English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ L ] / Line

Line traducir portugués

1,130 traducción paralela
Ve 12 dakika "Ön Cephe".
E de 1 2 minutos de "Front Line".
Warp sürücüsü devre dışı.
Nossa propulsão de Warp está off-line
Altuzay vericisi devrede mi?
O transmissor subespacial está on-line?
Hareketlilik altyordamlarını kapattım.
Tive que pôr as suas sub-rotinas de mobilidade em off-line.
Tanrım, neye sebep olacaklarını bilmiyorlar mı?
Santo Deus, eles não sabem o que isso vai fazer à "fall line"?
17 numaralı model, ee, "The Clip Joint" e 29 numaralı model, "The Main Line" a Sağolun.
Manequim número 17... Ora, sente-se! E manequim número 29 vai para "ALinha Principal".
I don't see him dragging his sorry ass over the finish line.
Eu acho que ele não aguentaria até o final.
Kızkardeşim ona on-line olarak yazar.
A minha irmã contacta com ela pela Internet.
Her zamanki eskortu için talepte bulunmuştu - tenis oynadığım dönemdeki eskortun Green Line otobüsüyle gelip kendisini karşılamasını istemişti.
Pediu à sua companhia habitual dos seus dias do circuito do Ténis que se encontrasse com ele no cais, junto do terminal dos autocarros.
Artık Bay Garden sayesinde, şebeke ağı yönetici desteği veriyorum,... PC, Mac ve ana bilgisayar altyapılarına çevrimiçi E-task desteği sağlıyorum.
Agora, graças ao Simon, sou supervisor de apoio da rede, em plataformas PC, Mac e comunicações multimédia, com tarefas de apoio on-line. Não há muito quem possa dizê-lo.
" "Fine Line" çalışanları bu pazartesi çalışmama eylemi başlattılar... " "... hükümetin yabancı şirketlerle birlikte olup... " "... işçileri sömürdüklerini düşünüyorlar. "
Os trabalhadores da Fine Line entraram em greve na segunda-feira, acusando o governo de serem co-conspiradores... na exportação de mão-de-obra na Zona Livre por empresas estrangeiras.
"Fine Line" merkezi Amerika Alexandria, Virginia'da...
A Fine Line pertence à uma companhia maior :
"Lin-us" or "Line-us"?
"Lin-us" ou "Line-us"?
İngilizce konuşursam it's "Line-us".
quando falo inglês é "Line-us".
Döteryum enjektörleri tamir ettim, ikincil sistemler tekrar çalışıyor, ve Teğmen Kim'in mide rahatsızlığını yatıştırdım.
Reparei os injetores de deuterium, e a propulsão secundária está on-line e também tratei da barriga do Sr. Kim.
Bankanın sunucusuna giriyorum.
Estou a aceder ao servidor on-line do banco.
Slipstream motoru tekrar aktif.
Motores de Slipstream on-line.
Yanıt vermiyor PDL'in, devre dışı!
Nenhuma resposta. PDL estão off-line!
Yön bulma bilgisi aktif.
Dados da Nave on-line.
Aktif durumdayız!
Estamos on-line!
Hata veriyor - Çevrimdışı hata 324. Yani kağıdı çıkarmam gerekiyor.
Está a dar erro, um erro de "off-line" 324 tira-se o papel...
Burada hepimiz online'ız. İnternete bağlıyız. Dünya çapında ağ.
Estamos todos on-line, ligados à Internet, nada de andar às compras, tudo bem?
Altın Küreler için New Line'a inanılmaz bir parti ayarladım.
O ano passado fiz uma festa enorme para a New Line, os Globos de Ouro.
İnternette daha iyi davranıyordun.
És muito mais simpático on-line.
Yönlendirici emitörler devre dışı.
Os emissores frontais estão off-line!
Işınlayıcılar devre dışı.
Os transportes estão off-line.
Her birim birbiriyle ağdaki bültenlerle bağlantı kurar.
Comunicam umas com as outras acedendo às informações on-line.
Bak ne diyeceğim? Bu gece Bottom Line'a gel.
A única manhã em que ela se esquece de me pôr a garrafa na bota.
İnsanlar onu on-line satın alamıyor mu?
As pessoas não o podem comprar on-line?
On-line atom bombası bile alınılabilir.
Podes comprar a bomba atómica on-line.
Hala hattayız.İyi durumdayız.
Ainda on-line. Somos bons.
line.
line ".
Tüm yarışmacılar çevrimiçi.
- Todos os participantes estão on-line.
İkinci kaptan rapor veriyor. İkinci kaptan devre dışı. Talimat bekliyor.
Primeiro oficial off-line, a aguardar instruções adicionais.
Kendini imha sistemi devre dışı.
Sistema de autodestruição está off-line.
Beyler, beyin düzenleyici çalışıyor.
O amortecedor cerebral está on-line.
Jessica, Lawrence'ın internette bir başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu biliyordun, değil mi?
sabia que o Lawrence estava a ter um caso on-line com outra, certo?
Ve sistemleri tekrar çevrim içine ne zaman sokabilirim, bilemiyorum Kaptan.
Esta área turbulenta do espaço está acabando com ela. E eu não sei quando o sistema estará on line novamente, Capitão.
Çünkü ne kâşifin ne de yakalayabileceğin başka balıkların veremeyeceği bir şey sunabilirim.
Porque posso trazer-lhe algo que o seu explorador, ou qualquer dos outros peixes que possa ter on-line não podem,
Chorus Line'in ilk yatırımcılarındandı.
Foi um dos investidores do "A Chorus Line".
Arkadaşımla internette sohbet ediyordum.
Estava só a falar com um amigo meu on-line.
İnternetteki bir seks sitesinden satın aldığı bir alet.
É um aparelho que ele comprou on-line num site de sexo.
İnternete bağlanıp her arama motorundan Arcadia Askeri Okulu kelimelerini aradım.
Eu estive on-line e fiz todo o tipo de buscas... sobre Escola Militar de Arcádia.
Onu yeniden başlatıyorum.
Vou pôr a nave on-line.
Andrew da internetten seyahat acentesi işleterek evin güvenli ortamından çıkmamış oldu.
E o Andrew conseguiu permanecer na segurança do seu lar a trabalhar como agente de viagens on-line.
Online gazetelerde yazıyor musun?
Então, escreves para magazines on-line?
Bireysel internet bankacılığı.
Banco pessoal on-line.
"Whose Line Is It Anyway?" ( komedi programı )
Em "Whose Line is it Anyway?"
Şimdi Bottom Line'da şarkı söyleyecek miyim onu söyle!
Sabia que iam adorar!
Aeryn, pervane gücünü tekrar devreye sok
Aeryn, ponha a propulsão on-line.
J. Bruce Ismay
Bruce Ismay dirigia a White Star Line.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]