English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kışi

Kışi traducir portugués

3,972 traducción paralela
Mabel'i seviyorum... Hem de çok. Hatta ona âşık olabileceğimi düşünüyorum.
Gosto muito da Mabel, penso até que poderia vir a amá-la, mas não estou apaixonado por ela como estou por si.
- Evet. Siz ve diğerleri için sandviç hazırladık,... gece yarısından önce işinizin biteceğini sanmıyorum.
Fizemos umas sanduíches para si e para os outros, pois duvido que deixem de trabalhar antes da meia-noite.
Taşındık derken sen ve küçük...
E com "nós", está a falar de si e...
Çünkü adam sana aşık ve sen bunu kullanabileceğini biliyorsun.
E como está apaixonado por si, sabe que pode usar isso.
Daha önce sensiz danışmanlık yapmadım.
Bem, nunca trabalhei sem si.
Thomas Pope, aile babası eş, çocuklar, iyi bir iş, iyi bir eğitim, ama bunlar gerçek kimliğinin sadece küçük bir kısmı.
Thomas Pope... Pai de família, esposa e filhos, bom emprego, educado, mas isso é apenas metade de si.
Artık bana dırdır etmek, .. bekçilik etmek, sitemler senin işin değil.
Não lhe cabe mais a si chatear-me, controlar-me, ou aproximar-se.
Ne yazık ki, yolun sonuna geldin.
Infelizmente, isto acaba aqui para si.
Ve bence Grace ölse bile, senin aleyhine tanıklık etmesi için bunu bulmamızı istedi.
E acho que a Grace queria que encontrássemos isto, para que depois da sua morte, ela pudesse testemunhar contra si.
Bence Carl Abrams'ı sen öldürdün çünkü sevdiğin kız ona ilgi duymaya başlamıştı... -... sana değil.
Veja bem, acho que matou o Carl Abrams pois a rapariga que ama, deu-lhe atenção a ele e não a si.
- Kızlar hakkında sana ve Larson biradere birkaç soru daha sormak istiyoruz.
- Gostaríamos de fazer mais algumas perguntas a si e ao Irmão Larson sobre as raparigas.
Senden hediye alan ilk kız olmadığımı biliyorum.
Eu sei que não sou a primeira rapariga a receber um presente de si.
Kendilerini ve aç yavruları beslemek için çiftin haftada 10 tane kayalık sıçanı yakalaması gerekiyor.
Para se alimentarem a si próprias e à sua cria faminta, o casal deve capturar mais de dez híraxes por semana.
Kıza yaklaşmak için neden Harker'ı kullanıyorsunuz?
Porquê envolver-se com o Harker para trazer a mulher para ao pé de si?
Ama artık döndüğüne göre sana baksam daha iyi olacak.
Mas, agora que regressou, preferia ficar aqui a cuidar de si.
Nefesini tutmayı ve tepinmeyi bırak! İyi bir kız gibi, oyuncaklarını topla ve Birleşik Devletlerin First Lady'si gibi davranmaya başla.
Pára de bater os pés, procura os teus brinquedos, como uma boa menina, e age como a Primeira Dama dos EUA.
- Hayır, öyle olmuyor senin kızlarla durumundan bahsedelim.
Nada disso. Vamos falar de si.
Elimi kıçınıza sokup paramın 2 katını sizden çıkarırım.
Vou atrás de si e pegar o dobro.
Sizin için yukarıda oda hazırladık.
Temos aposentos preparados para si.
Size ve kızınıza her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.
Desejo-lhe a si e à sua filha a maior das felicidades.
- Abartıcılık, kör bir bıçak. Size karşı asla kullanmayacağım bir şey.
A lisonja é uma faca mal afiada que nunca usaria contra si.
Annenin sana sahip çıkması gerektiği yerde bilakis ona sen sahip çıkıyordun.
Você a cuidar da sua mãe quando ela devia cuidar de si.
Belki ama eğer sen olmasaydın, elektrikli sandalyede kızarıyor olacaktım şimdi.
Talvez, mas se não fosse por si estava em frente à cadeira elétrica.
Yani, sadece sesinizi duyduğu zaman ona, karşısındakinin siz olduğunu hissettiren o ılık dalgalanmayı yaşayacak.
Por isso, quando ela ouve a sua voz, tem aquele sentimento que diz ter por si.
Bu yüzden, amcık demeden önce doktor diyeceksin.
Por isso... é Dra. Vaca para si.
ve senin için, dostum. 2 milyon dolarlık hamiline Hollanda tahvili.
E para si, meu amigo, 2 milhões de dólares em títulos holandeses.
Yalnız başına kalp, serumu kılcal damarlara gitmeye zorlayacak kadar basınç üretemiyor.
O coração, por si só, não consegue gerar a pressão necessária para empurrar o soro até às veias capilares.
Sizin için büyük şanssızlık.
Que infelicidade para si.
Geçen yıl öldü. Kızını koruyamamanın acısıyla öldü.
