Liseli traducir portugués
605 traducción paralela
- Liseli gibi davranmayı kes.
- Estás a ser muito infantil.
Kolej öğrencileri, erkek ve kız hatta daha önce içmemiş. liseli çocuklar bile çok kolayca sert içki alabiliyorlar ve bunu istiyorlar.
Os universitários, de ambos os sexos, e até os rapazes e as raparigas do liceu, que nunca beberam antes, conseguem comprar bebidas alcoólicas com a maior das calmas.
Sanırım, öğretmeni gördün, inanılmaz yakışıklı ve ona liseli âşık kızı oynayacaksın.
Suponho que viu o professor, e ele é desesperadamente bonito... e pensou em ser sua aluna.
Bütün liseli çocukların gittiği bir fıskiye var.
Há a geladaria onde vão todos os rapazes do liceu.
Belki liseli çocuklardan bir kaçı yeni Gayger Sayacı'na kısa devre yaptırmışlardır.
Talvez algum estudantes tenha feito um curto circuito no contador Geiger deles.
Aşık olduğun o liseli çocuk değilim artık.
Já não sou a miuda que conheceste.
- Liseli kız değilim ben, öğretmenim.
- Não sou uma menina de escola, sou uma professora.
Dün, Dr. Humbert... siz ve ben liseli delikanlılardık... ve liseli kızların kitaplarını taşıyorduk.
Ontem, Dr. Humbarts, você e eu éramos o rapazinho do liceu... carregando os livros da escola.
Kalbimi bir liseli oğlan gibi çarptırıyorsun.
O meu coração bate como a um colegial.
Ah şu liseli çocuklar.
São os miúdos de liceu.
O liseli kıza ne oldu sence?
O que terá acontecido à estudante?
Beni sanki bir liseli kızmışım gibi hissettiriyorsun.
Você faz com que eu me sinta como uma colegial.
Evet, liseli pislikler.
Sim, putos do liceu.
Şimdi liseli kız havası revaçta.
A moda agora é o tipo colegial.
- 50 / 50 istiyorsan, Mike'le çalış, ya da o çok sevdiğin liseli beceriksizlerle.
- Se queres metade, chama o Mike. Ou um daqueles inúteis de que tanto gostas.
Liseli bir çocuk da bunu satın almak istiyor.
Um do nono ontem, estava e olho nela.
Burada tipik bir liseli kız aşkından söz ediyoruz.
O que temos aqui é uma típica queda de aluna de graduação.
Lütfen, bunun bir liseli aşkı olduğunu söylemeyi keser misin?
Por favor, pare de dizer que isso é uma queda!
Madeline Hutton ve Arthur Nagle liseli aşıklardı.
A Madeline Hutton e o Arthur Nagle foram namorados no liceu.
Ve fahişeler, liseli kızlar gibi giyiniyor.
Estava comigo, ontem á noite.
Liseli bir kız bile yapar bu işi.
Uma miúda do liceu fazia o que eu faço.
Selam liseli kız.
Bom dia, menina da escola.
Ve hiçbir liseli çocuk bu rekorunu kıramaz.
E nenhum puto do liceu vai conseguir bater esse.
Etmek zorunda. 36 yaşındayım, Macon, fakat o etraftayken liseli aşıklar gibi hissediyorum.
Ela vai aceitar. Tenho 36 anos, Macon, mas digo-te que À beira dela me sinto como um adolescente.
ben de saymasına yardım ediyorum. Bayan Rhoades'un yüzü liseli öğrenci gibi kıpkırmızı oluyor.
Olha, Marcy, olha como elas são antes de serem bolachas.
- Evet, liseli sevgililerdik.
- Sim, nós éramos namoradinhos de escola.
Biz liseli haylazlarız
Somos jovens rebeldes
Liseli haylazlarız
Jovens rebeldes
Ben geç derim, siz dur derseniz Biz liseli haylazlarız
Quando dizes pára, eu digo arranca Somos jovens rebeldes
Ama biz liseli haylazlarız Asla uyum sağlamayız
Mas somos jovens rebeldes e nunca nos adaptamos
Liseli çocuk.
Rapaz de Colégio.
Şu anda aşağıda liseli çocuğu aşağılıyor olmalıydım.
Devia estar lá em baixo... agora a humilhar o rapaz do colégio.
Onun kararına ve liseli çocuk olmasına ve herşeyine güveniyorum.
Confio no julgamento dele, dele ser um rapaz do colégio e tudo.
O daha liseli.
Ela continua na escola.
Riki, Liseli Aylin'i bilir misin?
Ricky, let's have a duel right here.
Liseli bir kız ve bir oğlan.
Era ainda estudante havia um rapaz.
Komşum olan şu liseli çocuk ta olmasa kimsenin sigara makinasını kullanacağı yok.
Sabes, se não fossem os estudantes da secundária aqui ao lado ninguém sequer usaria a máquina de cigarros.
Liseli kızlar gibi kıkırdıyorsunuz. Size bir fıkra anlatayım.
Agora conto-vos eu uma piada.
Seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim- -... liseli kızlar gibi kikirdiyorsun.
Selma, nunca te vi tão feliz risadas de uma jovem menina...
İşte buna bayılıyorum liseli kızlarda :
É disto que eu gosto nas gajas do colégio, meu.
Winslowlu, liseli bir genç.
Miúdo de liceu, de Winslow.
Dersin başlamasını bekleyen genç, masum bir liseli gibi.
Como o de uma jovem e inocente estudante que espera pela sua lição.
Erkeklerin soyunma odasina dalmis aptal bir liseli kiz oldugumu mu saniyorsun?
Julga-me alguma estudante idiota que entrou no vestiário dos rapazes?
Boşa geçirdiği o uzun yaz günlerini anımsıyor, liseli kızları öpüyor.
Recordamos os verões de antigamente, beijamos raparigas do liceu...
Liseli çocukları koruyorsun.
Manténs a nossa Escola segura.
Ya da liseli bir çocuktur.
Ou um miudito qualquer do liceu.
Liseli çocuğun ailesi burada.
- O que quer com ela? Os pais do miúdo do liceu já chegaram.
George onun yanında liseli bir kız gibi.
O George parece uma colegial à volta dele.
"Kuşum" derken bile liseli kızlar gibi kıkırdamadan duramıyorum.
Não consigo sequer dizer "mama" sem soltar uma risada como uma miúda.
Protesto yürüşündeki liseli çocuklar gibiydim.
Parecia uma colegial numa manifestação.
Liseli olmak zor iştir.
A escola é... é difícil.