Larita traducir portugués
37 traducción paralela
Onunu jeton olarak ver, Larita.
Dá-me os dez em fichas, Larita.
Bu benim eşim, Larita.
Esta é a minha mulher, Larita.
Ülkenizin adamlarıyla aynı cephede savaştım, Larita, ve ailemizde bir yoldaşın olması bizim için onurdur.
Lutei lado a lado com muitos compatriotas seus, Larita, e devo dizer que é uma honra ter uma camarada na família.
Belli zaman aleyhimize işliyor, neden Larita'ya odayı göstermiyorsun?
Já que o tempo está tão claramente contra nós, porque não mostra o quarto de bebé à Larita?
Anne, Larita ve ben, Londra'da bir ev bulmak istiyoruz.
Mãe, eu e a Larita gostávamos de arranjar uma casa em Londres.
Larita'nın kollarında, anlaşılan.
Nos braços da Larita, parece.
Larita çok hoş bir isim.
Larita é um nome tão bonito.
Sarah Hurst, seni eşimle tanıştırayım, Larita Whittaker.
Sarah Hurst, queria apresentar-lhe a minha mulher, Larita Whittaker.
Larita, benim bunaltıcı kardeşim...
- Larita, o meu irmão cansativo...
Peki John, Larita'nın ailesi düğüne katılabildi mi?
Então, John, a família da Larita pôde assistir ao casamento?
Yapılacak çok şey var, Larita.
Há muito que fazer, Larita.
Sen avlanıyorsun, diye düşünüyorum, Larita?
Caça, presumo, Larita?
Kasırgaya hazır ol, Larita.
Prepare-se para o furacão, Larita.
Neden Larita hep geç kalıyor?
- Porque é que a Larita se atrasa sempre?
John kırsalda yetişti, Larita.
O John foi criado no campo, Larita.
Sevgili La-La-Larita.
- A encantadora La-La-Larita.
Larita.
Larita.
Larita!
Larita!
Bazıları Larita ile içerde olmak için canını verirdi.
Há pessoas que matariam para estar dentro de casa com a Larita.
Philip söyledi bunu, Larita değil.
O Philip é que disse, não a Larita.
Marion, Larita'nın ilk kocası kanserden öldü.
Marion, o primeiro marido da Larita morreu de cancro.
Larita, bak, Edgar'a benzeyen başka birini daha buldum.
Larita, veja, encontrei outro parecido com o Edgar.
Larita?
Larita?
Larita, Philip'le flört ediyor.
- A Larita está a fazer olhinhos ao Philip.
Hazır mısın, Larita?
Monte, Larita.
Larita kanlı sporlardan hoşlanmadığını gizlemedi.
A Larita não escondeu a sua aversão a desportos sanguinários.
Bence Larita ve ben gitmeliyiz.
Eu acho que, talvez, eu e a Larita devíamos ir embora.
Sana söylemeden Larita ile evlendiğim için korkak gibi davrandığımı düşünüyor musun?
Acha que me portei indignamente casando com a Larita sem lhe dizer?
Gerçekten yardımcı olmak istiyorsan, Larita, bence ne yapılması gerektiğini biliyorsun.
Se quer mesmo ajudar, Larita, acho que sabe o que é preciso.
Larita senin tipin, değil mi, Baba?
A Larita é o seu tipo, não é, pai?
Değil mi, Larita?
Não acha, Larita?
Seni anlamıyorum, Larita.
Não a percebo, Larita.
Larita'nın başı ağrıyor, yukarıda.
A Larita está lá em cima com dor de cabeça.
Larita iyi mi, gidip bakmalısın.
- Devia ir ver se a Larita está bem.
Larita, nereye gidiyorsun?
Larita, onde vai?
- Larita?
- Larita?