pudim.
Kiraz ve tüy istiyor.
Outra devolução da menina Mortimer. Quer cerejas e penas...
O olgunlaşmış ve bekleyen bir hint kirazıydı.
Vou dizer, ela era uma manga... madura e esperando.
Angel aşkı düşler ve Mapache hint kirazını yer.
Anjos sonham com o amor, e Mapache come a manga.
Gözleri hoş bir kızdı ve dudakları kiraz gibiydi.
Olhos como amoras E lábios como cerejas
Guguk kirazı ağacındaki
Posso ouvir cantar o cuco
- Kiraz topları?
- Sim.
Tepsilere on doz kiraz koymuşsun.
Há manteiga a mais nesses tabuleiros.
Que? Tepsilere on doz kiraz koymuşsun.
Há manteiga a mais nesses tabuleiros ( on those trays ).
- Ne? "On doz kiraz." değil.
No, señor, não é "Ono, dos, tres".
Ha, kiraz!
- Mantequilla!
Que? Kiraz. "Burro" şeydir...
Mantequilla. "Burro" é...
Kiraz, yalnızca, iki.
- Mantequilla, solamente dos.
Pruvadaki şeker kaplı kiraz.
A cerejinha na proa!
Kiraz. Hatıra olarak.
Licor de cereja, para recordações.
Kiraz gibi kıpkırmızı oldu.
Aqui está vermelha como uma cereja.
Üstünde ceviz ve kiraz olsun mu?
Hot Fudge Nut e cereja em cima?
Ortadan ikiye ayrılıyor, ortasına da kiraz... konuluyor.
- Corta-se ao meio e leva uma cereja no meio.
Bak! Sana 20 £'u, adamın biri... greyfurtu ikiye kesip ortasına... kiraz sokması için ödemedim'
Ouça, eu não paguei £ 20 para um tipo cortar uma toranja ao meio
Ucuz bir dükkanda durur, sana bir kutu çikolata kaplı kiraz alırım.
Passo por uma loja dos 300 e compro-te uma caixa de chocolates com cerejas.
O kiraz dudaklardan, hatta o ipeksi yanaktan bir öpücük,... ve kaplumbağa hızıyla giderim.
Um beijo nesses lábios de rubi ou nessas bochechas de cetim e vou a passo de caracol, palavra de honra.
Ailesinin çiftliğindeki yaşlı bir kiraz ağacının üst dallarından Mars üzerine sadece tahminlerde bulunmaktan daha iyi bir yol gördü.
Nos ramos altos, de uma velha cerejeira na quinta da sua família, Goddard viu uma maneira de fazer mais, do que apenas especular sobre Marte.
Robert Goddard'a, Massachusetts'deki bir kiraz ağacında gelen ilhamın üzerinden 80 yıldan az bir süre geçmişti.
Havia menos de 80 anos desde que Robert Goddard, tivera a sua visão epifania, numa cerejeira no Massachusetts.
Bunun içi kiraz dolu.
Está recheado de cerejas.
- Kiraz? - Onu da yaptık.
- E cerejas?
Git kız kardeşini getir, onun kirazına dalıcaz bugün.
Hoje vão levar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]