English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kleenex

Kleenex traducir portugués

58 traducción paralela
Kleenex'im var, ama...
Tenho um Kleenex, mas...
KÂĞIT MENDİLİ DARMADAĞIN OLDU.
COM FORÇA SUFICIENTE PARA LHE DESTRUIR O KLEENEX
KEŞKE YANIMDA KÂĞIT MENDİL OLSAYDI
SE AO MENOS EU tivesse UM KLEENEX PARA LHE EMPRESTAR
Birkaç salak zombi sokaklarda tuvalet kağıdına bürünüp dolaşacak.
Uns estúpidos que vão pela rua abaixo com pilhas de Kleenex?
Bolca kağıt havlu al!
Montes de Kleenex!
- Lütfen, önümden çekilir misin. - Bay Kleenex'i düşün.
Fabuloso!
Kağıt peçete, kağıt mendil, 1000 liret!
Kleenex a mil liras. Toalhetas de papel a mil liras. Dê cá.
Belki adam traş olurken suratını kesti ve mendil ararken kan kaybından öldü.
Se calhar, cortou-se a fazer a barba e esvaiu-se à procura de um Kleenex.
- Mendil var mı? - Çekmecede.
- Um Kleenex, por favor.
Mendil.
Um "kleenex".
- Şu Kleenex kutularını da ayağımdan çıkart!
- E tira-me estas caixas de lenços dos pés!
İyi ki yanımızda Kleenex varmış.
Ainda bem que tínhamos um lenço, não é?
- Kleenex'i ödünç alabilir miyim?
- Posso pegar um Kleenex?
Limuzinimde kutularca kağıt mendil var.
Tenho caixas de Kleenex na minha limusina.
Selpak kutusu olmasın lütfen.
E não caixas Kleenex, por favor.
- Hiç Kleenex var mı?
- Têm lenços de papel?
Flaster, tentürdiyot, mendil, aspirin.
Band-Aids, Neosporin, lenços de mão, Kleenex, Tylenol.
Mendil, atmadığın bir selpaktır. Anladın mı?
É um Kleenex que não se deita fora.
Anneniz bana Yeşil Çatılı Evden Anne'ı vermişti. "Yanına bir mendil al, oku" demişti.
A sua mãe deu-me o "Anne of Green Gables" e me disse : "Lê-se com uma caixa de Kleenex".
Al sana Kleenex.
Tome um lenço de papel.
Kleenex gibi bir metalı bile eritecek ateşi burunlarından çıkarıyorlar ama.
Mas cospem fogo que derrete metal kleenex.
Selpak ver.
Dá-me um "Kleenex".
Bingo.
Kleenex.
Bunun bir nedeni olmalı. Sana ne oldu? Bir kutu Kleenex ile kanepede uzanmam gerekiyor gibi hissediyorum.
Devia estar deitado num sofá com uma caixa de lenços de papel, a falar de como o meu pai me batia.
Bu çocuğun annesi onu Omar Isiah Betts'e vaftiz ettirerek belaya gönderdiğini bilmiyor muydu? Bilirsin, ceketini unutur sonra burnu büyür ve bazı g. tler ona Kleenex vermek yerine "Snot" derler.
O miúdo cuja mãe se deu ao trabalho de o baptizar de Omar Isaiah Betts, esquece-se do casaco fica com o nariz a pingar, e um parvalhão qualquer, em vez de lhe dar um lenço de papel, chama-lhe "Ranho".
Kağıt mendil mi kullandın?
O que usaste, Kleenex?
Seni içeri davet ederdim ama Kleenex'im kalmadı.
Convidava-te a entrar, mas não tenho Kleenex.
Sapık olduğunu söylemiyorum ama kullandığın bir mendili saklamış.
Não digo que ela anda a perseguir-te, mas guardou o Kleenex que usaste.
Bazıları onun beni kullandığını düşünebilir. Bir seks makinesi gibi.
Podem pensar que ela me estava a usar tal como a Kleenex, para aliviar a sua congestão sexual.
- Selpak değil ama.
- Kleenex é que não é.
Kleenex çok faydalı, her gün kullanmalı.
Os Kleenex são tão úteis, uso-os diariamente.
Mendilin ve suyun gelene kadar beklemek istiyorum.
Neste momento, quero esperar pelos Kleenex e pela água.
"Harold kâğıt mendil kutusunu kaptığı gibi, odanın diğer ucuna savurdu!"
" Harold pegou na caixa de Kleenex, atirou-a
Bu adam- - Terlikleri için kesilmiş Kleenex kutuları kullanıyor ve kendi idrarını içiyor. - Akıl sağlığı bozuk.
Ele usa caixas de Kleenex como chinelos, bebe sua própria urina.
Paramı, Kleenex hisselerine yatırırım daha iyi çünkü bu işin sonunda sadece sel gibi gözyaşı akacak.
Poderia investir nos lenços Kleenex porque tudo o que irás produzir é uma tonelada de lágrimas.
... gözüm kararmıştı. İçinde kumaş yumuşatıcı bezlerin adeta.. ... kutudaki peçeteler gibi çekilebildiği bir düzenek bile var.
Fiquei cega com a copa, tem um daqueles dispensadores de toalhitas que é só puxar, como se fosse uma caixa de Kleenex.
Söz vermek zorunda kaldım Bütün gün benim Kleenex'imi kullandı.
Tive que prometer. Ela estava a gastar os lenços todos.
Biraz Kleenex ister misin?
Queres uns toalhetes?
Seksi bir cankurtaran mendil gibidir.
Um nadador-salvador bom é como um Kleenex.
Yemin ederim ki hormonlarım düzene girdiğinde Selpak'ın hisseleri dibi görecek.
A sério, quando as minhas hormonas estabilizarem, as acções da Kleenex vão cair a pique.
Tuhaf, boşanma avukatları genelde Selpak verir.
Tem graça, a maioria dos advogados de divórcios tem Kleenex.
Kleenex dansı nasıl yapılır?
Como se faz um lenço de papel dançar?
Kleenex'i olan var mı?
Desculpem, alguém tem um lenço?
Arabada mendil var.
Eu tenho uma caixa de Kleenex no carro.
Kleenex aldın demek.
Kleenex.
Kleenex Endüstri'ye bak.
Olha para a indústria dos lenços.
Ben de sadece kleenex var.
Podes emprestar-me o teu? - Só tenho lenço de papel.
Kullan at bezleri?
Kleenex.
- Bir kaç Kleenex alacağım.
- Comprar uns lenços de papel.
Hey, bir selpak verir misin?
- Passas-me um Kleenex?
Aslında, Selpak markanın ismidir.
- Por acaso, Kleenex é uma marca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]