Morreu o ano passado, destroçado por não ter protegido a filha de si.
Kadromuzda son anda bir açık oluştu.
Temos uma vaga para si.
Halley'si kızkardeşim oynamıştı. Acayip kıskanmıştım.
A minha irmã fez de cometa Halley, fiquei com tanta inveja.
Chad yeminli ifadesini verdi. Senin aleyhine tanıklık edecek.
Chad assinou o depoimento e vai testemunhar contra si.
Şimdiyse gezegendeki en akıllı insanların yaşadığı, en kalabalık şehirde kanını içmek için senin en küçük izlerini arayan, gazetecilerle dolu bir binanın içine giriyorsun.
Agora está num prédio cheio de jornalistas desesperados por uma pista sobre si... Na maior cidade da nação mais poderosa do planeta que quer o seu sangue.
Bir baktık ve dedik ki "İşte bu Togo"
Olhámos para si e dissemos : "Este é o nosso homem".
Amir Berenson, size alışılmadık bir düzeyde güveniyor Bayan Sherazi.
O diretor Berenson mostrou um grau invulgar de confiança em si,
Suç listen oldukça kabarık. İçinde bir polisi katletmek de var. Bu işin sonu hiç hayırlı değil.
Temos uma longa lista de acusações contra si, sendo matar polícias uma delas, e isso não vai acabar bem.
Ve küçük bir kaşık da var burada.
E com uma colherzinha para si.
Varoluşumu sağladığınız için size derin bir bağlılık ve sonsuz itaat duyuyorum, tek ve gerçek efendim.
É com a maior gratidão pela minha criação, que juro minha obediência a si, meu único Mestre.
Bazı insanların içinde vardır, bir tohum gibi ve o tohum filizlenmez, öylece oradadır ve ne zaman sulamaya başlarsınız, motora atlar ve gaz kolunu çevirirsiniz ve o duyguyu hissettiğiniz an bu iş tamamdır, tohum artık filizlenmiştir ve hiç bir yere gitmez,
Algumas pessoas têm dentro de si, é uma semente e a semente nunca germina, mas continua lá e se você alguma vez colocar a água, vsubir em uma moto, girar o acelerador, sentir a sensação... a semente germinou, e nunca, não deixando, até o dia que você tomar o seu último suspiro você entra nisso tratando de seguir uma moda, porém você se torna um purista... é um motociclista... porque a semente sempre esteve lá. Este fato...!
Komutan senin için tanıklık yapacak.
O Comandante testemunhará por si.
Buradaki bir zaferin kariyerime büyük katkı sağlayacağı doğru ama nasıl kız kardeşinizin cinayeti sizin için kişiselse çocukların öldürülmesi de benim için kişisel.
Sim, uma vitória aqui vai ajudar a minha carreira, mas as crianças mortas, torna este caso pessoal para mim. Tal como o assassinato da sua irmã é para si.
Yan masadan si-silahı aldım, dışarı çıkınca adamı vurdum.
Então, eu fui buscar a arma à mesinha de cabeceira, e quando ele saiu, alvejei-o...
Beth, susma hakkını kullanmazsın, çünkü kendine karşı tanıklık edemezsin.
Beth, não vai poder invocar a quinta emenda porque não vai estar a testemunhar contra si.
Onun için bu da yardakçılık yaptığın için bir mahkeme celbi.
E é por isso que isto é um pedido para apresentar queixa contra si por cumplicidade após o ato.
Birinin sizi öldürmek için kiralık katil tutuğuna inanıyoruz.
Acreditamos que alguém pode ter colocado um preço sem si.
Bir yıldır sizin takımınızı araştırıyoruz ve yığınlarca delil topladık size ve arkadaşlarınıza uzanan.
Temos investigado a sua equipa há um ano, e temos provas fortes contra si e os seus amigos.
Bu biz açlıktan kıvranırken kendine sakladığı yiyecek, değil mi?
Isto é de facto comida que eles estava a guardar para si próprio enquanto nós andamos aqui esfomeados... não é?
Bugün biraz doluyum fakat sanırım sizin için bir ayrıcalık tanıyacağım.
Bem, estou ocupado hoje... mas posso fazer uma excepção para si.
Kendi aleyhinde tanıklık yapmama hakkı.
O direito a não se incriminar a si próprio.
Beyaz adam en güzel kadınları kendine ayırdı hatta İncil'in en güzel kısımlarını benden sakladı.
O homem branco escolhe as melhores mulheres para si mesmo, até fica com a melhor parte da Bíblia.
Ne zaman ve eğer sana hamle yapmaya karar verirsem sendeki idrak eksikliği perdesinin arasından uzanacak ve karanlık bir arka sokakta ya da korkakça bir köşede değil de güpegündüz yakalayacaktır.
Quando e se eu escolher que a minha mão caia sobre si, chegará através do véu de sua incompreensão e irá atingi-lo não num beco escuro ou num canto cobarde, mas em plena luz do dia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]