Köcam traducir portugués
11,420 traducción paralela
Hayır. Kocam ve Abu Omar birkaç dakikaya dönene kadar sizi burada tutacağım.
Não, vou manter-vos aqui até o meu marido e o Abu Omar voltarem daqui a alguns minutos.
Kocamı arayacağım.
Vou ligar ao meu marido.
Benim kocam bu ülke.
- O meu marido é este país.
Sonra kocamı ve sonra kızımı aldın ve ona bir üniforma verdin.
Depois o meu marido. Depois levam a minha filha e põem-na de farda.
Bana kocamın öldüğünü söylediniz.
Disseste-me que o meu marido estava morto.
Bu kemikler beni kocam her neredeyse oraya götürene kadar bir yere gitmiyorum.
Não me vou embora enquanto estes ossos não me guiarem até onde o meu marido está.
Söz konusu benim kocam.
- Que envolve o meu marido.
- Kocam Dylan, evet.
O meu marido, o Dylan. Dylan.
Kocamın şirketi Hudson Nehri'ni en çok kirleten şirket.
A empresa do meu marido é a principal poluidora do Rio Hudson.
Kocam Mitchell senin yanında çalışıyordu.
Eu lembro-me de ti.
- Kocam.
- O meu marido.
Kocam, evet.
Meu marido, sim.
Kocam ölüyor.
Meu marido está a morrer.
- Benim kocam, senin hastan şu anda.
- Meu marido, teu paciente.
- Kocam sayılır.
- Mais ou menos. Mais ou menos?
Bu, kocam Ramone.
Este é o meu marido, Ramone.
Kris kim? ( Ç.N : Müstakbel kocam :
Quem é o Kris?
Kocam tam şurada.
O meu marido. Está ali.
Affedersiniz ama kocam orman işlerinde çalışıyor, bence onu dinlemelisiniz.
Desculpem, mas o meu marido trabalha no sector florestal e acho que lhe devem dar ouvidos.
Kocam biraz keyifsiz, ben de bana keyifle eşlik edecek birini arıyordum.
O meu marido está maldisposto e eu ansiava por uma companhia mais agradável.
Kocam tehlikeye atılmasın.
Mantém o meu marido num caminho seguro.
Kocamı toprağa vererek devam edeceğim.
Vamos enterrar o meu marido.
Kocamı toprağa vererek devam edeceğiz.
Prosseguimos ao enterrar o meu marido.
Generaller kocamın savaş naraları atmasını istiyor böylece Nazileri korkutacağımızı, onların da geri adım atacağını düşünüyorlar.
Os generais querem que o meu marido ameace com a guerra... para assustar os nazis e fazê-los desistir.
Akıl verdiğiniz için minnettarım Milus ama bildiğiniz gibi ben kocam değilim.
Eu aprecio essa sabedoria, Milus, mas como sabes, não sou o meu marido.
- Ben kocam değilim.
Não sou o meu marido.
Kocamı gördün mü sevgili Marshal?
Vistes o meu marido, bom Marechal?
Kocam öldürüldüğünde sen de otlakta mıydın?
Tu estavas lá, nos campos de ervas, quando meu marido foi morto?
Kocam sizden bahsetti.
O meu marido falou-me de ti.
~ Seks yapmaktan korkuyorum. ~ ~ Kocamı seviyormuş gibi davranıyorum. ~
- TENHO MEDO DE SEXO - FINJO AMAR O MEU MARIDO
Kocam senin istediğin işi kaptı ve sen de burada beni sikmeye çalışıyorsun.
O meu marido está ali a receber o emprego que quer, e tu estás aqui a tentar-me comer.
O benim kocam!
Ele é meu marido!
O benim kocam!
Ele é o meu marido!
Kocan Gawain'in kimliğine bürünen adamın adı. Öğrendiğime göre, kocam gibi o da aynı savaşta ölmüş.
Esse é o nome do homem que roubou a identidade do teu marido, Gawain, que sei que foi morto na mesma batalha que o meu marido.
Kocamı tanıyorum...
- Eu conheço o meu marido...
Sözünüzü tutacağınızı kanıtlarsanız kocam hakkındaki gerçeği kimseye söylemem.
Guardarei a tua verdade sobre o meu marido se puderes dar uma prova da tua promessa.
Kocam.
O meu marido.
Kocam çok sevinecek.
O meu marido vai ficar feliz.
En azından ben YTÖE'nin tedavi üzerinde çalıştığı ile ilgili ölü kocamın üzerine yalan söylemedim.
Pelo menos não usei a história do meu marido morto para vender a ideia de que a UACA está à procura de uma cura. - Ambos sabemos que é mentira.
Bu en sıra dışı ailenin mirasını taşıyacak birini doğuramadığım için kocamın ailesinin bana ayrılık hediyesi.
É a minha prenda de despedida por não poder produzir alguém que continue o legado desta peculiar família.
Samy yoktu, nefret ettiğim bir yerdeydim. Tüm dünyanın yasını tuttuğu ve bir tür aziz olduğunu düşündüğü bir adamın, kocamın bunca zamandır yaşadığını ve bana haber vermediğini öğrenince başım döndü.
Já estava preocupada pelo Sammy estar num sítio que eu detesto e, de repente, descobrir que o homem por quem todo o mundo está de luto, que é visto como um santo, o meu marido, afinal está vivo este tempo todo,
Kocamı suçlamak istemiyorum.
Não quero processar o meu marido.
Sizi bu yüzden çağırdım çünkü sizinle kocamı başkanlıktan alma konusunda konuşmak istedim.
Foi por isso que chamei-vos aqui... Porque quero falar convosco... Sobre o processo ao meu marido.
Ama kocamın anlattıklarından şüphe etmeye başladım.
Mas comecei a duvidar da versão do meu marido.
Kocamı denklemden çıkarırsam ne olur?
E se eu removesse o meu marido da equação?
Kocamı kurtarmaya çalışıyorum.
Estou a tentar salvar o meu marido.
Kızıl El lideri Khalil diye bildiğiniz adam benim kocam.
O homem que conhece como Khalil, o líder da Mão Vermelha, é o meu marido.
- Paranızı alsam da... - Kocam orada. - Gitmiyorum...
Olhe, por muito que queira o dinheiro...
- Kocam nerede? - Seni yanlış yerde arıyor.
- À tua procura... no lugar errado.
Kocam Ronnie eskiden Profesör Stein'ın diğer yarısıydı.
O meu marido, o Ronnie, ele costumava ser a outra metade do Professor Stein.
Benim de bir kocam vardı.
Eu tive um marido.