English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kızmadın mı

Kızmadın mı traducir portugués

196 traducción paralela
- Yani kızmadın mı? - Hayır, kızmadım.
- Então não estás zangada.
Buna kızmadın mı yani?
- Nem sequer está zangado?
Kızmadın mı? Ne kızması?
São as melhores notícias que me podiam dar!
Bana kızmadın mı?
Não está chateado comigo?
Şu an sence kızmadın mı? !
E não estou furioso?
Evet bu. Geciktiğim için kızmadın mı?
Não está dizendo isso por que está zangada por ter me atrasado?
Yani, boş boğazlık etmeme kızmadın mı?
- Então não me odeia?
Gelmediğime kızmadın mı?
Não estavas chateada por não ter aparecido?
Kızmadın mı?
Nem sequer te enfureces?
Kızmadın mı?
Não estás zangada?
Yalnız gitmeme kızmadın mı yani?
Não te importas que eu saia sozinha?
Kızmadın mı?
Não estás zangado?
- Kızmadın mı?
Não está zangado?
- Kızmadın mı?
- Não está aborrecido?
Buna kızmadın mı?
E achas isso bem?
- Olanlar için bana kızmadın mı?
- Não está zangada por causa do jantar?
Kızmadın mı yani?
Quer dizer que não estás chateada?
- Kızmadın mı?
- Não estás zangada?
- Buna kızmadın mı? - Hiç kızmadım.
- Mas não estás zangada?
Kızmadın mı, Joza?
Não está bravo, Joza?
Bana kızmadın mı? - Tabii ki hayır.
Você não está com raiva?
Yani bana kızmadın mı?
Isso quer dizer que não estás chateado comigo?
- Kızmadın mı yani?
É fantástico. - Não te importas?
- Kızmadın mı?
- Não estás zangado?
- Gerçekten kızmadın mı?
- Não estás mesmo chateado?
Custer umarım gelmemize kızmadın.
Espero que nos perdoe esta intromissão, Custer.
Bay Adare ve Leydi'nin onun yatak odasında yaptıklarını söylediğimde umarım çok kızmadınız bana.
Espero que não tenha ligado ao que eu lhe disse sobre o Sr. Adare e a senhora no quarto dela.
- Umarım kızmadınız.
- Sem ressentimentos, espero?
- Umarım kızmadınız.
- Espero não tê-lo ofendido.
- Bölmeme kızmadınız umarım.
Espero que não leve a mal por tê-Io interrompido, Almirante.
Bize çok kızmadın umarım.
Nos odeia?
Umarım kızmadınız, ben...
Espero que não se importe...
Çalıntı sığırı aldığınızdan dolayı kendinize kızmadınız mı?
Não foi você repreendido por guardar gado roubado?
Baba, San Feng'i kurtarmama kızmadınız mı?
Não te importa que salvasse a São Feng?
- Umarım kızmadın?
- Não ficou zangado?
- Bana kızdın mı? - Hayır, kızmadım.
- Estás irritado comigo?
Umarım bu gece Simon'ı ayarttığım için kızmadınız.
Espero que não se importem de vos roubar o Simon, esta noite.
Köylülerinin hatırına yaptığın için sana hiç kızmadım.
Se foi para o bem dos seus camponeses, tenho que aprovar.
Kızmadın ya? Hayır, bayım.
Não, senhor.
Para yüzünden kızmadınız mı?
Então não estava zangado por causa do dinheiro?
Umarım bize kızmadın. Senin raporunu ele geçirdik.
Espero que não se ofenda, mas conseguimos aceder ao seu relatório.
Umarım seni oradan götürdüğüme kızmadın.
Espero não estar zangada por subtraí-la das suas amigas.
Peki bu bana kızmadığın anlamına mı geliyor?
Então isso quer que não estás zangada comigo?
Umarım kızmadın.
Espero que não.
Nişanlın kızmadı mı?
O teu noivo não se importou?
Kızıp kızmadığımı sormayacak mısın?
Nem me vais perguntar se estou chateado?
Umarım kızmadın Musa.
Espero que não esteja aborrecido, Mussa.
Umarım kızmadınız.
Espero que esteja tudo bem.
Sana sormadım diye kızmadın umarım.
Não te importas que não te tenha convidado a ti?
Umarım bana kızmadın, Tatlı Benny'cik?
Não estás chateado, ou estás, Benky Wenky?
- Çünkü bunu bir randevu sandın. - Kızmadım.
- Porque achaste que isto era um encontro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]