English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ L ] / Leis

Leis traducir portugués

3,764 traducción paralela
Yasalara uy!
Obedece às leis!
Yasalara ihtiyacımız var.
Precisamos de leis.
Tanrı erkekleri için kanunlar yaptı. Bu yasaları şeytan, barışçıl yürüyüşü olan erkekler olmadan uygulayamaz. * * *
Deus fez as leis para governar os homens, mas sem homens para fazer cumprir essas leis os terrores do mal marchariam imperturbados
Gizli bir ihbar yoluyla Gece Subayları Floransa Cumhuriyeti yasalarına ilahi ve doğal kanunlara aykırı olan Leonardo Da Vinci'nin işlediği eşcinsellik eyleminden haberdar olmuştur.
Os Oficiais da Noite foram informados através de uma denúncia anónima... que Leonardo di ser Piero Da Vinci cometeu, violando as leis da República de Florença e a lei divina e natural, o grave crime de sodomia.
Veya Cumhuriyetimizin kanunlarını istediğin gibi eğip bükecek misin?
Ou desprezais as leis da nossa república a vosso bel-prazer?
Floransa'nın çağdışı kanunları veya bilhassa sen ; bunu yapamazsınız.
Nem as leis desatualizadas de Florença e muito menos... muito menos... tu.
Bu kanunlarımıza inanmayan bir adam.
Isto é um homem que não acredita nas nossas leis.
Ayrıca, konağınızda ozanlara iltimas ettiğinizi halkınızın kanunları uygulamanıza, adaletinize ve kurallarınıza saygı duyduğunu biliyorum.
Eu também sei que favoreceis os poetas na vossa corte, e que o vosso povo respeita as vossas leis, justiça e reinado.
Yeni bir yasaya sponsor olabiliriz.
Podemos sempre apoiar outras leis.
Ben ne yaptın? Diyet yasalarını mı bozdum?
Que fiz, desobedeci às leis dietéticas?
Değişen kanunlardır.
São as leis que mudam.
Edendale'de yasalar var.
Nós temos leis aqui em Edendale.
Bazen çoğunluğun iyiliği için kanunların çarpıtılması ya da çiğnenmesi gerekir.
Por vezes as leis têm de ser quebradas por um bem maior.
Şimdi de hangi kararların uygulanacağına mı karar veriyorsun?
Agora decide que leis valem a pena seguir?
O, devletlerimizin temeli. O, kanunlarımızın benimsediği model ve hayat yolculuğunun kutsal bir rehberi.
É os alicerces dos nossos governos, a impressão das nossas leis, um guia sagrado para a viagem da vida.
Oğullarım Tanrı'ya iman etmek ve onun buyruklarına uymak üzere yetiştirildiler.
Os meus filhos foram criados para confiar em Deus e a obedecer às suas leis.
Hükümdarlığın bilgece, adil ve Tanrı'nın kanunlarına uygun olsun.
Que tu reines com justiça e sensatamente... e de acordo com as leis de Deus.
Musa'nın Sina Dağında almış olduğu kanunlar ve tarihler korundular ve Yuşa, Samuel ve Krallar kitaplarıyla beraber derlendiler.
As leis e histórias, que Moisés recebeu no Monte Sinai, são conservadas. E são compiladas com os livros de Josué, Samuel e Reis.
Daha sonra Tanri'nin yasalarini cikardi
Depois... deu-lhes as leis de Deus.
Artik yeni yaslarimiz var bizi vaat edilen topraklara goturmek icin
Temos novas leis, que nos preparam para a terra prometida.
Bazi insanlar Tanri'nin Musa'ya verdigi yasalari toplumun refahi icin yararli olacagina inaniyorlardi
Os fariseus acreditam que o bem-estar da nação, depende do observar estritamente as leis que Deus deu a Moisés.
Yasalarimizla dalga geciyor Geleneklerimizi hor goruyor
Ele ridiculariza as nossas leis insulta as tradições dos nossos antepassados.
Vali, Eğer sen bu adamı bugün serbest bırakırsan... Tanrı'ya gözlerini dikmiş bu kişilerin... yaptıkları şeyler için... bizler sorumluluk almayacağız.
Prefeito não podemos ser responsabilizados pelo que o povo possa fazer hoje, com toda atenção posta em Deus se libertar um homem que desrespeitou as nossas leis sagradas.
Vampirlerin insanlardan farklı bir besin kaynağı olduğunda huzurlu, yasalara saygılı, vergilerini ödeyen vatandaş tipine geri dönmelerini umuyorum.
