Lav traducir portugués
409 traducción paralela
En yakın gezegen olan Jüpiter de ise dev buz ve lav tepeleri bulunuyordu ve bunların üzerleri de hidrojen kaplıydı.
O mundo mais próximo era Júpiter, com vastas falésias de lava e gelo, com hidrogénio a arder nos cumes.
Lav altında kalan kasaba bu maden de diğer tarafta.
A cidade enterrada pela lava do vulcão, e a mina fica no outro lado.
Hatırlıyorum da bir keresinde çok yorgundum çünkü lav alanlarında yürümüştüm ve sahilde uyudum.
Lembro uma vez, eu estava muito cansado porque havia andado num campo de lavas, durante muito tempo. Estava deitado, na praia... e senti algo tocando minha perna.
Lav, bizi yukarı püskürtüyor!
A lava está a empurrar-nos para cima.
- Evet, anneciğim. "Sör Lav..."
- Sim, querida.
Lav silahını al!
Traz o maçarico!
Burası bir zamanlar yanardağ lavının yer altı çıkışıymış.
Foi em tempos um saída subterrânea para a lava vulcânica.
Erimiş lav denizine ışınlanabilirsiniz.
Podem aterrar num mar de lava liquefeita.
Yanılıyorlarsa ve bir lav gölüne ışınlanırlarsa...
Se se enganarem e descerem numa poça de lava...
Kayalık, lav temelli.
Há rocha, base de lava.
Bir lav tünelindeyiz.
Estamos numa chaminé de lava.
Kayaların bir lav nehiri tarafından oyulduğu yerin merkezine doğru giden bir mağradayız..
Uma caverna aberta através da Terra, por um rio de rocha em fusão.
Bak, bu yeni kılavız sisteminde onu bir binaya gönderdiğinde sana kaçıncı kat ve hangi oda diye soracak kadar.
Com este sistema, se o mandares destruir um edifício, ele pergunta-te que andar e que divisão.
Kılavız sistem hakkındakileri senden alacağım.
Hei-de descobrir sobre o sistema de orientação.
Alev makinası, Lav silahı mı?
- Lança-chamas?
Lav silahı mı?
Lança-chamas?
Bir sapan, bir makineli ve birde lav silahım var.
Temos um lança-chamas.
- Fasulye koltuklar, lav lambaları.
- Cadeiras com sacos de feijão.
Gözkapaklarımdan mı? Tıpkı Kalapagos Adaları'ndaki lav kertenkeleleri gibi.
Sim, como os lagartos de lava nas llhas Galápagos.
Jartiyer giyiyor ve sanki bir lav kertenkelesi gibi gözkapaklarının ardından nefes alıyor.
Está usando ligas e respirando através das pálpebras como um lagarto de lava.
Etrafta bir sürü bina enkazı uçuşup duruyor, bir sürü ağaç ve lav.
Há sempre muitos fragmentos no ar. Madeira e... lava.
Yakıcı ısı, erimiş kükürt dolu lav nehirleri!
O calor avassalador, os rios escaldantes de enxofre fundido.
Bu bizim virüsümüz LAV'nin bir resmi, Gallo kendi virüsünü HTLV-III diye adlandırıyor.
É o nosso vírus LAV, que ele disse que era a dele e chama-lhe HTLV III.
Dr. Gallo'nun HTLV-III prototip izolatının genetik dizisi bizim LAV virüsümüze göre % 1'den az değişken.
A sequência genética do HTLV III de Dr. Gallo se difere do nosso vírus, LAV em menos de um 1 %.
Bildiğime göre bu No'Mat'ın lav mağaraları içinde, derin bir meditasyonu içeriyor.
Aprender sobre ele, ensina sobre você mesmo.
Trafik Raporu : Lav akışı yüzünden, 1. Otoban kapanacaktır...
Estado do trânsito : fluxos de lava fecham a Auto-estrada nº1... para sempre!
- Lav kanalları. Buradan akar.
A montanha derretida deve invadir tudo isto.
Türkçe altyazı : battuta
Legendado por Lav!
Lav nehirlerinin yanında süzülmek, ateşten duvarlar geçmek pek sayılmaz.
Ladear rios de lava, paredes de fogo é inverosímil.
Peki ya lav kayalarının hoş bir kutusu?
Que tal umas pedras de lava?
Tabi ruhunuzu Lav adamdan sakınabildiğinizi varsayıyorum.
Supondo, como é evidente, que a vossa alma possa iludir os Homens Lava.
Lav kubbesine bir göz atmak istiyorum.
Quero ver a cúpula de lava.
Tepeden daha çok lav geliyor!
Vem aí mais lava pela montanha abaixo!
- Lav.
- Lava.
- Lav?
- Lava?
Bu lav.
É lava.
Olber'ı arayıp ona muhtemel riskin lav olduğunu mu söylememi istiyorsun?
Queres que eu telefone ao Olber e diga-lhe que o risco eminente é lava?
Bunun çılgınca geldiğini biliyorum, ama volkanik lav sokağa akıyor.
É inacreditável, mas é como se lava vulcânica se estivesse a espalhar pela rua.
Sadece lav olarak tarif edilebilecek bu şey.. .. Wilshire'ın yanındaki Stanley Caddesi'nde ilerliyor.
Que apenas pode ser descrita como lava está a dirigir-se através da Avenida Stanley, a seguir à Wilshire.
Kimsenin lavın önüne geçmek için bir fikri yok.
Não haverá uma maneira de parar esta lava.
Bu bir lav bombasıydı.
É uma bomba de lava.
O lav.
É lava.
Tamam, lav.
Tudo bem, é lava.
Tamam, artık bu şeyin lav olduğunu biliyoruz.
Tudo bem, nós sabemos que aquela coisa é lava.
Lav bir delikten çıkıyor.
Esta lava está a mover-se devido ás fendas.
- Hey, lav otobüsün çevresinden dolaşıyor.
- A lava cercou o autocarro!
Durmak bilmez bir lav akıntısı sokağın kendisini eritiyor.
Montes de lava a derreterem a rua.
Şu lavı durdurduğumuzda elinizdeki herşeyi aynı anda kullanın, böylece kabuk bağlar.
Assim que conseguirem parar a lava, larguem tudo sobre ela para formar uma crusta.
- Red Line'da lav akıntısı var.
- A Linha Vermelha está cheia de lava.
- Daha önce hiç şehir altında lav takip etmedim.
Nunca vi a lava por baixo de uma cidade.
Ben lavım.
Sou lava.