Lavaş traducir portugués
238 traducción paralela
Sonra üstüne şarabı yuvarlarsınız.
Depois lavas a garganta com vinho.
Niçin saçının şu platin rengini değiştirmiyorsun?
Porque não lavas essa tinta da sua cabeça?
Hatırlıyorum da bir keresinde çok yorgundum çünkü lav alanlarında yürümüştüm ve sahilde uyudum.
Lembro uma vez, eu estava muito cansado porque havia andado num campo de lavas, durante muito tempo. Estava deitado, na praia... e senti algo tocando minha perna.
Aşınana kadar mı yıkanacaksın?
Lavas-te tanto que ainda desapareces.
Çay takımlarını kaldır, Cissie, ve her bardağı iyice yıkadığından emin ol.
Leva isto agora. E vê se lavas cada chávena muito bem.
Ve sakın çamaşır yıkamayı unutma.
Vê se te lavas.
- Yemekten önce ellerini yıkamaz mısın?
- Não as lavas antes de comer?
Pekâlâ... - Yıkanırsın. Yarın da ayrılırsın.
Lavas-te e amanhã vais-te embora.
Çamaşırcısı mısın?
Lavas a sua roupa suja?
Önce fırçayı ıslatıyorsun.
Primeiro lavas a escova.
Benden sık yıkanıyorsun.
Mas lavas muito mais vezes do que eu.
- Çünkü dişlerimi fırçalamıyorsun.
- Porque tu não me lavas os dentes
Neden biraz toparlanmıyorsun?
Porque não te lavas?
Önce, tüm arabaları yıka, cilala.
Lavas os carros e depois enceras.
Sen benim arkamı temizleyeceksin, ben de seninkini..
Tu lavas-me as costas, eu lavo as tuas.
Benim mekanımı temizliyorsun.
Lavas-me o chão.
İç çamaşırı temizleyicisi oldun.
Lavas roupa interior.
Nancy, lütfen şu bulaşıkları yıkar mısın?
Olha, Nancy. Por que não lavas estes pratos?
Bu öğleden sonra evimiz soyuldu.
Sim, tenho roupa para lavar. Quando lavas a roupa, usas a água quente toda.
Efsaneyim. Ve neydi şunun adı? Hani, halının üstünde gezdiriyorsun da "whrrrr" diye ses çıkarıyor.
Por que não tomas um duche e lavas esse odor especial?
İki haftadır banyo yapmıyorsun.
Há duas semanas que não te lavas.
Bulaşıkları yıka. Yarın yıkayacak daha çok bulaşık olacak.
Hoje lavas os pratos, amanhä tens mais para lavar.
Neden başka insanlar gibi arada bir bulaşıkları yıkamıyorsun?
Porque tu, às vezes, não lavas a louça como as pessoas civilizadas?
Alexander, şunu alıp yıkar mısın, lütfen?
Alexander, apanhas isso e lavas, por favor?
Neden temizlenip, evin hanımıyla tanışmıyorsun?
Porque nao te lavas e vens conhecer a minha senhora?
Arabamı yıka, tamam mı?
Lavas-me o carro?
Temizliğini de sen mi yapıyorsun?
- Também lhe lavas a roupa?
İç çamaşırlarımı da yıkarmısın?
- E lavas a minha roupa interior?
- Evet.
- Lavas a banheira?
- Ne kadar sıklıkta dişini fırçalarsın, Ralph?
- Quantas vezes lavas os dentes, Ralph?
Üzerine sinen... Tomas'ın ve Ray'in kokusunu temizleyince... bayağı çekici olabilirsin.
Lavas-te... da porcaria do Tomas e do Ray.
- Sonra yıkarsın, orda bekle.
Lavas depois.
Tuvaletleri temizle, bulaşık makinesini doldur, masaları temizle ve çöpü boşalt.
Limpas as retretes, lavas a loiça, levantas as mesas e tratas do lixo.
Bunları hiç yıkıyor musun?
Nunca lavas os copos, Joe?
Bir daha duş alırken en son benim kullandığımı ve ilk senin kullandığını düşün.
Na próxima vez que tomares duche, pensa na última coisa que eu lavo e na primeira coisa que tu lavas.
Bunlar q'lavas... kişisel favorim.
Isto são q'lavas. Um favorito pessoal.
Ama sorun değil çünkü senin inşa ettiğin yerlerinde dolandığım... ve senin benim kurduğum duşakabinde duş aldığın bu yerde yaşıyorum.
Mas tudo bem, porque vivo num lugar onde subo degraus feitos por ti, e tu lavas-te no meu chuveiro.
- Akşam yemeği için ellerini yıkamalısın.
Devias lavas as mãos antes do jantar.
Git ve şu donunu temizle!
Nunca lavas as cuecas?
Ağır ol kovboy.
- lavas os pratos, fazes crochet, tudo o resto.
Ellerin?
Não lavas as mãos?
Ermalinda aynı gömleği her gece yıkadığını söylüyor, doğru mu?
A Ermelinda diz que lavas a mesma camisa todas as noites.
Saçlarını yıkıyorsun.
Agora lavas o teu cabelo.
Sen git de pis perdelerini yıka pasaklı kadın!
E vê se lavas essas cortinas, sua vaca badalhoca!
Kendini iyice temizlediğinden emin ol.
Vê lá se te lavas bem.
Bulaşıkları sen neden yıkamıyorsun, Bob?
Porque não lavas tu a loiça Bob?
Neden meditasyon yapmayı kesip, bulaşıkları yıkamıyorsun?
Porque é que não meditas sobre o lava-loiça enquanto lavas a loiça?
Maalesef bu ülkede sutyenlerimi yıkıyorsun.
Bem, neste país tu lavas os meus sutiãs.
- Dişlerinizi fırçaladınız mı?
- Lavás-te os dentes?
Üstünü başını kendin yıkayacaksın!
Lavas as tuas vestes. Calças.
Nerede yıkanıyorsun?
Onde é que te lavas?