Assim que os vampiros tiverem sustento... diferente de seres humanos, tenho esperanças de que eles vão voltar a ser membros pacificos, cumpridores das leis, e pagadores de impostos da nossa sociedade.
- Konu ben değilim!
- Vai contra as leis da natureza. # - Isto não se trata de mim!
Bu yüzden adaletsiz yasalarına başkaldıralım.
Então vamos desafiar estas leis injustas.
Dünyaya hukuk devleti olduğumuzu gösterelim ve mümkün olduğu yerde adaleti merhametle sağlayalım.
Vamos mostrar ao mundo que somos uma nação de leis e que, quando possível, podemos utilizar justiça com compaixão.
Hükümet, AUK hakkındaki yasağı kaldırmayı kabul ediyor ve ırkçı kanunları kaldırıyor.
O governo concordou em levantar o embargo ao ANC e anular as leis raciais.
Bu mahkemeye ve temsil ettiği kanuna, saygıdan başka bir duygu beslemiyorum.
Respeito o Tribunal e as leis que representa.
Yasaların uygulanması gerekir Nick.
As leis têm de ser respeitadas, Nick.
Başınızı ağrıtmak istemem ama Louisiana'da bina içi havanın temiz tutulması konusunda katı kanunlar vardır. Siz bu kanunları şu anda çiğniyorsunuz. Sigaralarınızı dışarıda içerseniz...
Não quero incomodar, mas aqui na Louisiana temos leis rígidas sobre fumar em ambientes fechados e vocês estão a violá-las, então, se pudessem fumar lá fora...
- Sonra Florida kanunlarını değiştirdiler.
E também mudaram as leis na Florida.
Gıda ve İlaç Bürosu ve Florida kanunları ile ilgili konuşmaların kendi bölgemde Oxy satışlarımın neden düştüğünü açıklamıyor.
Essa conversa toda da FDA e das leis da Florida não explica porque as vendas de oxicodona têm baixado no meu distrito eleitoral.
Burada, Teksas'ta kanunlarımız var.
Temos leis aqui, no Texas.
Kanunlar göz ardı edilebilir.
- As leis podem ser contornadas. - Não por mim.
Dallas Polisi, Teksas kanunlarını uygulamak için burada!
A polícia de Dallas está aqui para executar as leis do estado de Texas!
Tanrı'nın çocuğu Şahin, felaket dizgesi tarafından seçildi.
Falcão, foste escolhido pelas leis da casualidade para seres o nosso descendente.
Kaderin dokuduğu ipliğin ağları örüldü.
Finalmente os fios regidos pela leis da causalidade se entrelaçaram.
Tanrımız Rayetso'nun kanunlarına göre savaştan kaçma suçu liro kardeşleri veya kendi sınıfına da yansır.
Nas leis do Nosso Deus Rayetso, fugir da batalha reflecte nos irmãos do seu Liro ou Caste.
Bu çok eski yasalarımızdan biri.
É uma das nossas antigas leis.
Bu ülkede artık etkili bir kanun yok. Benzin istasyonu soyunca 5 yıl yiyorsun.
Não há leis a sério neste país, apanhas cinco anos por roubar uma bomba de gasolina.
Rapordaki önerin, gizlilik kurallarını ihlal ediyor. Bunu biliyorsun.
O que propõe no seu relatório viola as leis da confidencialidade.
Yayımlama kanunları açıktır, Bay Graham.
As leis por difamação são claras, Sr. Graham.
Çağdaş yaşamdaki çoğu şey gibi o da kapitalizm, din, sağlık kanunu ve statülerin karmaşası.
Como tanto da vida moderna, é uma mistura de capitalismo, religião, código sanitário e leis.
ve yasalar sadece ayrıcalıklı zümreleri koruyor
E as leis que apenas protegem os privilégios são tirania.
Yasalara uyulması gerekir.
Deve-se obedecer às leis.
Yasaların üstünde insanoğlu var.
Além de todas as leis, existem seres humanos.
Fakat insanların kanunları tanrıların onlar üzerinde çalışması ve şekillendirmesinden fazlasını gerektirir.
Mas as leis do Homem estão muto abaixo do trabalho dos Deuses.
Burası zorlu bir yer.
As leis são duras aqui.
- Kanunlara saygılı bir insanım.
- Sou um homem das leis.
- Ve yasalar insanlar içindir.
- As leis são para as pessoas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]