Koruma traducir portugués
6,801 traducción paralela
Tünenelerde koruma için yardımınız gerekecek. Orada yalnız olmayacağız.
Precisamos que nos dêem cobertura ao passarmos pelos túneis, para o caso de não estarmos lá sozinhos.
Katı ele geçirdik, şimdi koruma sırası.
Ocupámos o piso, mas agora temos de aguentar.
- Halkımı koruma görevim her şeyden önce gelir.
O dever de proteger o meu povo vem primeiro.
Kartalı, ön bahçede yaralı olarak bulduğun sinekkuşunu götürdüğümüz Shelbyville Hayvan Koruma'ya götürelim.
Vamos levar a águia para o Salvamento Animal onde levaste aquele colibri magoado que encontraste no jardim.
Dönüşüm büyüsü. Bunu koruma büyüsüyle birleştireceğiz.
Podemos combinar com um feitiço protetor.
En azından burası koruma büyülü.
Pelo menos este lugar está enfeitiçado.
Ona Hope'u koruma konusunda güvenemem.
Não posso confiar nele para proteger a Hope.
O kapının önünde bir sürü koruma var.
Tem muitos homens naquela porta.
Tabii ki çok koruma olacak.
Terá muita segurança.
Görünüşe bakılırsa Werner Zytle'ı götüren koruma birdenbire ateş etmeye başlamış ve Zytle da panik sırasında ortadan kaybolmuş.
Ao que parece, o agente federal responsável por Werner Zytle começou a disparar, e o Zytle fugiu no meio do pânico.
- Şimdilik sadece iki koruma var orada.
Só há dois vigias por lá. Percebido.
Sara'nın katilini koruma altına aldın.
Puseste o assassino da Sara debaixo da tua protecção.
Sanırım ARGUS ada görevi için birkaç koruma arıyor.
Acho que a ARGUS procura guardas voluntários para trabalhar na ilha.
Koruma olarak tüm çete orada olacak.
O bando inteiro vai protegê-la.
Dokunulmazlık, Tanık Koruma alacağım, ve tüm sınırdışı işlemler iptal edilecek, ve bana biraz sevgi göstereceksiniz.
Quero imunidade, protecção a testemunhas, e que esqueçam toda essa porcaria da extradição, e têm que me mostrar algum amor.
Senden ve ekibinden de tören alanını ve.. .. güvenli evi koruma altına almalarını istiyorum.
E eu preciso que a tua equipa avalie a segurança no local da cerimónia e na casa segura.
Dağlardaki bir koruma istasyonuna kayıtlı.
Está registada a um guarda-florestal, nas montanhas.
Koruma. Kimin korumaya ihtiyacı varmış?
Agora quem precisa de proteção?
Sence beni o koruma yüzünden suçlarlar mı?
Achas que podem tentar matar-me por causa daquele segurança?
Derhal size bir koruma atayabilirim.
Posso atribuir-lhe uma imediatamente.
Koruma istemediğimi size söylemiştim.
Eu disse que não queria protecção.
Koruma talep ettim.
Pedi protecção.
Koruma mı?
Protecção? O quê?
Koruma eşime ve çocuklarıma tahsis edildi.
A protecção está designada à minha esposa e às minhas filhas.
Olmaz. Koruma oraya genişletilmeyecek.
A protecção não se estende até lá.
Sana koruma önerdim.
Como assim?
Danışma, koruma.
- Aconselhamento, proteção?
O zamandan önce cinsel ilişki yaşamayı düşünüyorsan başka türlü koruma kullanmalısın. Tamam.
Então, se planeias ter relações sexuais antes disso, tens de usar outras protecções.
Carter hakkında konuşmamı mı istiyorsunuz? Dokunulmazlık, Tanık Koruma istiyorum. ve tüm sınırdışı işlemler iptal edilecek.
Quer que eu fale do Carter, quero imunidade, protecção a testemunhas, e a cena da extradição resolvida.
Dövmek koruma değil, Tony.
Espancá-lo não é protecção, Tony.
Kendini koruma.
Defesa pessoal.
" ve protestolarına rağmen Sahil Koruma
" antes de a Guarda Costeira o retirar da água
- Sammy'nin federal tanık koruma programında olduğunu biliyorsun yani.
Para que saibas, o Sammy Wong estava no programa de Protecção de Testemunhas.
Sanırım federaller koruma kısmını başaramamışlar.
Acho que os Federais não fizeram um bom trabalho na parte da protecção.
Sizin kız yurdu evinde ne gibi bir kendini koruma tekniği öğretiyorlar bilmem ama Batman'i bile defter ve kimlik kartımla alırım ben.
Não sei quantos seminários de auto-defesa nocturna eles ensinaram na tua irmandade, mas eu podia derrotar o Batman com um caderno em espiral e um cartão de estudante.
Dr. Chilton dün, silahlı koruma altındayken kayboldu.
O Dr. Chilton desapareceu ontem, - sob escolta armada.
- Kaç koruma var?
Guardas.
Evet, sırf bir şansımızın olması için bile koruma ateşi yağmuruna tutmalıyız.
Temos que derrubar uma barreira para ter uma hipótese.
- Koruma ateşi!
- Dêem cobertura!
Koruma ateşi!
Dêem cobertura!
Yani, ilişki bağımlıydık ben her zaman seni koruma ihtiyacı duyuyordum...
Quer dizer, saber que temos sido co-dependentes, eu estar sempre a sentir a necessidade de te salvar...
Evet. Arabadan mahkeme salonuna kadar koruma altında.
Ela terá protecção total desde o carro até ao tribunal.
Ön tarafta koruma yoktu ben de içeri girdim. - Yere yat!
O guarda não estava lá à frente e então eu entrei.
Koruma, şunu Weaver ve Fitz-Simmons'a ver.
Guarda... Entregue isto à Weaver e aos Fitz-Simmons.
Koruma altındasın.
Estás protegida.
Muhtemelen kiralık koruma falandır.
Provavelmente, apenas uma força bruta.
Tanık koruma programına girip parayı da çıkınca alacağını sanıyor.
Ele acha que entrará num programa de protecção de testemunhas, que receberá o dinheiro então.
Çünkü görünüşe göre bu barışı koruma görevi her şeyi daha da tehlikeli hale getiriyor.
Pois parece que esta missão de paz só está a tornar as coisas mais perigosas.
Devam ederse barışı koruma görevi suya düşecek.
A continuar, a missão de paz irá ruir.
İsrail'in bölgede barışı koruma görevinden öncesine göre iki misli askeri var.
Israel tem o dobro dos soldados na região desde o início da missão de paz.
Barışı koruma görevini kaldırtmak isteyecek.
Ele vai querer retirar a missão de paz.