English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kusma

Kusma traducir portugués

381 traducción paralela
Kusma?
Vómitos?
Letterman'a çikip kusma hissi veren hikâyeler anlatan kus kostümlü adami taniyor insanlar.
Conhecem o tipo do fato de pássaro que conta histórias piegas e ligeiramente nauseantes no Letterman.
Ama sakın ona olan nefretini yüzüme karşı kusma!
Mas nunca mais irá insultá-lo perante mim!
Oğlumuzun kusma alışkanlığının nedeni hep onunla uğraşmandan kaynaklanıyor.
O nosso filho estava sempre a vomitar porque estavas sempre a tocar-lhe.
Kusma ilacı!
Doutor...
Ve gördüklerim bende kusma isteği doğuruyor.
E o que vejo me faz querer vomitar!
Arabaya kusma sakın tamam mı?
Não vai vomitar no carro, pois não?
Alerjim, hep kusma.
A minha alergia, vomito o tempo todo.
Ya kusma?
E o vomitar?
İskambil kağıtları ya da kusma torbası falan istiyor musun?
Eu afastei três, mas o mais pequeno bateu-te e tirou-te o dinheiro.
- Üstüme kusma!
- Não me vomites em cima!
- Evet. Kusma veya ishal gibi şikayetlerin var mı?
Tens sentido vómitos, náusea ou diarreia?
O rengin onda kusma isteği uyandırdığını söylüyor.
Ele diz que essa cor lhe causa vómitos.
- Evet. Kusma. Kusma.
- sim, não vomites...
- Sakın üstüme kusma, Andy. Nicola, karavanın kapısı kapat.
- Nicola, tranca a roulotte.
Titreme, kusma.
Agitação e vómitos.
Ne yaparsan yap, sakın kusma.
Faças o que fizeres, não vomites.
Yani, bir kusma odasında ( Romalıların daha fazla yemeğe yer açmak için kullandıkları odalar ) 2 hafta kilitli kalsan... boyunca kilitli kalsan -... gerçekten bir koku yüzünden ölür müsün?
Se ficássemos fechados, a vomitar, durante duas semanas, seria possível morrer com o mau cheiro?
Bu sihirli krizden kimse kaçamadı. Sadece şanslı birkaç kişi zamanında banyoya yetişebildi. Geri kalanların hepsi... nehir kıyısındaki... kusma partisinde buluştular.
Ninguém escapou ao feitiço e só uns felizardos chegaram a tempo às casas de banho, tendo os outros tomado parte no vómito colectivo, junto ao rio.
Kusma, anlaşma bitirici bir şey değildir.
Vomitar não inviabiliza negócios.
Garth, kusma. Düşün!
Garth, nix de gregório.
Ve sonra Mickey'in gidip... Nasıl söylesem... O plastik kaba erkekliğini kusma sırası geldi.
Então foi a hora do Mickey vomitar sua masculinidade numa caneca plástica.
Kusma, ishal, ağızda, burunda ve dişetlerinde kanamalar baş gösterir.
Surgem vómitos, diarreia, sangue no nariz, ouvidos e gengiva.
Baş ağrısı, kusma?
- Nada disso. Dores de cabeça, vómitos?
Üçüncü ayda kusmalar başlamış,... dördüncü ayda ishal, kusma, ishal, ishal.
Vómito em projéctil aos três meses, diarreia aos quatro, vómitos, diarreia, diarreia...
Bu adamın yanında olduğum anlarda içimde bağırsaklarımı kusma isteği uyanıyordu.
Só estar perto dele dava-me vómitos.
Çoğu yetişkin kusma lafını duyunca panik olur. Ben olmam, kusmuk severim.
Se lhe falares de rãs, ele vomita.
Kusma atlatıldı.
Missão cumprida.
-... bulantı, kusma, kurdeşen.
-... náuseas, vómitos, erupção cutânea.
Kusma ve ishal yok... ... ve dünkü dışkısı normalmiş.
Sem vómitos, diarreia e ontem a função intestinal estava boa.
Kusma, karın ağrısı, bulantı.
Vómitos, dor abdominal, náuseas.
Evet çünkü domuza benziyor ve insana kusma isteği veriyor. Adı Kusmuk Domuz.
Sim, porque ele parece um porco, e dá-te vontade de vomitar.
Kusma ve susuzluk geçirmiş.
Vómitos e desidratação.
Bu, sabah kalkınca aynaya bakıp gördüğün şeyin kusma isteği uyandırmasıyla ilgili bir şey.
Trata-se de me levantar de manhã, olhar para o espelho e não sentir nojo pela cara que vejo.
Aletlerin üzerine kusma.
No equipamento não.
Arabanın içine kusma, tamam mı?
Não vomites no carro, está bem?
Sakın kusma, şimdi olmaz, onun yanında.
Não posso vomitar ao seu lado. Não tenho esse direito.
Schibetta kusma ve kan işeme şikâyetiyle geldi.
Trouxeram para a Schibetta vomitando e urinando sangue.
Pekala, kusma egzersizi yapalım, ha?
Vamos praticar o vómito.
Kusma reflekslerim çok duyarlı ve bende kusma hissi uyandırıyor.
Tenho um reflexo faríngeo muito sensível e dá-me vontade de vomitar.
- Ayakkabılarıma kusma.
- Não o faças nos meus sapatos.
Kusma dürtümden başka hiçbir şeyi.
- Apenas no facto de eu vomitar.
"Yiyip yiyip kusma" hastalığın olduğu için zayıflayabilen şanslı özentinin tekisin.
És é uma quero ser, que teve a sorte de ter bulimia!
Kimsenin de üzerine kusma.
Você tem de entrar. Não vomite em ninguém.
Diğer yandan, sadece görünüşün bile bende kusma isteği uyandırdı.
Em contrapartida, só a tua imagem dava-me vómitos.
Kusma, kronik baş ağrısı bağırsak ilaçları kullanma gibi belirtiler görürsen hemen yardım almalısınız.
Se detectares sinais como vômito induzido, enxaquecas, uso de laxantes... deves procurar ajuda imediatamente.
Kusma hissini uyandırır.
E há o vómito.
Ray sakın ayakkabıma kusma.
Não me vomite nos sapatos, Harry.
Kusma var mı?
Tem vomitado?
Kusma, kusma, kusma, kusma, kusma...
Não vomite...
Oh, tatlim, lutfen kusma- - Hey, durun.
Tenta não vomitar, sim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]