Liquid traducir portugués
52 traducción paralela
Burada 36 kutu Liquid Drano'yu bu adrese teslim etmem gerektiği açıkça belirtilmiş.
Com atraso. Tenho de entregar aqui 36 caixas de Drano.
Çantasında... Korkunçtu. Çalışması için "Sıvı Gümüş" e bıraktılar.
Nesse caso... foi terrível Eles puseram-na a trabalhar numa vila em Liquid Silver.
Yemi yuttular, efendim, kızı almak için "Sıvı Gümüş" yoluna koyuldular..
Eles apanharam o isco, Senhor, e eles vão para Liquid Silver para a rapariga.
- Dansçılar, Sıvı Gümüşe hoşgeldiniz ".
- Dançarinos, bemvindos ao "Liquid Silver".
Soyunma odalarınız Sıvı Gümüşün son odasıyla donatıldı.
O vosso camarim está equipado com a última moda da "Liquid Silver".
Sıvı ekstazi olarak da bilinir.
Também é conhecido como "Liquid X".
"Sıvı ekstazi" mi?
"Liquid X"?
- Sıvı ekstazi Rebecca.
- "Liquid X", Rebecca.
- Sıvı kılıçlar ailesine.
- Ao Liquid Swords, irmão.
Play back yapacaktır ve haftalık filmlere katılır. Liquid Sky Christiane F. ve Dirty Duck gibi filmlerde.
Interpretava play-backs e participava em maratonas de projeção... que passavam filmes como Liquid Sky,
Fedailer her gece kulüpte eğlendiğini söylüyorlar.
Os porteiros do Liquid Neon dizem que estás lá todos os dias.
Komiserim. Efendim, sahilde bir hareketlenme olmuş Liquid Neon yakınlarında.
Meu Tenente, acabei de ouvir na rádio, há acção na praia, ao pé do Liquid Neon.
Liquid Neon'da.
No Liquid Neon.
Sarah ve arkadaşıyla Liquid Neon'da dörde kadar eğlendik.
Dançámos com a Sarah e com a amiga dela no Liquid Neon até às quatro.
Luke ve Sean'la Tijuana'da iken "* Liquid X" almıştık biraz.
Comprei Ecstasy líquido em Tijuana com o Luke e o Sean.
Liquid Gold'a gel!
Venha para Liquid Gold!
- Liquid Gold, adamım!
- Ouro líquido, meu!
Liquid Goal diye bir yer.
Em um local chamado Meta Líquido.
- Liquid Gold mu?
- Liquid Gold?
- Liquid Goal.
- Líquidas Meta.
Neden Liquid Gold'a gitmiyorsun?
Por que não ir para Liquid Gold?
Bu, Ray Greene, Trystan McNeil'in ortağı nâmıdiğer Liquid Halo.
Apresento-te Ray Greene, sócio de Trystan McNeil na Liquid Halo.
Liquid Halo partilerini düzenlerken yardım ediyormuş.
Ela ajudava-os a organizar as festas da Liquid Halo.
Liquid Halo LISTSERV'ü yeniden aktif oldu.
A lista de convidados da Liquid Halo está na Internet.
Her şeyi düzeltebilecek bir yargıç tanıdığını söyledi. Karşılığında Liquid Halo kârından % 30 istedi.
Disse-me que tinha um juiz que podia resolver tudo e que ela só queria 30 por cento das festas da Liquid Halo.
"Liquid" e hoş geldiniz.
Bem-vindos ao Liquid.
Bence, güney sahiline "Liquid" açıldıktan sonra altı ay içinde bina yapımı patlaması, emlakçı patlaması, turizm patlaması olmasından.
Só se fala de South Beach depois de seis meses de Liquid... "Boom" na construção, no imobiliário, no turismo...
"Liquid" açıldığından beri, Güney Sahilinde uyuşturucu kullanma miktarı % 20 arttı.
Desde que o Liquid abriu, as detenções aumentaram 20 %.
Ayrıca, "Liquid" in diğer şehirlere bayiliğini veriyoruz...
E estamos a abrir franchises do Liquid noutras cidades.
"Las Vegas Liquid", "New York Liquid" inşaatları çoktan başladı bile.
Liquid Lounge de Las Vegas e Liquid Lounge de Nova Iorque já estão muito adiantadas.
Olivia'ya hoş geldin derken, bir dakikanızı alabilir miyim Danny'e güle güle demek durumundayız en başından beri burada bizim can simidimiz gibiydi, ve şimdi evine dönüyor.
Enquanto recebemos a Olivia, vamos só parar um momento, temos de nos despedir do Danny, que esteve no Liquid desde o início, ao leme, que agora vai voltar para casa.
Şunu kafana soksan iyi olur. 'Liquid'kapatıldı.
É melhor perceberes uma coisa.
Sonra, Allie Boy Mekan için sana yardım etti, ve Güm! İşte Liquid'in doğuşu.
O Allie Boy deitou fogo àquilo e bum... nasce o Liquid.
- Liquid Tibanna patlayıcı bir maddedir.
Tibanna Líquido! Altamente explosivo!
Geçen hafta arının üzerine daksil döktük ve öldü.
A semana passada pusemos líquido corrector Liquid Paper numa abelha. E ela morreu.
Bu Niki için iyi olmaz. Ama adamlar ısrarla ısrarla birisi ile gitmesini istiyorlar yarın akşamki prömiyere.
Acho que dava má imagem da Niki, mas eles insistem, insistem que ela vá amanhã à noite à estreia de Liquid Heat acompanhada.
Tadı "Liquid Angels" shot içkisine benziyor.
Parece um anjo líquido.
Lumber Liquid...
Lumber...
Aslında o şu anda benimle Liquid Su davasında çalışıyor ve haftalardır bu iş üstünde.
Ele está a trabalhar comigo no processo da Liquid Water. Trabalha nele há semanas e gostava, mas não posso.
Durham Gıda ve Liquid Su.
Durham Foods vs. Liquid Water.
Evet, tabii ki.
- Sim, claro. A Liquid Water.
Liquid Su. "Suya IQ koyuyoruz."
"Colocamos o QI em líquido."
Kimse gerçekten Liquid Su içerek IQ'sunun yükseleceğini zannetmez.
Ninguém ia acreditar que beber Liquid Water aumentava o QI.
Yani, gerçekten de Liquid Su içenler haricinde.
Quer dizer, para além das pessoas que bebem Liquid Water.
Bayım siz Liquid Su şirketinin adını lekelediniz buraya anlaşma için geldiğinizi sanıyorsanız bunu sizin için düzelteyim.
Os senhores mancharam o bom nome da Liquid Water. Se acha que isto é uma reunião para um acordo, deixe-me esclarecer uma coisa.
O zaman neden Liquid Su şirketine o şirketi satın alıp davadan vazgeçmesini söylemiyoruz?
Não podemos aconselhar a Liquid Water a comprar a empresa toda e depois desistir do processo?
Başkanım, sanırım kesin olarak söyleyebilirim ki onu yok ettik!
Penso que � seguro dizer, Sr. Presidente... que a liquid � mos!
Bana DJ Liquid derler.
Chamam-me DJ Liquid.
- O da ne?
O que é a Liquid Halo?
Senin işin bitti.
O Liquid acabou. - Estás acabado.
Liquid Su'yu duydun mu hiç?
- Ouviste falar da Liquid Water?