Limerick traducir portugués
45 traducción paralela
- Limerick'e yürüyeceğiz.
- Caminharemos até Limerick.
- Limerick mi?
- Limerick?
Four Courts'u, Limerick'i ve Cork'u ele geçirmişler.
Ocuparam as Four Courts, Limerick, Cork.
Telaşlanma, yarı Limerick'li yarı kuzey İrlanda'lı...
- Não pode ficar com ele. - Não se preocupem.
-... birini istemem zaten - Hep öyle derler.
Não quereria nada metade de Limerick, metade da Irlanda do Norte.
Tanrının dünyayı yarattığını bilmezsen döverlerdi.
Batiam-nos se não soubéssemos que Deus criou o mundo, ou qual era o santo padroeiro de Limerick.
Adınız Limerick kökenli değil.
"McCourt." Não é um nome de Limerick.
Babam, Limerick'in yollarını avcunun içi gibi biliyordu.
O meu pai conhecia as vielas de Limerick como a palma da mão.
İş Limerick çimento fabrikasındaydı ama babam yine de gömlek giyip kravat takmıştı.
Era só um trabalho na fábrica de cimento, mas ainda assim usava colarinho e gravata.
- Peki neyi temsil ediyorlar? - Limerick sabah gazetesini efendim.
E que representam?
Eğer annen aklı başında Limerickli bir adamla. evlenseydi kuzey İrlandalı Protestan bir saçın olmazdı, biz de geç kalmazdık.
Se a tua mãe tivesse casado com um homem decente de Limerick, não terias este cabelo espetado e protestante da Irlanda do Norte. E não estaríamos atrasados.
Limerick sokaklarında ne olup bittiğinden bihaber bir adam için Tanrı büyük olsa ne olur?
Pode ser bom para alguém, mas ultimamente não tem passado pelas vielas de Limerick.
Limerick'li birinin adı gibi görünsün diye mi Kevin ya da Sean koyacaksın?
- Há muitos. Se gritares lá fora : "Kevin, Sean, hora do chá"... terás meia Limerick a vir ter contigo.
İsa Mesih, İrlanda'nın en kutsal kenti Limerick'te yetişmiş olsaydı neler olurdu, bize bunu anlatacak.
Ele vai-nos contar... como teria sido, se o Nosso Senhor tivesse crescido em Limerick, a cidade mais santa da Irlanda.
Herkes Limerick'in en kutsal kent olduğunu söylerdi. Ama yine de herkes bir sürü insanın neden kiliselere koştuğunu bilirdi.
Diziam que Limerick era a mais santa das cidades, mas todos sabiam por que razão as pessoas estavam sempre na igreja.
Çünkü Limerick'te sürekli yağış olurdu ve onlar yağmurdan kaçmaya çalışıyorlardı.
Era porque estava sempre a chover... e ficavam lá dentro para não se molharem.
İsa'nın Limerick'te yaşamaktan hoşlanacağını sanmıyorum. Çünkü burada devamlı yağıyor.
" Penso que Jesus, o Nosso Senhor, não teria gostado do clima de Limerick...
Bu nedenle İsa'nın Yahudiler arasında o sıcak ve nemsiz topraklarda doğması güzeldi, çünkü Limerick'te vereme yakalanıp bir ayını doldurmadan ölürdü.
"porque se nascesse em Limerick, teria apanhado tuberculose... " e teria morrido num mês. Não teria existido a Igreja Católica...
- Limerick'de erkeklerin iki tek attıktan sonra Piccadilly'de gönül eğlendirmelerinin şaşılacak bir şey olmadığını herkes bilir
Todos nós conhecemos alguém... que tenha ficado por lá com uma prostituta de Piccadilly, não é?
Ama Limerick'te gülerler insana.
Mas em Limerick, todos gozariam.
Limerick'te sadece Tanrıyı, bebekleri ve iyi atları sevdiğini söyleyebilirisin.
Só se pode dizer... que se ama Deus, bebés e cavalos que vencem corridas.
- Limerick'i ziyaret mi ediyordu
Veio visitar Limerick?
Limerick'te bilmediğimiz bir tek kapı yoktu.
Não há uma porta em Limerick que não conheçamos.
Eminim ki Limerick hapishanesinin unutulmuş bir zindanında, aile ve arkadaşlarınızdan uzakta çürümek istemezsiniz.
"Estou certa que não quererá padecer nas masmorras da prisão de Limerick, " longe dos amigos e da família. "Fico ao seu dispor em..."
Limerick'in her yanında ve ötesinde kendimle uğraşarak işlediğim korkunç günahlar Kapıyı yüzüme çarpan Hıristiyan kardeş. Onu tokatladığım zaman annemin gözlerinde beliren yaşlar.
dos meus terríveis pecados de masturbação... por toda a cidade de Limerick, do Irmão Cristão que me fechou a porta na cara, das lágrimas nos olhos da minha mãe quando lhe bati.
Fakir Limerick halkının yarısının isimleri buradaydı.
Todos os que conheço e metade dos pobres de Limerick, estão aqui.
Limerick!
- Limerick. - Mmm.
Limerick'ten, Bayan Austen.
Limerick, Miss Austen.
Limerick'te kaç kardeşin var, Tom?
Quantos irmãos tens em Limerick, Tom?
Limerick İrlanda'dadır.
Limerick fica na Irlanda.
ve James McCormick, Limerick'ten.
E... James McCormick, de Limerick.
Hayır, böyle heyecanlı şeyler için Limerick'e inmen gerekir.
Não, aí teria de apontar mais para o Limerick, para esse tipo de acção.
Eserleri İrlanda'daki Limerick şehrinden Amerika'ya getirdik.
Os artefactos foram trazidos para a América a partir de Limerick, na Irlanda.
Dublin ve Limerick'de ipotekler durgun.
Hipotecas por pagar em Dublin e Limerick.
Limerick, Joe. L-i-m-e-r-i-c-k.
Limerick, Joe.
Limerick.
Limerick.
Bay Limerick'te olduğunu düşünüyordu.
Julgava que Mr. Limerick a tinha.
Adı Joe Limerick.
Chamado Joe Limerick.
- Joe Limerick ölmüş.
- O Joe Limerick morreu.
Limerick'ten mi?
És de cá, de Limerick?
Gölü takip et. Limerick yoluna gir. 202'den Exton kestirme yolunu kullan.
Contorna o lago, apanha a Limerick Road, e entra na 202 até ao atalho de Exton.
Limerick'li azizleri bilemezsen döverlerdi.
Batiam-nos se não soubéssemos rezar a Avé Maria, ou pedir em irlandês para ir aos lavabos.
Hayır!
Pedaços do diário de Limerick.
Ve şu halinize baktığında, nasıl kirlenip bozulmuş olduğunuzu gördüğünde. Ağlıyor. Korkuyla duraksıyor.
Chora quando olha para baixo, para este sombrio panorama, e contempla com horror a triste exibição dos rapazes de Limerick, que se sujam, que se poluem, que mancham os seus jovens corpos, que são o templo do Espírito Santo,
Limerick'li oğlanların kendilerini nasıl kirlettiğini gördüğünde, Kutsal ruhun evi olan genç bedenlerini nasıl aşağıladıklarını gördüğünde, kendileriyle nasıl oynadıklarını gördüğünde...
com a masturbação.