English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ L ] / Legos

Legos traducir portugués

78 traducción paralela
Bana maket oyuncak alsan olur.
Podem ser uns legos.
- Legolarımdan biri.
- Um dos meus Legos.
Şu Lego şeylerine ne dersin?
Que tal um jogo de Legos?
Hala bir kaç legom duruyor.
Ainda tenho alguns dos meus Legos.
Gidip legolarımla oynamalıyım.
- Vou brincar com os meus Legos. - Tudo bem.
- Legos desem yeter.
- Como peças de Lego.
17 yaşıma kadar Legolarla oynadım ve bir renk uzmanına gittim, ben renk körüyüm.
Eu brinquei com Legos até ter dezassete anos e eu vou ser decorador porque sou prematuramente cinza.
Ben LEGO'yum.
Eu como Legos.
- Hangi salak kapının önüne LEGO'larını bırakır ki?
Mas que idiota deixa os Legos mesmo em frente à porta?
Hazır buradayken, LEGO setimle uzay komuta merkezinin fotoğrafını da al bakalım.
Já que estás de visita, aqui está o meu conjunto de Legos e uma foto do centro de comando espacial.
Yaratıcı şeylere bakalım mesela lego inşaatı.
- Quer dizer... olha para as coisas fantasticas que contruí com estes legos.
Dinozorları çok çirkin ve onun çok fazla Lego'su yok.
Os dinossauros dela são feios e quase não tem Legos.
Çocuklar, topuklu ayakkabılarımı lego kutunuzun içinden çıkartın.
Tirem da caixa de Legos os sapatos de stripper da mamã.
Pikseller, lego büyüklüğündeyken doku karakteristiği yapmak imkansız.
A caracterização dos tecidos é impossível quando os píxeis são do tamanho de legos.
6 yaşındaki yeğenim Legolarla oynuyor.
Bem, o meu sobrinho de seis anos brinca com Legos.
Porter bütün legoları aldı.
O Porter apropriou-se de todos os Legos.
Yalvarıp durdum ve tek aldığım aptal bir logo setiydi çünkü benim feminist annem benim klasik cinsiyet geleneklerine uymamı istemiyordu.
Pedi e pedi, mas tudo o que consegui foi um estúpido conjunto de Legos, porque a feminista da minha mãe não me queria sujeitar aos tradicionais estereótipos.
10,000 dollar... Kullanılmış legolar ve mini sandalyeler için mi?
Dez mil dólares por Legos usados e uma cadeira com penico?
- Demek öyle. - Evet, mesela küçük Timmy'nin doğum günüdür ve birisi ona oyuncak almasında yardımcı olur.
Sim... caso um pequenote faça anos, ou alguém precise de Legos, algo assim.
Peki şimdi neden bazı şeyleri düzeltmek için Bay Griffin'e legolarını göstermiyorsun?
Agora, porque não fazes as pazes com o Sr. Griffin... mostrando-lhe os teus Legos?
Legoların mı var?
Tens Legos?
Legolardan yapılmış bir ayakkabı giymemi de istediler.
Também querem que eu use sapatos feitos de Legos.
Ben lego almıştım.
Eu comprei-lhe legos.
Legos'taki UNICEF programına kabul edilip dört ay boyunca orada kalmadan önce.
- antes de ser aceite no... programa da Unicef em Lagos onde esteve nos últimos quatros meses.
Şey, GI Boblarla bu legolara süpriz bir atak yapıcam.
Bem, os GI Bobs vão ser um ataque surpresa para esses Legos.
Önce Legolar çatışma noknasına gidicek, ne yaptıkları önemli değil onlar yem.
Assim que os Legos cheguem à zona da morte, não importa o que fazem, vão a baixo.
Drew'e teşekkür etmelisin Legolarla nasıl saldırı yapılıcağını öğrettiği için.
Agradece ao Drew por te ensinar como atacar os teus Legos.
Bu iş legolarla oynamaya benzemez.
Isto não é como brincar com Legos.
Kardeşimin Lego Ölüm Yıldızını eBay'de sattım ve geriye bu kadar kaldı.
Vendi uns Legos do meu irmão no E-bay e só o que sobrou foi isso.
Aletlerim, fırıldağım, çıngırağım, sopalarım, ıstakam, legolarım.
Os meus berlindes, o meu tripé, os meus pauzinhos, os meus brinquedos, as minhas maracas, os meus legos.
- Baba, benimle lego oynasana.
Papá, venha construir Legos comigo.
Bir saniyeliğine mini-komaya gireceğim ve sonra gelmiş geçmiş en iyi lego savaşını yapacağız.
Mas antes, vou entrar num mini-coma só uns segundinhos e depois vamos ter a melhor batalha de Legos de sempre.
Ben sadece sana parçaları veririm.
Mas dou-te legos.
Gidecek legolarıyla, arabalarıyla oynayacak.
Vai brincar com os legos e com os carros.
Dean'in havalandırmaya attığı legolar. Bugün bile sıcak hava geldiğinde tıkırdadıklarını duyuyorlar.
Os legos que Dean deitou na conduta do ar, até hoje, quando aquece, dá para ouvi-los a bater.
Söylemem lazım ki, Lego'ları hareket ettirmek yetmiyor insanın kalbine dokunması lazım.
- Não basta os Legos mexerem-se têm também de enternecer. - Está bem, dou-lhes mais uma pista.
İtici, hastalıklı yüzler, yanmış pilastik gibi.
Carrancudas, caras com dores, Caras como legos queimados.
Yani tüm park legolardan mı yapılmış? Evet.
Há uma cidade inteira feita de legos?
Legolarla oynamak için saat geç değil mi?
Já é tarde para brincar aos Legos, não achas?
Hiçbir şekilde düşünülmeden alınan bu karar beni, sicim teorisinin geleceğini ve Lego ile eğlenme vaktimi nasıl etkiliyor!
Uma acção em que não tiveram qualquer consideração sobre o modo como isso iria afectar-me e ao futuro da Teoria das Cordas, ou o meu tempo de diversão com os Legos!
Dostum, bu şeyi Legolardan yapıyorsan nasıl doğru olabilir ki?
Como é que isto pode estar bem, se o fizeste com Legos?
- Benim legolarım.
- Os Legos são meus.
- Legolarını almıştım.
- Tirei-lhe os seus Legos.
Onlar Lego.
Isso são legos.
Ama sizin bilmediğiniz bunlar, birinci aşama Legoları.
Mas o que a senhora não sabe é que são legos da primeira fase.
Bu bayan büyün eski Legolarını satın alıyor.
Esta senhora vai comprar os teus velhos legos.
Legoları boşaltın, anne gelip oynayacak sizinle birazdan!
Despeja os Legos e a mãe vai brincar contigo num minuto.
Ve enkaz parçalarıyla oynayan bir çocuk gördüm sanki Lego'ymuş gibi.
E vi uma criança sentada, a brincar com bocados de destroços como se tivesse Legos.
Hayır, içinde legolar ve resimler var.
- Não. São os legos e as fotos.
O birbirine bağlanan oyuncaklara ne denirdi...? - Lego?
Legos?
Logo mu?
Ou legos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]